|
|
Yazan Asuman
Tarih: 18.06.2017 08:10:06
Sil
|
Slm, her zaman herkes kayboldugunda ortaya cikanim, yan cizmeyenim, karsiliksiz yanimda olabilenim, isigim, yol gösterenim, dinleyenim, anlayanim, paylasanim, gölgesi daima üzerimde olanim, dost olabilenim, iyi ki varsin, iyi ki benimlesin, hep geldin, yine geldin, sefa geldin, hosgeldin biricigim.
Asuman |
|
|
Yazan Asuman
Tarih: 18.06.2017 06:35:57
Sil
|
"Önümden gitme, seni izleyemeyebilirim. Arkamdan da gelme, yol gösteremeyebilirim. Yanimda yürü." |
|
|
Yazan Asuman
Tarih: 18.06.2017 06:24:16
Sil
|
Hani denebilir dost olmak yıllar sürer diye ama hiçte öyle değilmiş. Gerçek dost samimiyetine o anda inandığın o denli de güvendiğin kişiyi karşında görmekmiş. O en zor anında onun varlığını her zaman yanında hissetmekmiş. Çevrendeki herkese geçirdiğin süreyle orantılı olarak yakınlaşırsın ya dost böyle değil işte, farklı çok farklı bişey.. Belki tanışmanın üzerinden 1 hafta geçer ama yılların arkadaşlığını samimiyetini yaşayabilirsin o kişiyle. İnsana tüm yaşanan yalan arkadaşlıkları, çıkara dayalı dostlukları bir anda silip attırabiliyor. İşte maneviyattır böyle dostluk zamana bağlı değildir ki. Maddeden vazgeçmek de bu olsa gerek. Nasıl oluyor bilmiyorum ama kendine güvendiğinden çok güvenebiliyorsun o dost yerine koyduğun kişiye. Kendinden bile şüphe ettiğinde ondan edemiyorsun bu böyledir yani..
Şimdi yazsan yazılmaz anlatsan anlatılmaz. Dost öyle bişey ki umutsuz bir vakaya dönüşeceğimiz anda bizi gece gece güldürmeyi başarabiliyor. Kan bağınız olmadığı halde kardeşiniz yerine koyabiliyorsunuz. Bazen kardeşinizden yakın bile olabiliyor bu dost kişisi. Niye diyecek olursanız kardeş zorunlu kardeşlik ama dost seçilmiş kardeş oluyor. İnsan gerçekten o kadar masumane bir sevgi ile seviyor ki dostunu kimseyle paylaşası gelmiyor..
O dost ki işte gülmeyi unuttuğumuz anda bize gülmeyi tekrar hatırlatabiliyor. Şu dünyada bir insanın herşeyidir dostları. Saçmaladığımız zamanda sıkılmadan dinleyebiliyor gerçekten böyle 100 kere anlatsan birdaha ki anlatmanda tavana bakmaz eminim. Ne kadar saçmalarsan saçmala işte sabırla dinliyor ve öğüt verebiliyor. Diyecek sözü kalmadı mı ağlıyor be abi seninle birlikte ağlayabiliyor.. Daha ne olsun da ? İşte benim canım yandığında gerçekten onun da canı yanıyor, hissettiğim acıyı benim kadar belki benden daha fazla yüreğinde hissedebiliyor.. Aynı şekilde ben mutlu olduğumda benim başarılarıma benden çok mutlu olabiliyor. Oysa bir başkasının sevincine, başarılı olmasından doğan mutluluğuna kıskanmadan ortak olmak her babayiğidin harcı değildir. Dost ya hani bu git dersiniz gitmez, ittiğinde sarılır insana. Herkesten kaçmak istediğinizde sizi hiç bırakmaz ki hayır diyemezsiniz dostlarınıza. Bunların hepsini içten ve menfaat beklemeksizin sevgiyle yaparlar.
Hani karşında işte konuşurken birşeyler anlatma gayreti içine girmene de gerek kalmıyor çünkü gözlerinden anlayabiliyor. Ses tonundan ne demek istediğini ne halde olduğunu o kadar iyi anlıyor, beni en az benim kadar düşünebiliyor ! Garip gibi geliyor ama öyle be valla düşünüyor. Canın sıkkın moralin bozuk olur ya hani herkes sorar “ Nasılsın ? “ diye.. “ İyiyim yok bişeyim “ der az bi tebessüm edersin geçer gider. Ama dost öyle değil abi.. Nasılsın dan önce gördüğü anda ( görmese bile hissedebiliyor ) “ İyi misin ? “ sorusunu yöneltiyor. “ İyiyim gerçekten iyiyim “ diyip kahkahalar bile atsan biliyor içini iyi olmadığını biliyor ya anlıyor…
Sadece iyi gününde yanında mutluluğunu paylaştığın insanlar gibi değiller işte. Asıl için kan ağlarken yanında olup tüm derdini, tasanı paylaşır, acını gerçekten hissedebilir. Öylesine bir güven vardır ki dostluğunda temelidir. Bu güven ufacık da olsa kırılsa, dostluk tehlikeye girer, hiçbir şey eskisi olmaz dostlukta..
Sizi böyle sadece işi düştüğünde aramıyor/mesaj atmıyor çünkü ne çıkarı var nede altında yatan başka bir sebep.. Sırf merak ettiği için sesinizi duymak istediği için yada bir mesajınızla iyi olup olmadığınızı kontrol etmek için hepsi.. Çok saçma bir konu hakkında yersiz bir yerde mesaj atabiliyor mesela sırf acaba nasıl diye merak ederek..
Dost ya hani bu ama her zaman yanınızda olmayabiliyor. Belki haftada bir belki ayda bir görüşüyor olabilirsiniz. Her gün konuşup görüşmeseniz de varlıklarının huzur ve mutluluk veriyor ve her zaman var olacaklarını biliyorsunuz. Arkadaşlarınız gibi belki dostunuzla gülüp eğlenemiyorsunuz, arkadaşlarınızla geçirdiğiniz zamanın binde birini bile geçirseniz dostunuzla yinede hiçbir sorun yoktur. Yanınızda işte olmasa bile hissettirebiliyor size her zaman yanında olduğunu.
Velhasıl kelam her insana nasip olmayacak hazinelerdendir. Her insanın hayatında en azından bir yahut iki tane olmasını dilediğimdir. Çok olmasına lüzum yok, zaten olamaz da.
Tarifi imkansız bişey işte
Yanımda olan, değerli olduğumu, önemli olduğumu, ne yaparsam yapayım bu durumun değişmeyeceğini bana asla unutturmayan dostuma, sevgiyle… |
|
|
|
Yazan Manna
Tarih: 29.01.2009 05:29:07
Sil
|
Ne zaman eskiyor sevgiler ödenen bedellerin acısı geçincemi??? Yağmur yağıyor mutfak camındayım..nasıl üşüdüğümü bilemezsin.. Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne. Söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama.. Şimdi telefon açsam sana sesini duymakta yetmiyor ki.. Hep aynı cümleler. Babamlar nasıl? İlacını aldın mı? Nedenini bilmediğim bir ağlamak var içimde. Bir yerlere sığdıramıyorum yüreğimi. Bazen dalıp giderdin mutfakta yemek yaparken tahta kaşıkla tencerenin başında öylece ne düşünürdün acaba? Özlemek cok fena anne, anlamak seni daha da fena.. Omuzlarim ağrıyarak uyanıyorum sabahlari. Benim kızımın omuzlarımı ovmasına daha cok var. Gittikçe sana mı benziyorum ben? Ya da 'annenin kaderi kıza' dedikleri doğru mu? 'baban eskitir herşeyi kızım,'demiştin bir kez. Anlamamışım meğer, eskiyormuş anneciğim. Omzunu ovacak kalmıyormuş meğer aynı evin içinde. Şimdi duysan bunları, ne üzülürsün mutsuz mu kızım diye, çoktan kendinden vazgeçmiş bir sesle. Mutsuz değilim de anne, yağmura ve mutfağımdaki kedere çare bulamıyorum. Evimi topluyor, toz alıyor, patlıcan kızartıyor, televizyon seyrediyor, akşam çalan kapıyı açıyorum. Açtığımı gören olmuyor. Pişirdiğim yeniyor da, güzel olmuş denmiyor. Çay demleniyor demleniyor, demleniyor. Kederim mutfağın her yerine yerleşiyor. Ah nasıl eskiyor herşey anne, nasıl eskiyor. Eskilerimi atmaya kıyamıyorum. Seni çok özlüyorum. Bana yasakladığın bahçeler sana da mı uzaktı hep.? Gidemeyişine ağladın mı sende? Ne zaman eskiyor sevgiler ödenen bedellerin acısı geçince mi? İşte böyle... kalbimde bir acı Şarkılar seni söyler..
|
|
|
Yazan Mavizer19O7
Tarih: 10.11.2008 23:18:32
Sil
|
________00000000000000_______000000000000_________- ______000000000000000000__000000000000000000______- ____000000000000000000000000000000_______00000____- ___0000000000000000000000000000000_________0000___- __00000000000000000000000000000000000________0000_- __0000000000000000000000000000000000000_____0000__- _0000000000000000000000000000000000000000___00000_- _00000000000000000000000000000000000000000_000000_- _000000000000000000000000000000000000000000000000_- _00000000000000000000000000000000000000000000000__- __000000000000000000000000000000000000000000000___- ___0000000000000000000000000000000000000000000____- _____00000000000000000000000000000000000000_______- _______0000000000000000000000000000000000_________- __________000000000000000000000000000000__________- _____________0000000000000000000000000____________- _______________00000000000000000000___L___________- __________________000000000000000_____o___________- ____________________0000000000________v___________- ______________________000000__________e___________- _______________________0000_______________________-
|
|
|
Yazan Mavizer19O7
Tarih: 10.11.2008 23:16:59
Sil
|
Kendine iyi bak bir veda degil elveda cümlesidir çogu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasini gizler içinde...
"Kendine iyi bak." Çünkü bundan sonra ben yaninda olmayacagim. Olamayacagim. Istesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmani istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.
Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden baskasi olmayacak yaninda sana bakacak. Ben olmayacagim. Kendine iyi bak ve beni düsünme. Çünkü ben de seni düsünmeyecegim artik. Arama sakin beni yazma çünkü ben yazmayacagim. Sil beni yüreginden çünkü ben silecegim. Fakat yasanilan paylasilan güzel seyler hatirina sana yürekten mutluluklar diliyorum. Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum.
"Kendine iyi bak. Aramizda geçen herseye ragmen benden sonra iyi oldugunu bilmeyi tercih ederim. Aslinda bilmem çok önemli degil iyi oldugunu varsayacagim ben. Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum ben seni kendinle basbasa yapayalniz birakiyorum ben. Biliyorum kendini birakacaksin benden sonra o yüzden iyi bak diyorum. Aslina bakarsan çok da fazla umursamiyorum."
"Kendine iyi bak derler ve giderler. Tutkuyla sevenler bazen birden fazla söylerler bunu. Çünkü onlari ayirmak eti tirnaktan ayirmak gibidir. Kolay kolay kopamaz onlar süreç çok aci vericidir yürek parçaliyicidir. Her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine “Kendine Iyi Bak gözleriyle ayrilirlar. Ta ki umut da sevgi de tükeninceye kadar Ta ki son elveda mezar sessizligine bürününceye kadar"
Tutkunun ötesinde sevenler bir kez Kendine Iyi Bak derler ve giderler. Onlar eti tirnaktan ayirmak yerine ölümü yeglerler. Onlar bu aciyi bir kezden fazla kaldiramayacaklarini bilirler.
"Kendine iyi bak" derler ve giderler. Bu sözlerin içinde ihanet yok hiç bir zaman olamaz derler ve giderler. En büyük ihanet degil midir aslinda seni seveni ihtiyaci olani yüzüstü birakip gitmek. "Kendine iyi bak" derler ve giderler. Seni suskunluga mahkum edip giderler. Seni parçalara ayirip en büyük parçayi yanlarina alip giderler. Seni senden alip giderler.
Daha kötüsü suçlayamazsin onlari tüm bunlar için. Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardir elbet. Suçlatmaz kendini. Savasmadiklari için kizarsin ama suçlayamazsin. Savasmislarsa yenildikleri için kizarsin ama suçlayamazsin. Yenildigin için kizarsin ama suçlayamazsin Ayriligin kaçinilmazligina inandirir seni kendine iyi bak derler ve giderler. Elinden umutlarini düslerini sevgilerini alip giderler. Bir tek anilari birakirlar geride bir de hatirladikça gözyaslarina bogulasin diye unutulmayan nagmeler.
Arkalarina bakmadan çekip giderler eger yalniz kalmissan çünkü insafsizliklarini görmek istemezler. Hersey o saniye orada bitsin kapansin bu sayfa isterler. Bitti diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Kirildim ve affedemiyorum diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Seni istemiyorum artik hayatimdan çikaracagim ama bil ki hiç unutmayacagim diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Biliyorum çok kanayacaksin ama daha iyisini yapamiyorum diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Vicdanlarini rahatlatmak için kendine iyi bak derler çünkü o kan uzun süre akacaktir ve o yara asla kapanmayacaktir bilirler.
"Kendine iyi bak" bir noktadir çogu zaman. Kendine iyi bak deme bana sadece kötülükler noktalansin isterim ben. Oysa sen iyisin Sen gözümdeki isik dudagimdaki tebessüm sen içimdeki sevinçssin. Sen hayatima renk katan sen yüregimdeki çarpinti sen hayatimdaki nesesin. Sen yolumu aydinlatan sen dert ortagim sen gönül yoldasim sen bir tanesin. Kendine iyi bak deme bana. Nokta koyma.
Keske böyle yasanmasaydi bazi seyler keske affedebilsen beni keske ben de affedebilsem Keske döndürebilsek zamani geriye. Keske bugünkü aklimizla yasasak herseyi bastan. Nafile... Ama yine de gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi? Sen eksikken ben nasil tam olurum? Senden kalan boslugu kimlerle doldururum? Savassak aramiza giren seytanla olmaz mi? Hani büyük asklar her türlü engeli asardi hani gerçek dostluklar her sinavi geçerdi hani sevgi eninde sonunda kazanirdi? Hani hayatta hiç kirlenmeyecek degerler vardi? Hani en büyük zaferler en kanli savaslarin ardindan kazanilirdi? Bunlarin hepsi yalan mi? Sahiden... gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi?
Peki o zaman... Senin istedigin gibi olsun... Öyleyse...Sen de Kendine Iyi Bak.
"Kendine iyi bak" derler kursunu kafana sıkıp giderler... |
|
|
Yazan Mavizer19O7
Tarih: 16.09.2008 19:47:19
Sil
|
Gidiyorum, ılık nefesini yüreğime kuşanıp kırık hayallerin son kentine gidiyorum. Gidiyorum, karakışları mevsimlerden eleyip dudaklarına baharlarını doldurmak için el çekiyorum divanlardan. Yetim düşlerimi buruşturup eteklerimi çekiyorum yetim kıyılardan... Gidiyordum, bir gün sana " sen " diye gelmek için gidiyorum. Artık saçlarına aydınlığı giydirdiğim yıldızları toplamadım bu gece gökyüzünden Ve bu sabah, bir yudum terin toprağa düşmesin diye avuçlarını açıp sana el pençe divan duran sevda bulutlarını artık kaldırmadım tatlı düşlerinden...Çünkü, yüreğimi " yüreğine " emanet etmiştim.
Gidiyorum, bir gün yüreğine " nefes " diye dönmek üzere gidiyorum. Gitmeden son kez dokunuyorum gözlerinin duruluğuna. Son kez yüreğimle baharların ıslak öpücüklerini konduruyorum yüreğinin kuru dudaklarına. Oysa ben kendimi pusulasız yollara vurduğumda sen uyuyordun. Kirpiklerinde dinleniyordu hırçın dalgalar. Avuç içlerinde sığınmış rüzgarlar, mayasız ateşleri içiyordu yanardağın küçük kurnalarından. Ben sana bakarken zaman durmuştu sanki. Bakakalmıştım sana. Yüreğinin nabzını hissedebiliyordum yüreğimde. Her nefes alışında saçlarına doğru eğilip kulağına usulca " seni seviyorum " diye fısıldamak isterdim. Off dokunmaktan öte, gözlerin duruluğunda baharları soludum sadece..Dilimde lal olan kelimeler içten icten sana yanıyordu. Sana bakarken sular durmuş, hayırsız fırtınalar sevdamıza susmuştu. Çünkü ben seni izliyordum.Nefes alışını, yeni bebegin ellerini oynatmasi gibi parmak uçlarını oynatmanı izliyordum uzaklardan.. İşte o an herşeyi unutup tenini " terinden" , gözlerini " kirpiklerinden " kıskandım. Çünkü, gül yüreğini sadece ben öpmeliydim ve gözlerinde sadece ben görmeliydim Cennetin gül desenli kelebeklerini. Ben, seni " senden " kıskandım canem...
Sıcak yüreğimi, soğuk ellerine bırakıyorum olur da bensiz satırlarda üşümeyesin diye.. Gayri sen varken alnımın yazgısında, gözlerini giyiniyorum üzerime. Kırlangıcların dualarını alıp avuçlarına umuda kanatlasam , orda sen olmalıydın. Aldığım nefeste, sen yaşamalıydın. Gözlerimi, gözlerine yumup esen yele veriyorum sensizliği. Gidiyorum, yüreğimi yüreğine emanet edip gidiyorum. Artık yalnızlıgın gölgelerinde yudum yudum özlemleri yakıp bir umut ateşinde ısınacaksın.
Biliyorum, gidince en çok seni " sana " anlattığım senli satırlarımı özleyeceksin. Bir anahtar deliğinin ardına gizlenmiş Cenneti, gözlerinin ovalarına seren kelimelerimi arayacaksın yorgun kağıtların suskun nefeslerinde. Bulutsuz düşlerin , yıldızsız gecelerin ardında takılıp rüzgarları avuçlarında çıplak denizleri senin gözlerin için yaktığım satırlarımı özleyeceksin. En çok yüreğine dokunduğum " yüreğimi " özleyeceksin.Yüreğini yıldızlara yaslayıp özlemi demleyeceksin gecenin karanlık çaydanlıklarında..Hasretim büyüyecek damarlarında, duvarlar dilini yutmuşcasına suskunluğun maskesini giyinecek. Beni arayacaksın bensiz cümlelerin sen kokan satırlarında. Bir sigara daha yakacaksın dumanını dağların yüksek yamaçlarına yolladığın. Kesmeyecek bir daha. Küllüklerde öldürdügün sigara izmaritlerinle sönmeyecek hasretim..Seni şimdiden özlediğim gibi sende " beni " özleyeceksin..Her dokunuşumda saçlarına gelincikleri seren ellerimin kücüklügünü arayacaksın avuç içlerinde. Temmuz gecesi sebebsizce üştüğünde titreyen tenine gözlerimi sermemi dileyeceksin. Hasreti kanatıp özleyeceksin..Belki de en çok parmak uçlarının üşümüşlüğüne gözyaşlarımı ateşlere rehin verdiğim gözbebeklerimi özleyeceksin. Merak etme, ne zaman yüreğin üşürse yanardağları giyinip sana geleceğim. Kan ter içinde kalsam da üşümüş yüreğine sıcak iklimlerin ılık meltemlerini giydireceğim. Ve bir damla hüznünde" ölümün üşüdüğü " yüreğine sürgünler revâ görülürse, canımı kaybetme pahasına sürgün mahkemelerini ateşe vereceğim.
Şimdi gidiyorum, Yokluğumda gülümse ne olur. Her gülüşünde yıldızları sereceğim karanlıklarına. Yalnızlığın kör duvarlarında yaslayıp beni düşün hayallerin ötesinde. Her hayalinde ben avuç avuç güneşi ekeceğim ıslak yağmurlarına...Ve bensizlikte sana yazdıklarımı okuyup dualarında an ismimi. Andıkça ismini, yüreğimle düşeceğim yüreğinin düş fakir ovalarına..
Gidiyorum, biliyorum. Bulutlar bir başka serilecek yağmurlara. Yağmurlar hep bensizliğin cığlıklarını taşıyan kulaklarına. Ve gece katransı olup karanlıkları bırakacak duvarlarına. Ben, senin yüreğinden öteye hiç gitmediğimi düşün.. " Güneşle başladığım satırlara, yağmurun ıslak taneleri tanıklık etti..Sanki, beni uğurluyorlardı.. Belki de her yağmur tanesinde senin ellerin vardı..Kim bilir...
Seni düşündüm, satırlarımı bırakıp. Gözlerinin, sesinin özleminde dışarıya çıktım. Yağmurun her cama vuruşunu, senin yüreğin bilip İplik iplik yağmura aldımadan delicesine ıslandım.. Gökten süzülen damlaları sen bilip Seninle dans eder gibi yağmurlarla dans ettim....
Birazdan gökkuşakları açacak burada .. Bilmiyorum sen ne yapıyorsun uzaklarda ? Ben, gökkuşığının boynuna sarılıp Seni yüreğinden öper gibi usulca gökkuşağını gözlerinden öpeceğim....."
|
|
|
Yazan Mavizer19O7
Tarih: 16.09.2008 19:42:02
Sil
|
Kızgınım gece doğan güneşe
Işık saçmadığı için yüreğime
Sensizliğin verdiği özlemler, geceleri
Saplanıp kalsa, parçalasa da yüreğimi
Kızgın yağ dökülmüş gibi
Kavursa da içimi
Alıp o kestane rengi saçlarını
Gidiyorum şimdi
Yıldızlar sararıp soldu
Kümelendi birbirleri üstüne
Yokluğun gözümde oldu
Izdırap dolu karanlık perde
Döndüm bak!
Örümcek ağında can verene
Tutuklu kalsam da elâ gözlerinde
Güneş bir daha doğmaz üzerime
Çekip içime, senin o hüzün dolu türkü sesini
Gidiyorum şimdi
Bakıp karanlığa, düşmesem de ümitsizliğe
Kan olup dolaşmak istediğim, kalbinde
Koyamadın ya beni bir yerlere sende
Meseleler içimde
Sürüncemede, şimdi
Her aşk dört mevsimini yaşar, kâinat gibi
Nedense benim mevsimlerim kutup iklimi
Alıp kar altında kalan paramparça bedenimi
Birde içimi titreten gülüşlerini
Gidiyorum şimdi
Beni saran bulutlarda gizli kasvet
Çakal türemiş bu dağlarda, etmem cana minnet
Göğsümü kör kurşun delip geçer, bir gün elbet
Meltem rüzgârları estiğinde aralık bırak pencereni
Bari ruhum gelip girsin içeri
Çıkardım kurşungeçirmez yeleğimi
Sana gelmek için,
Gidiyorum şimdi  
|
|
|
Yazan Mavizer19O7
Tarih: 16.09.2008 19:34:11
Sil
|
Geceler sensiz.. Geceler soğuk.. Sabahlara kadar ayaz geceler Unut beni... Yeniden doğ bensiz.. Sakın kaybetme yaşama sevincini... Yaptıklarımın acısını belleğinden silerek büyü. Yaralı kalbini sar yarınlarla, yeni umutlarla, yeni sevinçlerle. ilerde seni bekleyen mutluluğa koş, sana hiçbir zaman vermeyi başaramadığım mutluluğa koş.. Yoktur seni benim kadar seven ve sevecek olan, bir o kadarda sana layık olamayan, seni anlayamayan... Ben yaşarım acını, gözlerini hayal eder, biraz daha içer vururum kendimi kelimelere.. Dudaklarına dokunup seni sevdiğimi söylemeyi özlerim ama yaşarım, yaşarım farkında olmadan... Mutlu ol, eksik olmasın yüzünden gülücükler, acılar bulmasın seni. Mutsuzluğumla, bu hayat üzerinde bundan sonra hiç olamayacak olmamla, sensizliğimle yargılayıp affet beni. Cezamı çekiyorum ben.
Her şeyden vazgeçerken tek vazgeçemediğim sana bir çift sözüm var. Seni Hala Seviyorum, Seni Seviyorum...
Mutlu ol.. Mutlu ol... Benim içinde mutlu ol Sevdiğim...

|
|
|
Yazan Mavizer19O7
Tarih: 16.09.2008 19:33:38
Sil
|
Geceler sensiz.. Geceler soğuk.. Sabahlara kadar ayaz geceler Unut beni... Yeniden doğ bensiz.. Sakın kaybetme yaşama sevincini... Yaptıklarımın acısını belleğinden silerek büyü. Yaralı kalbini sar yarınlarla, yeni umutlarla, yeni sevinçlerle. ilerde seni bekleyen mutluluğa koş, sana hiçbir zaman vermeyi başaramadığım mutluluğa koş.. Yoktur seni benim kadar seven ve sevecek olan, bir o kadarda sana layık olamayan, seni anlayamayan... Ben yaşarım acını, gözlerini hayal eder, biraz daha içer vururum kendimi kelimelere.. Dudaklarına dokunup seni sevdiğimi söylemeyi özlerim ama yaşarım, yaşarım farkında olmadan... Mutlu ol, eksik olmasın yüzünden gülücükler, acılar bulmasın seni. Mutsuzluğumla, bu hayat üzerinde bundan sonra hiç olamayacak olmamla, sensizliğimle yargılayıp affet beni. Cezamı çekiyorum ben.
Her şeyden vazgeçerken tek vazgeçemediğim sana bir çift sözüm var. Seni Hala Seviyorum, Seni Seviyorum...
Mutlu ol.. Mutlu ol... Benim içinde mutlu ol Sevdiğim...

|
|
|
Yazan Mavizer19O7
Tarih: 16.09.2008 19:29:14
Sil
|
Yine yoksun.. Olmayışlarını yazmak ne kadar güç gelsede yüreğime.. Yine yazacağm..
Yokluğunun hiçbir evresinde bugün ki kadar acımamıştı yüreğim.. Bugün bir başka sızlıyor sol yanım!
Olman gereken yer benim yanımken, yine yoksun!
Yarısı hüzün,yarısı mutluluk kokan bir sabaha uyandım bugün.. Ve bu sabah sızım sızım sızlayan.yürek acımla burun buruna geldim.. Gözyaşlarımı tuttum,ağlamakla taçlandırmayacaktım bugünü... Mutlu olmalıydım,sensiz senin için mutlu olmalıydım..
Hala çabalamaktayım,bu satırları yazarken.. gözlerim dalıp dalıp gitsede, başladığım gibi bitirmek zorundayım.. Sensizliğin çatısı altında,sığıntı gibi yaşamak çok ağır.. Bestelenmesi gereken mutluluklar varken, ayrılığı,hasreti ve gelmeyişlerini bestelemek çok ağır.. Beklemekten yosun tutmuş bu yürek çok ağır.. Özledim diye susmak bilmeyen iç çığlıklarım çok ağır.. Bu şehirde bıraktığın anılar arasında yaşamaya çalışmak çok ağır.. Ve Her tarafı ağırlıklarla çevrili olan bu bedende yaşamak Çok Ağır!.. YÜREĞİMyüreğim seninle,seni beklemek asırlarca sürsede
|
|