|
|
Yazan ^HaNıM aGa^
Tarih: 14.07.2013 15:54:09
Sil
|
Hem yanımdasın hem çok uzaktasın Doğan güneşim kaybolan amacımsın....... |
|
|
Yazan ^ECRİN
Tarih: 04.05.2012 22:30:43
Sil
|
Biz Biz Olduqumuz Için S£viLdik ßizi SatanLarı KaLbimizden Bir Bir SiLdik . Geride 3-5 Kişi kaLdık ama içimiz rahat MutLuyuz . Çünkü Bu yaşımıza kadar Hiç Adam SATMADIK .! KraL OLmayanLara Taç taktık İşte En Buyuk Hatayı da ßurda Yaptık.!
|
|
|
Yazan ^ECRİN
Tarih: 12.04.2012 22:39:32
Sil
|
ARKADAŞ ile DOST KAVRAMI
Arkadaş evinize geldiğinde misafir gibi davranır, Dost geldiğinde buzdolabını açıp istediğini alır. Arkadaş senin ağladığını görmez, Dostunun omuzu ise senin gözyaşlarınla ıslanır. Arkadaş davetine katılınca bir paket hediye ile gelir, Dost sana yardım etmek için erken gelir toparlanman için geç gider. Arkadaş, onu o yattıktan sonra ararsan rahatsız olur, Dost neden bu kadar geciktiğini sorar, derdini anlatmak için, Arkadaş bir kavgadan sonra her şeyin bittiğini düşünür, Dost ise tekrar arar. Arkadaş senin daima onun arkanda olmanı ister, Dost ise her zaman senin arkandadır. Arkadaş zaaflarınızı öğrenir ve onları kullanabilir, Dost zevklerinizi öğrenir ve onlara hitap eder. Arkadaş zayıflıklarınızı bilirse başınıza kakar, Dost zayıflıklarınızı bilirse örtmeye çalışır. Arkadaş sizi ikinci görmek ister, Dost ikinciniz olmaktan şeref duyar Arkadaş sıkıntınız olmadığında yanınızdadır, Dost sıkıntınız olduğunda size koşar, Arkadaşlarınıza siz huzur vermeye çalışırsınız, Dostlarınız size huzur vermeye çalışır. DOSTÇAKALIN CANLAR.!
|
|
|
Yazan ^ECRİN
Tarih: 10.04.2012 21:19:54
Sil
|
"MARANGOZUN GÖREMEDİĞİ" Yaşlı bir marangozun emeklilik çağı gelmişti.Patronuna işten ayrılarak artık ail...esi ve torunlarıyla zaman geçirmek istediğini söyler.Bunun karşılığında patronu marangozdan son bir isteği olduğunu ve ondan son bir kez bir ev yapmasını söyler.Marangoz kabul eder ve işe girişir.Fakat gönlü artık işte olmadığı için baştan savma işçilik ve kalitesiz malzeme kullanarak evi bitirir.İşini bitirdiğinde patron evi gözden geçirmek için gelir.Dış kapının anahtarını marangoza uzatır."Bu ev senin" der, "sana benden hediye".Marangoz şoka girer.Bu nasıl olur diye düşünür.Bu son diye bir an önce bitirmek için yaptığı evin kendisinin olduğunu öğrenince çok utanır.Bu evin kendi evim olduğunu bilseydim hiç böyle yapar mıydım diye düşünür ve yaptığı hatanın farkına varır.Bir başkası için yaptığı iş aslında kendi kullanacağı standartların çok altındadır.
Evet kendi hayatınızda da marangoz sizsiniz.Her gün bir çivi çakar,bir tahta koyar ya da bir duvar dikersiniz.Hayat bir "kendin yap" tasarımıdır.Başkaları için yaptığınızı düşündüğünüz olumlu ya da olumsuz her şey, sizin kendi evinizi inşa eder.Oturduğunuz evin güzelliği de,çirkinliği de sizin eserinizdir..
|
|
|
Yazan ^ECRİN
Tarih: 27.03.2012 20:32:21
Sil
|
ßana insanLarı anlatmayın. ßen insanLarı ya$ayarak anlayanlardanım.. ßana dostluk nedir diye sormayın. ßen dostlarım için ölümle bulu$anlardanım... ßana sen kimsin diye sormayın. ßen kendini anlatmayı sevmeyenlerdenim.. ßana a$k nedir diye sormayın.. 1 kere ya$adım 1 daha ya$armıyım bilmeyenLerdenim.. ßana can ne demek diye sormayın.. canımdaki Canlar için can yakaNlardanım.. AnLayana
|
|
|
Yazan ^ECRİN
Tarih: 27.03.2012 20:19:51
Sil
|
GELİP ALABİLİRSİN EMANETİNİ...!!!!
Bu şiir sanadır iyi dinle... Dinle ki, Bana dair ne varsa Ve ne varsa yalan yanlış yaşadığımız Herşey ama herşey yüzleşecek bu mısralarda... Bugün haber aldım senden Defalarca çarpıp nefretin kapılarını Sokaklara vurdum kendimi. Serseri kaldırımlar ayağıma dolaştı, Yalanlarla soğuttum yüreğimi Kahrettim, kan kustum ama hep sustum Bilir misin kaç kereler seni düşünüp de, Gizli gizli ağladım, Sen ki celladı olmuştun hayallerimin Umutlarımın katili... Ve genç bir ömrün acımasız azraili Her gece çalıp rüyalarımın kapısını Beni dirhem dirhem öldürdün Dünyayı dar edecektim sana Önümde diz çöküp yalvaracaktın Bensizliğin acısı oturduğunda içine Yokluğum ilmek olup dolandığında boynuna İpini çekecektim, olmadı yapamadım.
Bilir misin kaç kereler seni düşünüp de, sana içtim sevgine değil, sevgisizligine... Ben seni mi sevmiştim? Sabahlara kadar ağlayıp kuruttuğumda göz yaşlarımı Kimse sormadı halimi, kimse acımadı. Şarkılarla dertleştim birbaşıma... Unuttum deyip kutladığımda sensizliği Silmek için gözyaşlarımı aynaya her baktığımda Gözlerimde seni buldum. Başucuma resmini koydum, Nasıl da acımasızdı bakışların Nasıl da zalim, Ben seni mi sevmiştim? Kırık dökük bir bahar mı kalacaktı senden geriye Ve ihanetin hiç dinmeyen sancısı... Seni benden çalacaklar mıydı? Bir kuş gibi uçup gidecek miydin yüreğimden, Bir daha dönmeyecek miydin? Hangi kahpe kurşunla bitti bu mavi sevda? Ağlamak neyi değiştirir ki Herşey bitti artık herşey bitti Sen hayallerimin celladı, Umutlarımın katili ve zavallı bir ömrün acımasız azraili, Beynimdeki tek kurşunla vurdum kendimi, Gelip alabilirsin emanetini!... |
|
|
Yazan ^ecrin
Tarih: 18.03.2012 02:00:28
Sil
|
koruyucu melek Dünyaya gelme hazırlıklarının tamamlandığını öğrenen bir bebek, Tanrı'ya sormuş: "Tanrım beni yarın dünyaya göndereceğini söylediler, fakat ben o kadar küçük ve güçsüzüm ki, orada nasıl yaşayacağım?" Tanrı, doğmak üzere olan bebeğe gülümsemiş. "Tüm meleklerin arasından bir melek de senin için seçtim" demiş. "O seni dünyada bekliyor olacak ve seni koruyacak. Meleğin sana her gün şarkı söyleyecek, gülümseyecek, acıktığında karnını doyuracak, uykun geldiğinde uyutacak. Sen her anında onun sevgisini duyumsayarak büyüyecek ve mutlu olacaksın." Bebek yine sormuş: " Peki insanlar bana birşey söylediklerinde, ben onları nasıl anlayabileceğim" demiş. "Dillerini bilmiyorum ki... Söylediklerini anlayamam ki..." Tanrı, çaresiz bebeği yine cesaretlendirmiş: " Tüm varlığınla güvenebilirsin meleğine," demiş. "Anlamadığın herşeyi o sana anlatacaktır. O seni, yaşamı pahasına bile hep koruyacaktır." O sırada bir sessizlik olmuş... Dışardan "Dünyanın sesleri" gelmeye başlamış. Çocuk, dünyaya ayak basmak üzere olduğunu anlamış ve çabucacık bir soru daha sormuş Tanrı'ya: "Tanrım galiba dünyaya ayak basmak üzereyim" demiş. " Sormayı unuttum, meleğimin adını... Lütfen hemen söyler misin adını?" Bebek "yola" çıkmadan Tanrı onu son kez cesaretlendirmiş: "Meleğinin adının önemi yok yavrum" demiş. "Sen ona nasıl olsa " anne " diyeceksin."
|
|
|
Yazan ^ecrin
Tarih: 12.03.2012 19:04:19
Sil
|
Ne çok şey anlatır gözyaşları...Bazen söylenemeyen sözlerin sesi,bazen bir pişmanlığın diyeti,bazen de bir sevda nefesi...Sessizliğin çığlıklarıdır aslında gözyaşları...Anlatılamayanı anlatmak ister karşısındakine...Eğer anlayabilirse...
İnsanoğlu bir garip...Sevinir ağlar,üzülür ağlar,hasret çeker ağlar,kavuşur yine ağlar.Kelimeler kifayetsiz kaldığında,gözyaşları görev başındadır.Aslında ağlayabilmek büyük bir nimet...Ve ağlamak taş kalpli olmadığımızı gösteriyor.Hala insan olduğumuzu, hissettiğimizi, DUYGUSUZ olmadığımızı...
Ama bazen gözpınarlarından aşağı süzülemez gözyaşları...Onlar dışa akıp ziyan etmezler kendilerini...Çünkü çok daha önemli bir görevleri vardır.İçteki bir yangını söndürmek isterler.Göz kapaklarınızın alev alev yandığı,boğazınıza bir şeylerin düğümlendiği,burnunuzun direğinin sızladığı oldu mu hiç? Dikkat ettiniz mi o anlarda gözyaşlarınızın istikameti neresi? En zor olanı bu belki de...
Ağlamak zayıflık mı?Neden ağlamamız gereken anlarda yumruklarımızı,tırnaklarımız avuçlarımızı kanatıncaya kadar sıkar, boğazımızdaki düğümleri yutkunarak gidermeye çalışırız? Neden kaçırırız buğulanan gözlerimizi başkalarından?
Bakın ağlıyorum işte! Utanmıyorum kimseden...O kadar içime akıttım ki gözyaşlarımı!...Artık zapt edemiyorum içimdeki çağlayanı....
Ağlıyorum dostlarımın vefasızlığı için Ağlıyorum özlediklerim için Ağlıyorum özleyip kavuşamadıklarım için Ağlıyorum içimi acıtan kalp kırıklıklarım için Ağlıyorum istemeden de olsa kalbini kırdıklarım için Ağlıyorum unutulmaması gerekenleri unuttuğum için Ağlıyorum .........unutamadığım için Ağlıyorum yaklaştıkça uzaklaştıklarıma Ağlıyorum tanıdıkça çirkinleşenlere Ağlıyorum kıymetini bilemediklerime Ağlıyorum sevsem de beni sevmeyenlere Ağlıyorum ziyan olan yıllarıma |
|
|
Yazan ^ecrin
Tarih: 12.03.2012 18:50:30
Sil
|
Kar tanelerinin üşüdüğüne hiç tanık oldunuz mu ? Birbirine sarılan, bir birinin üstüne yağan, yalnız bırakmayan o taneleri de üşürmüş. Her kar tanesi birbirini sevenlerin düşlerini yanlarında taşırmışlar. O düşleri gökten alır, toprağa bırakırlarmış. Ve güneş onları erittiğinde o düşler toprağa karışırmış..Ve sonra her düş bir bitkinin köküne hayat verirmiş. Ağaçların, çiçeklerin güzelliği o birbirini seven insanların düşlerindeki güzelliğin yansımaşıymış... Sevdiğine çiçek veren aslında çiçekle beraber tümö güzel düşlerini de verirmiş. Düşler bir olsun, sevgiler daim olsun diye..Ama insanlar çiçeklerin, gülün güzel düşleri taşıdığını bilmezler. Ve kar tanelerinin de üşüyebileceğini düşünmezler, düşünemezler. Sevgiden yana yüreği üşüyen her insanla birlikte onun düşlerini taşıyan kar tanesi de üşürmüş. Ve bir de, bir zamanlar birbirlerini sevenler,birbirlerini unuttuklarında, işte o zaman kar taneleri de üşümeye başlarmış... |
|
|
Yazan ^ecrin
Tarih: 11.03.2012 11:46:25
Sil
|
Senin için yasak dediler… -Yasaklar çiğnenmek içindir dedim.
Senin için imkansız dediler… -Önemli olan imkansızı başarmak dedim…. ... Senin için olmaz dediler… -Dünya da olmayacak şey yok dedim.
Senin için zor dediler… -Kolay olsaydı değeri olmazdı dedim.
Onda bulduğun nedir ki dediler… -Herkeste arayıp bulamadığım dedim.
Senin için o ne dediler… -Hayattaki gülen yüzüm dedim.
Ona öyle nasıl bağlandın dediler… -Ben değil o ”bağladı” dedim.
Oda senin gibi sevdimi dediler… İşte cevap veremediğim tek şey buydu. Eğer bunu bilmiyorsan vazgeç dediler…
-”Vazgececek olsaydım sevmezdim” dedim SENİ ÇOKKKK SEVİYORUMMMM BİTENEMM |
|
|
Yazan ^ecrin
Tarih: 03.03.2012 10:48:47
Sil
|
Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilirbir filme,bir şarkıya,bir yazıya. En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir....
Ama o yüreğin değerini bilememiş olacakki ağlatan gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğneleri yüreğine! İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının yutkunamaz, nefes alamaz!çünkü o koca yumruk canını çok acıtır.Gözleri buğulanır kadının sonra.
Ağlamayacağım der içinden. Ama engel olamaz işte Çünkü yüreğine, ulaşmıştır birileri ve iğneleri saplamaktadır. Bu acıya ne kadar karşı koyabilirki kadın! İnce ince süzülür yaşlar gözünden önce bir kaç damla,sonra bir yağmur seli... Ve kadın ağlar hemde çok!
Sanmayınki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan. Orada bıraktığı yaradır... O yaranın asla kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın! O yüzden ağlar .... Ama bilirmisiniz?ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla daha çok kadın yapar kadınları. Her damla bir derstir çünkü.
Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki,değmez onun için derler. Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlayamazssa,ölürler. İçindeki zehirdir onları öldüren! Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irirni temizlerler yaralarındaki! Çünkü bilirler temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları...
Dönüşmemesi lazımdır oysa,o yüzdende bolca ağlarlar. Zaman geçer sonra kadılar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım öğrenirler,yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendilerini. Sapan ruhların doğru yolu bulmasıda yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlaro yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı....
Çok ağlayan kadınlar,bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında.. Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür. Küçüldükçe değerini yitirir ve işteo zaman kendilerine sarılıp,yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden. Güçlü,yenilmez,mağrur ve aşka inanmayan....
İnsanlar soruyor çoğu zaman neden? Bu kadar çok bekar kadın var diye Çünkü o inançlarını yitirdi o kadınlar. Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandıki, o kadar çok acıdılarki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar. O yüzden kendilerine sarılıyorlar....
Çünkü biliyorlarki Sarıldıkları adamlar onları hak etmedi Hemde hiç bir zaman! Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların. E.... o zaman niye sarılsınlarki!
Niye sarılalımki! Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa, bilinki olgunlaşıyordur... Bilin ki,gerçekleri kabul etmeye başlamıştır... Bilin ki,artık sarılacak tek bir doğrusu kalmamıştır....
|
|
|
Yazan ^ecrin
Tarih: 27.02.2012 21:43:27
Sil
|
Bir zamanlar gökyüzünde birbirlerini gerçekten çok seven bir bulutla yıldız vardı... Bulut gökyüzünün en şeker, en pembe bulutu yıldızsa en parlak, umudu en çok yansıtan yıldızıydı... Gökyüzündeki her varlık onların sevgisini kıskanırdı... Tatlı bir kıskançlıktı onlarınkisi... Ama biri vardı ki bulut ve yıldızın ayrılmalarını yürekten istiyordu... Hem de yıldızın en yakın arkadaşı olmasına rağmen... Bulut biraz saftı, kimseyi kıramazdı... Yıldızsa bulutu için elinden gelen her şeyi yapabilir, herkese meydan okuyabilirdi... Zaten onun için bir bulutu bir de çok sevdiği dostu peri vardı... Bir derdi olduğunda gider periye anlatırdı... Nereden bilebilirdi ki, perinin bir gün bunların hepsini yıldızla bulutun ayrılmalari için kullanacağını? Bir gün nazar değdi bulutla yıldıza... Hiç yoktan bir sebepten tartıştılar. Bulut, çekti gitti, hatalı olmasına rağmen. Yıldızsa "Nasılsa bulutum beni seviyor, dönecektir." diye düşündü... Fakat hiç bir şey beklendiği gibi gitmedi... Bulut dönmedi. Kim bilir, belki de cesaret edemedi dönmeye. Tek bir gerçek vardı ki: O da ikisinin de çok üzgün olduklarıydı... Gökyüzündeki iyilik melekleri bile ağladılar onların durumlarına ama ne fayda... Ertesi gün yıldız olanları en yakın dostu periye anlattı... Periyse göstermelik bir hüzne büründü... Eline büyük bir fırsat geçmişti. Artık hayatı boyunca kıskandığı kişiye karşı kozları vardı elinde. O kişi, en yakın dostu yıldız olmasına rağmen kullanacaktı kozlarını... Hem de büyük bir zevkle... Bulutun yanına gitti ve yıldızın artık onu sevmediğini söyledi. Bulutsa üzüldü, boynunu büktü ama elinden hiç bir şey gelmeyeceğini düşündü... Çünkü yıldız inatçıydı.. Bir kere olmaz dediyse, bir daha olur demezdi. Peri de bulutun bu üzgün durumundan yararlanıp ona olan sevgisini itiraf etti... Bulut da kimseyi kıramadığı için perinin, yıldızının yerine geçmesine izin verdi... Yıldız, günlerce bulutunun dönmesini, ondan af dilemesini bekledi... Ama bulut gelmedi. Bir gün yıldız, bulutun yanına gidip, konuşmaya karar verdi. Gece yola çıktı. Bulut, dostu sandığı periyle birlikte ayda eleleydi... Melekler dayanamayıp, tüm olan biteni anlattılar yıldıza... Çok üzüldü ve çaresiz, döndü arkasını gitti... Yavaş yavaş sönmeye başladı... O günden sonra yıldız söndü, ışık veremez oldu.. Bulutsa artık ne o kadar pembe, ne de o kadar kadifeydi. Yıldız, ilk zamanlar her şeyden vazgeçti, hayata küstü... Ama kolay pes etmezdi. Kısa bir süre sonra hayatıyla ilgili o önemli kararı verdi. O güne kadar hiç görmediği güneşin yanına gidecekti ve biraz daha ışık isteyecekti ondan. Çok geçmeden daha önce hiç görmediği güneşin yanına gitti... Ondan yansıtması için biraz daha ışık istedi... Güneş ışık yerine sevgisini verdi yıldıza... O gün bu gündür yıldız, dünyaya güneşin sevgisini yansıtır.... Bulutsa hep gözyaşlarını akıtır dünyaya... Bir de yüreğinde kopan fırtınaları
|
|
|
Yazan Yasak Gece
Tarih: 09.01.2012 13:55:35
Sil
|
"Akıllı Bi yalnızlık aptal bi iliskiden iyidir ya Kral'in yanında Kraliçe olursun, ya da soytarinin yanında maskara!" Tercih senin.. Kalp midir insana sev diyen..? Yoksa yalnızlıkmıdır körükleyen..Sahi sevmek Nedir..? Bir Muma Ateş Olmak Mıdır? Yoksa Yanan Ateşe Dokunmak Mı ? ÇOK UĞRAŞTIM İNSANLARIN SÜKÜKLERİNİ DİKMEK İÇİN AMA BECEREMEDİM...! ANLADIMKİ SÖKÜK KİŞİLİKTEYSE DİKİŞ TUTMUYOR...! |
|
|
Yazan Yasak Gece
Tarih: 08.01.2012 17:22:36
Sil
|
Olmasa da olur dediğimiz insanlarla doludur hayatimiztanıştığımız, selamlaştığımız klasik cümlelerle iletişim kurduğumuz,yanıtlarını merak etmediğimiz sorular sorduğumuz... İyi insan olmadıkları için mi uzak dururuz onlardan? Hayır, hiç sanmıyorum. Gönülde biter her şey Akla yararlı gelse de samimi bir ilişki, gönlün hayır dediğine ısınmak mümkün olmaz. İster dünyanın en yakışıklısı, ister en güzeli olsun ister en zengini,ister en komiği ne yapsa nafile yüreğine ulaşamaz. Başkası için özel olan, senin gözünde dünyanın en sıradan insanidir ve ... Yüzüne bakmaz kimisi vazgeçemediğim dediğinin... Gönlümüzdür hükümdar kime ne paye vereceğini o belirler. Kimine "dost", "yar",kimine "tanıdık", "arkadaş" deyip, çıkar isin içinden... Özünde iyi olduğuna inansam da insanların, herkesi sevemem onun yüzünden... Hem, kalabalıktan da hoşlanmaz zaten sevginin, sevdiklerinin hakkini vermek ister. Sonuçta, sevmek büyük bir sorumluluktur emek vermek gerekir, ilgilenmek... Sevdiğim her insanin yaşamına bir anlam katmalıyım zorlu ve vazgeçilmez bir serüven olmalı dost dediğim insanlarla ayni zaman dilimini paylaşmak! Hani, bilirsiniz iste! Dostlar vardır çiçek gibi koklar koklamaz alır götürür bütün yüklerinizi... Evsizseniz ye da odun kömür bulamıyorsanız yakmaya uzundur kıs geceleri... Dostlar vardır soba gibi yüreğindeki ateşle işitir ellerinizi... Dostlar vardır fırtınada sığınak, güneşte gölge yanarken buz gibi su dökmez üstünüze aksine, harlandırır ateşi bilir ki, anmayanı hiç bir şey söndüremez. Dostlar vardır, yıldız gibi hava kapalıyken bile,kapkara bulutların bekçisidir gökyüzünde... Dostlar vardır, arada bir uğrayıp alt üst eder yaşamınızı dili zehir zemberek, bakışları keskindir. Dostlar vardır gül gibi sarılırken yaralanmayı göze almanız gerekir. Hani, kiminin yoluna hali sersen kar etmez Dostlar vardır, minder de kafi gelir sen olursan fark etmez. Dostlar vardır rakısız çözülmez dili, muhabbeti çekilmez Dostlar vardır, efkarının sebebi bir bardak demli çaydır. Dostlar vardır, omzu her derde devadır. Dostlar vardır, iyi bir öğretmen gibi, nasıl sorulacağını öğretir. Dostlar vardır, dağ gibi vakur toprak kadar bereketli, mert... Dostlar vardır ney gibi hüzünlü, saz gibi asi şiir kadar büyük... Dostlar vardır türkü gibi her zaman söylenmeseler de her daim içinde taşır sevdasınıyangınını bulaştırır bir gönülden diğerine... Dostlar vardır baki tanıştığın gün doğar, yittiği gün ölürsün! Zamana ve darbelere yollara ve hasretlere dirençli... Dostlar vardır, közde mısır, kadehte şarap ateşte yanmanın da, şarapla sönmenin de tadı damağındadır. Dostlar vardır yüreğine kök salmış bir çınardır hiçbir şey deviremezgönülden göçüle kurulmuştur köprüler ne yaşansa atılamaz! Dostlarımız vardır bizlere benzerler biraz... Dostluklar vardır, erken dolar vadesi Dostluklar vardır, devam eder ahrette! İste böyle dostlardır her şeye lanet ettiğin günlerde bile, yaşamını güzel kılan... Gönül, her yerde onları arar. Ve bulduğunda haber gönderir bize bir sıcaklık yayılır yüreğimize bunda bir iş var deriz, takılırız peşine... |
|
|
Yazan ^ecrin
Tarih: 08.01.2012 12:48:08
Sil
|
Son yıllarda hayat beni türlü sınavlardan geçirirken öğrendiğin en önemli ders şu oldu:Dost birikirmek.. Benim birikimim sağlam!Hep yanımda olan her an varlıkları ile beni güçlü kılan can dostlarım.Böyle değil midir dostluk dediğin, gözünün dilini bilen, söylemeden anlayabilen, en derin yaralarını açıp gösterebildiğin merdivenlerden çıkarken ve alkışlandığında değil tökezlerken ve yuhalanırken de koluna girebildiğin.... Mevlana'nın dediği gibi:''Ben dostumu ne aklımla ne kalbimle severim.Olurya kalp durur.. Akıl unutur..Ben dostumu ruhumla severim. O ne durur ne de unutur.'' Unutulmamak ve hiçbir zaman ayrılmamak dileği ile sizleri seviyorum.... |
|
|
Yazan Yasak Gece
Tarih: 04.01.2012 23:15:25
Sil
|
Bir BiLgin...
Sormuşlar bir bilgine: HAYAT nedir diye? Bilgin iki yönlü bir yol Devam eder bilinmeze. Sen görmemezli...kten gelsen de Vardır bir yoldaş her köşesinde Bazen çıkarsın zorlukla dar bir yokuştan Bazen de aşarsın dertleri Sanki uçuyormuş gibi inerek buradan.
Peki, SEVGİ nedir? Diye sormuş biri Kalbine sığmayacak kadar geniş Dedikodusunu yapamayacağın kadar temiz, Kokusunu alamayacağın kadar uzak Hayal edemeyeceğin kadar yakın…
Ya KORKU nedir? Diye atılmış diğeri Bir yağmur damlasındaki barut kokusu. Belki de saklanılan bir hayal yontusu Ya bir miniğin haykırışı, Ya da yüreği yaralı bir kuşun feryadı….
Peki, ya UMUT nerededir? Diye atılmış bir umut avcısı. Bilinmezde değildir bilirim, yerini kaygılı ve tasalı. Aradın boşuna her yeri ama unuttun en kolay yeri besbelli Bunu derken işaret etti insanın en derinden yaralanan yerini…
Peki DOST kimdir? Diye sormuş biri. Bilgin paylaştın mı sevgini, korkunu, ümidini ve yenilgini, Verdin mi desteğini, sordun mu halini, Yolladın mı yüreğini, ağladın mı onun gibi.
Hissettin mi DOSTLUĞU? Demiş diğeri. Bilgin : Karşılığı olmadan verilir mi hiç yürekteki sevgi? Dostluk dediğin tek bir ruhun, iki ayrı bedende dirilmesi
|
|
|
Yazan Yasak Gece
Tarih: 04.01.2012 22:33:10
Sil
|
Özlem sevgidir… Özlem güçtür. Özlem var oluştur. Özlem sevdandır. Özlem bekleyiştir… Özlem içindeki acıdır. Özlem özlememeyi hasrettir. Özlem özlemeyeni özlemektir. Özlem özleyeni özlemektir… Özlem gelemem diyeni bekleme gücüdür. Özlem gidene ağıttır. Özlem sevdana söz vermektir. Özlem kalbine söz geçirememektir. Özlem kaçış değil var oluştur… Özlem çaresizlik değil çaredir. Özlem vazgeçmemektir. Özlem kelimelerin yetersiz kaldığı andır. Özlem sessizliğin çığlığıdır. Özlem yaşamındır. Özlem gelmeyeceğini bilerek bekleyebilmektir. Özlem siyah gecelerde siyahın izi kalabilmektir. Ve artık. ÖZLEM SİZE GELENE MERHABA DEMEKTİR, ONA KUCAK AÇMAKTIR, KANATLARINIZ ALTINDA ONA GÜVEN VERMEKTİR. ÇÜNKÜ ÖZLEM KENDİNİ ÖZLETTİĞİN KADAR ÖZLEMDİR!!!... |
|
|
Yazan ^ecrin
Tarih: 10.12.2011 13:58:37
Sil
|
Günün birinde bir çölde iki kum tanesi karşılaşmış ve birbirlerini çok sevmişler uzun bir süre çok yakın olmuşlar…
Birbirlerini yanlarında,canlarında olarak sevmeyi öğrenmişler. Derken bir rüzgar çıkmış kum tanelerinden biri yerinde kalırken diğeri biraz uzağa Savrulmuş ….
Çok uzak değillermiş ama yinede göremiyorlarmış birbirlerini. Sevgileri hiç azalmamış yine sevmeye devam etmişler. Birbirlerine Ulaştırabildikleri sesleriyle, haberleriyle yaşıyorlarmış ve artık görmeden Seslerinde sevmeyi öğrenmişler…
Bir gün biri diğerine "sevdamız sonsuza erişmesi için aynı anda bir dilek dileyelim" demiş...
Ikisi de aynı anda bir dilekte bulunmuşlar ve tam o sırada bir fırtına çıkmış…
Bu kavuşmamız, sevdamızın sonsuza dek sürmesi olabilir diye ikisi de kendilerini fırtınaya bırakmışlar…
Gözlerini kapayıp fırtına dindiğinde sevdalarının yanı başında olmuş olmayı arzulamışlar. Fırtına o kadar kuvvetliymiş ki o güne kadar yıllarca yerlerinden kıpırdamayan kumlar bile başka yerlere savruluyorlarmış....
Fırtına günlerce sürmüş kum taneleri de oradan oraya savrulup durmuşlar. Ikisini de bir sabırsızlık sarmış.Fırtına durmuyor aksine artıyormuş.Fırtına dinmek bilmedikçe onlarda sabırla sevmeyi öğrenmişler….
Günler geçmiş sonunda fırtına durmuş gözlerini açtıklarında ikisi de başka alemlerde bulmuşlar kendilerini. Bu fırtınanın onları birleştireceğine o kadar inanmışlar ki birbirlerini yanlarında bulamayınca yüreklerinde derin bir acı hissetmişler ve acıyla sevmeği öğrenmişler….
Kendilerine birazcık geldiklerinde ikisi de bu fırtınayla başka başka yerlere savrulduklarını anlamışlar.Biran ölmek istemişler ama sonra birbirlerini hiç görmeden,mesafelere, engellere rağmen sevmeyi öğrenmişler….
"Eskisi gibi bağırsakta sesimiz ulaşmaz ki birbirimize"demişler. Ikisi de yeni yerlerinde kimseyle konuşmamışlar ve yıllarca hep susmuşlar. Hep yeni bir fırtına ümidiyle birbirlerine ihanet etmeden beklemişler.Böylece umutla sevmeyi öğrenmişler…..
Yıllar geçmiş ama sevgileri hiç geçmemiş. Birbirlerinden hep umutlu olarak yaşamışlar.
Bir gün ikisi de birbirlerinden habersiz aynı anda gözlerini kapamışlar ve kavuşmak için yeniden fırtına çıkmasını dilemişler…
Beklemişler beklemişler ama fırtına bir türlü çıkmamış. Kendilerini tüm benlikleriyle fırtınaya bırakmak için oldukları yerde dönmüş durmuşlar ama hepsi nafile küçük bir rüzgar bile çıkmamış....
Sonunda durmuşlar ve gözlerini açmışlar.Sevdiklerinin, sevdalarının, yıllarca beklediklerinin tam karşısında durduklarını görmüşler ve hemen ikisi de yıllar önce diledikleri dileği anımsamışlar.
Dilek şöyleymiş "Allah'ım bizi birbirimize her şeyiyle sevmeyi öğrendiğimizde kavuştur. Öğle kavuştur ki sevdamız sonsuza erişsin....
"Sonunda anlamışlar ki birbirlerinden çok uzaklarda geçirdiklerini sandıkları yılları aslında birlikte geçirmişler. Dileklerinin kabul olması için yılların geçmesi gerektiğini öğrenmişlerçünkü onlar sevmeyi her şeyiyle öğrenmeyi dilemişler. Dilekleri kabul olmuş umutla, sabırla, acıyla, yakında, uzakta...herşeyiyle sevmeyi öğrenip birbirlerine kavuşmuşlar.
Sevmeyi bildikten sonra mesafeler, acılar, yıllar, aylar...asla sevdayı söndürmez ama sevmeyi bilmedikten sonra yanı başında ki sevdiğini bile yıllarca göremeyebilir insan... |
|
|
Yazan ^ecrin
Tarih: 05.10.2011 00:36:10
Sil
|
ÖLEN SEVGİLİ Sabah uyandiginda midesinde bir yanma hissetti. Yanmanin nedeni aksam yedikleri degil,uyanir uyanmaz bugün yapacaklarinin aklina gelmesiydi. Bugün 2 yildir götürmeye çalistigi bir birlikteligi bitirecekti.
Aslinda bunu yapmakta geç bile kalmisti. 'Bitmeli dedi içinden, her gün bu tatsiz uyanis bitmeli.' Genç adam bunlari düsünürken surati sekilden sekile giriyordu. Süratle giyinerek disari çikti. Bugüne kadar hiç bekletmemisti onu, simdi de bekletmemeliydi. Istanbul, soguk ve yagmurlu bir Nisan ayi yasiyordu. Genç adam gökyüzüne bakarak iç geçirdi 'Bulutlar bizim yasayacaklarimizi biliyor. onlar bile agliyor halimize...'
BULUSMA VAKTI... Artik Kadiköy iskelesindeydi. Birkaç dakikalik beklemeden sonra karsidan kiz arkadasinin geldigini gördü. Simdi midesindeki agri daha da artmisti.
Besiktas'a geçtiler. Yolculuk sirasinda hiç konusmadilar. Genç kiz, sevgilisinin bu durgunluguna anlam verememisti. Nereden bilecekti bugün ayrilik çanlarinin çalacagini...
Besiktas'a geldiklerinde bir cafede oturdular. Genç kiz anlamisti sevgilisinin kendisine bir sey söylemek istedigini. 'Bana birsey mi söylemek istiyorsun' diye sordu. Genç adam, gözlerini kaçirarak 'Evet' dedi. Genç kiz heyecanlanmisti, biraz da sinirlenerek 'Söylesene, ne diye bekliyorsun' dedi. Genç adam içini çektikten sonra 'Sence biz nereye kadar gidecegiz?' diye sordu. Genç kiz, 'Bunu sorma geregini niye duydun?' diye yanit verdi. Genç adam söze basladi... ''Birkaç ay önce aksam 23:00 civarinda sana telefon açip senin için yazdigim siiri okumak istemistim. Sen bana 'Sirasi mi simdi canim yaa, isin gücün yok mu?' demistin. Biliyormusun o an nakavt olan bir boksör gibi hissettim kendimi. Özür dileyip telefonu kapatmistim. Daha sonra da bu siiri benden hiç istememistin. Geçenlerde hasta olup yataklara düstügümde arkadaslarimla birlikte sen de gelmis, Meralin 'Sen sanslisin, sevgilin sana bakar' sözüne Isim yok da sana mi bakacagim, annen baksin' demistin. Hatirladin mi?''
DUYGUSALLIGI SEVMEM... Genç kiz, 'Biliyorsun ben duygusalligi sevmiyorum. Hem hasta bakici gibi göründügümü de kimse söyleyemez' diye yanitladi. Genç adam güldü, 'Evet canim haklisin. Zaten olmak istesen de bu kalbi tasidigin sürece hasta bakici, hemsire falan olamazsin.' Genç adam devam etti... 'Bana simdiye kadar kaç kere sabahin erken saatlerinde güzel sözcüklerden olusan bir mesaj çektin? Hiç... Hatta günün hiçbir saatinde çekmedin. Duygusalligi sevmeyebilirsin. Ama sen seni seven insanlari da mutlu etmeyi sevmiyorsun. Halbuki ben senin tam tersine kendimden çok insanlari mutlu etmeyi seviyorum. Seni tanidigimdan beri her sabah, her aksam, her gece yani seni andigim her saat tatli bir mesajim vardi senin için biliyormusun? Seninle ben AKLA KARA gibiyiz.' Genç kiz anlamisti, 'Yani ne istiyorsun benden sair olmami mi?' Genç adam tekrar gülümsedi içinden. Dün gece verdigi ayrilik kararinin ne kadar dogru oldugunu düsündü. 'Hayir' dedi, 'Sair olmani istemiyorum. Olamazsin da...
BIZ AYRILMALIYIZ. Ayrilirsak ikimiz için de en hayirlisi olacak.' Genç kiz sasirmisti, 'Neden ama? Ben seni seviyorum. Senin de beni sevdigini saniyordum.' Genç adam iç çekerek 'Hayir canim, sen beni sevdigini saniyorsun. Eger beni sevseydin simdi baska seyler konusuyor olurduk' dedi. Genç kizin gözleri yasarmisti. Genç adam cebinden çikarttigi mendili uzatti, genç kiz gözyaslarini silerek 'Sen bilirsin, umarim beni bir baskasi için birakmiyorsundur...' dedi. Genç adam 'Nasil böyle bir sey düsünürsün, senden baska kimse olmadi ve uzun zaman da olacagini sanmiyorum' yanitini verdi. Genç adam ve genç kiz iki sevgili olarak oturduklari masada artik iki yabanciydilar. Birkaç dakika sessizce oturduktan sonra Genç kiz, 'Kalkalim istersen' dedi. Genç adam 'Ben biraz daha burada kalmak istiyorum, istersen sen kalkabilirsin' diye yanitladi. Genç kiz 'Tamam o zaman sana mutluluklar dilerim' diyerek elini uzatti. Genç kizin sesi ve eli titriyordu. Genç adam, 'Istersen arkadas kalabiliriz' dedi ve birbirlerine son kez sarildilar.
"BEN DOGRU YAPTIM..." Genç adam dogru yaptigina inaniyordu. Eve döndügünde yürümekten bitap bir haldeydi. Odasina girdi. Gece bitmek bilmiyordu. Sabah erken kalkip ise gidecekti, uyumaliydi. Birkaç saat sonra uykuya dalmayi basardi. Sabah 7'de saatin ziliyle uyandi. Evden çikacagi zaman cep telefonuna bakti, mesaj ve 10 cevapsiz arama vardi. Yorgun oldugu için duymamisti telefonun sesini. Aramalar ve mesaj sevgilisindendi. Heyecanla mesaji açti, sunlar yaziyordu:
SADECE ONLARI SEVMEYI SEVDIM, HEPSINI ONLARSIZ YASADIM DA, BIR SENI SENSIZ YASAYAMIYORUM, BU ASKI TEK KALPTE TASIYAMIYORUM, SANA YEMIN GÜZEL GÖZLÜM, BIR TEK SENI SEVDIM, VE SENI SEVEREK ÖLECEGIM, ELVEDA BIRTANEM...
Genç adam sasirmisti. Onu tanidigi günden beri ilk defa siir aliyordu ve üstelik sabahin besinde yazmisti. Heyecanla onu aradi, telefonu yabanci bir ses açti. Genç adam ''Nalan'la görüsebilir miyim?'' dedi. Ama karsisindaki agliyordu, hiçkira hiçkira hemde... 'Ben onun annesiyim yavrum, kizim bu sabah intihar etti. Gece sabaha kadar birilerini arayip durdu. Sabah odasinin isigini sönmemis görünce girdim. Yavrum kendini asmisti....'
YIGILIP KALDI... Genç adam beyninden vurulmusa döndü. Bir gün önceki mide agrisinin iki katini çekiyordu simdi. Oldugu yerde yigilip kaldi... Birkaç ay sonra iki doktor konusuyordu hastanede. Doktarlardan biri digerine karsidaki hastanin durumunu soruyordu. Doktor yanit verdi... 'Haaa o mu? Üç ay önce getirdiler. Kendisi yüzünden bir kiz intihar etmis. O günden sonra cep telefonunu elinden hiç birakmamis. Devamli bir seyler yazip birine yolluyor. Geçenlerde merak ettim. O uyurken gönderdigi numarayi aradim. Numara 3 ay önce iptal edilmis. Gelen mesajlarda bir siir var. Bu adam duygusal mi bilmem ama benim anladigim kadariyla siiri yazan çok duygusal biriymis.. |
|
|
Yazan ^ecrin
Tarih: 10.09.2011 01:12:41
Sil
|
___######____ ♥ ____######__ ♥ __######################__ ♥ _#######################__ ♥ _#######################__ ♥ Karanlik cökünce, sokagimiza, _#######################__ ♥ Kösede ben varim, Unutamazsin, __#####################__ ♥ O Mutlu Günler, hep gelir aklina, ___####################__ ♥ Sen beni ömrünce, UNUTAMAZSIN.!!!! ____##################__ ♥ ______###############__ ♥ Mektuplari yirtip, attin diyelim, ________############__ ♥ Resimleri yirtip, yaktin diyelim, __________#########__ ♥ Bir mazi var olup, nasil silelim, ____________#######__ ♥ Sen beni ömrünce, UNUTAMAZSIN.!!!!! ______________#####__ ♥ ________________####__ ♥ Ah edip adini, her anisimda, __________________###__ ♥ Bir asik misali, hep yanisim da, ____________________##__ ♥ Bir hayal olurum, yanibasinda, ______________________#__ ♥ Sen beni ömrünce UNUTULMAZSIN.!!!! econ seni çokkkk seviyorrr |
|
|
Yazan ^ecrin
Tarih: 03.06.2011 01:27:01
Sil
|
GERÇEK DOST: Babanın biri evladının arkadaşlık yaptığı kişilerin gerçek dost olmadığı sürekli oğluna söyler ama oğlu onu dinlemez ve karşı çıkar hayır baba onlar benim en iyi dostlarım der.baba peki der o zaman onların gerçek dostun olup olmadığını test edelim der oğlu nasıl der baba git bizim koyunlardan birini kes ve parçala ve sonra parçalarını bi çuvala koy ve gel der.oğlu gider babasının dediğini yapar ve getirir.sonra babası derki şimdi bu çuvali al ve o dostlarına götür ben birisini öldürdüm ve bu çuvala koydum diyerek yardım iste der oğlu ama baba der baba eğer gerçek dostun olup olmadığını görmek istiyorsan yap der oğlu gider dostlarından birisinin kapısını çalar ve ben birisini öldürdüm ve bu çuvala koydum saklamak için bana yardım et der ama dostu hayır git benden uzak dur başımı belaya sokma der ve kovar sonra ikinci bir dostuna gider ama aynı yanıtı alır ve diğerleride aynı tepkiyi verince babasına gelir ve haklıymışsın baba onlar gerçek dostum değilmiş hiçbiri yardım etmek istemedi der.babası sana söylemiştim der ve sonra derki şimdi felanca yere git felanca kişiyi bul ve benim selamımı söyle sonra aynı şeyi ondan iste der oğlu gider adamı bulur babasının selamını söyler ve amca ben birini öldürdüm ve bu çuvalın içine koydum der bana yardımcı olurmusunuz der adam gel bakalım diyerken kendi evinin arka bahçesine götürür ve orda bir çukur kazarak çuvalı çukara gömer sonra bütün bahçeye laleler eker ve arka bahçe tam lale bahçesi olur.oğlan gelir ve babasına olan biteni anlatır baba o adam bana yardım etti çuvalı arka bahçesine gömdü ve sonra tüm bahçeye laleler ekti der babası tamam şimdi yine git ve aynı adamı bul herkesin içinde olmadık hakareti yap ve birde tokat at demiş oğlu şaşırmış ama baba nasıl olur o bize yardım etti ama der babası sen dediğimi yap der ve oğlu gider adamı bulur ve herkesin içinde hakaret eder ve birde adama tokat atar.adam gence şöyle bir bakar ve derki oğlum babana selam söyle ben bir tokata lale bahçesini bozacak adam değilim der.
|
|
|
Yazan ^ecrin
Tarih: 01.05.2011 15:50:28
Sil
|
Dost vardır ekmek gibi Acıkınca ararsın Dost vardır akrep gibi Sen ondan hep kaçarsın Dost vardır ilaç gibi Sen hep onu ararsın
Dost vardır Yağmurla toprak gibi Nasıl toprak kurumuş Hasretse yağmura Dost vardır öyle Hasrettir dostuna
Dost vardır yakut gibi Kullanıldıkça parlar Dost vardır pamuk gibi Kullanıldıkça yıpranır
Dost vardır ırmak gibi Seyrine doyamazsın Dost vardır ateş gibi Dokunursan yanarsın
Dost vardır dolunay gibi Geceni aydınlatır Dost vardır güneş tutulması gibi Gündüzünü karartır HİÇ BİR ZAMAN BOZULMAYACAK BİR DOSTLUĞA SAHİBİZ.....
ÇORTİ UYKUCU URFALI |
|
|
Yazan ^ecrin
Tarih: 21.03.2011 19:59:10
Sil
|
Asla değiştiremeyeceğin şeyler için üzülme...Değiştirebileceğin ama istediğin halde değiştiremediğin şeyler için ağla...Asla bir daha sevmeyeceğim deme... Mahcup olursun... Asla sevgiyi arama çünkü sen aradıkça o saklanır...Sevgi,seni istedi mi bulur... Tıpkı baharı,kışın arasan da bulamayacağın gibi...Ya da bulsan da asla onun gerçek bir bahar olmadığını kabul etmek zorunda olacağın gibi...O bulduğun sadece bir aldanmışlıktır...Aldanırsan,tıpkı kış ortasında çiçek açan ağaçlara dönersin... kışın ortasında sevinçten çiçek açarsın...Kış gerçek yüzünü gösterince de donarsın, anlarsın ki yaşadığın bahar,kış ortasında yaşanan yalancı bir baharmış... Sevgi aranmaz...sevgi istedi mi seni bulur hiç ummadığın bir anda arkanda beliren bir dost olur bu bazen...Bir tesadüf sana sevgiyi taşır... Sen sevgiyi aramamışsındır... Tıpkı gecikse de gelen ve geleceğinden emin olduğundan bahar gibi...Tıpkı bir sabah kalktığında baharın pürüzsüz yüzü ile karşılaşman gibi bulmuştur seni sevgi... Sevgiyi kaybederken de cesur olmalısın...Yüreğin dolu olmalı sabır ve güçle... Her kaybedilen,kazanılan bir derstir zaten...Sevgi çok şey öğretir severken ve kaybederken...Sevgiyi kaybederken aslında onu hiç kaybetmek istemediğini öğrenirsin...Sevgiyi kaybederken,onu kaybetmenin,bulmak kadar güç olmadığını ama acısına katlanmanın ne güç olduğunu öğrenirsin... Sahipken sevgiye hep yanında olacakmış gibi onu hoyratça harcamışsındır... Kaybettiğinde ise her an yanında olacağına inanmakla ne büyük yanlış yaptığını Anlarsın...HER KAYIP BİR DERSTİR ALMAN GEREKEN
|
|
|
Yazan Yasak Gece
Tarih: 07.02.2011 23:46:52
Sil
|
Yasam boyunca mutluluk reçetesi Yaşamda sevinçlerin nerede gizli olduğu belli. Önemli olan onların bilincinde olmak ve hayatlarımıza geçirmek... *Aklını kullan *İyice tanımadan hiçbir insana bağlanma. *Bitmemiş ilişkilerin üzerine ilişki kurma, acı çeken sen olursun. *İyice soruşturup diğer insanların da haklı olabileceğini düşün. *Seni takmayanı sen hiç takma, konuşmayanla asla konuşma. *Güvenmediğin biriyle asla flört etme. *Yalanını yakaladığın kişinin düzelebileceğini, aldatan kişinin bir daha yapmayacağını düşünme *İnsanlara doğru değer ver, haketmeyenleri sil. *Kimseye yalvarma. *Asla dönüp de arkana bakma. *Sır tutmasını bil. *Dostlarının sevgilinden daha önemli olduğunu unutma. Onları asla sevgilin için satma. *Hakettiğin sevgiyi alamadığında kendini üzme, sorun sen değilsin. *Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut. *Kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla gözyaşı için asla yumuşama. *Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et. *Seni dinleyip anlamaya niyeti olmayanlarla tartışma. *Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme. *Eğer verdiğin sır o kişide kalmıyorsa ikinci bir sır şansı verme. *Dostun olacak insanları bazı kriterlere göre belirle. *Kendini öven insanlardan kaç. *Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma. *Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir sey yapma. Sorunun olduğunda insanlar zaman ayırıp seni dinliyorlarsa onların öğütlerini gözardı etme. *Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üstüne sıçrar. *Kendinin herkesten daha önemli olduğunu unutma. *Sen istemediğin sürece kimsenin seni üzemeyeceğini aklından çıkarma. *Gözyaşlarının değerini bil. Onları haketmeyenler için harcama. *Sana bahşedilen zekayı kullanmayarak, tanrıya hakaret etme. *Senin zekana inanan insanları hayalkırıklığına uğratma. *Kendini sev. *Alkol alınca kontrolunu yitirenlerle asla tartışma. *Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma. *Dostlugunla yetinmeyenler icin hicbir fedakarlik yapma. *Insanlari kaybediyorsun diye aglayip sizlama, ama kazandigin insanlarin degerini bil. *Askta bile mantigina kusme. Kalbin dogru yolu bulacak icguduye sahip degil. *Kimseye tasiyabileceginden fazla deger verip bununla ovunmesine firsat verme. *Guvenmedigin kimseye aleyhine kullanilabilecek hicbir koz verme. *istedigini almak icin asla duygu somurusu yapma. *Sana duyulan sevgiyi ve guveni istismar etme. DOGRULUK HAZİNEDİR.. BARANOGLU |
|
|
Yazan ^ecrin
Tarih: 20.01.2011 20:08:20
Sil
|
Sadece birkaç gün yaşadı kelebekler… Ve aşkın ne demek olduğunu, insandan daha iyi bildiler… Aşkın bir ateş olduğunu, yakıp kül ettiğini anladılar ve ateşe pervane oldular. Dört kelebeği öyküsüdür Dört kelebek ateşin gerçek sırrına ulaşmaya karar verirler… İlk kelebek ateşin uzağından geçip gelir ve şöyle der “Ateş aydınlatan bir şeydir.” Bu gerçeğin tam bilgisi değildir… İkinci kelebek ise ateşe biraz daha yaklaşıp döner ve şöyle der “Ateş ısıtan bir şeydir.” Bu da gerçeği anlatmak için eksiktir… Üçünü kelebek ateşe iyice yaklaşır, alevler kanatlarına değer geçer ve döndüğünde, “işte ateşin gerçek bilgisi” der, “ateş yakıcı bir şeydir.” Dördüncü kelebek bununla yetinmez. Ateşin çevresinde döner, dolanır, kavrulur ve birden bire ateşin içine dalarak bir an parladıktan sonra, alevlerin içinde görünmez olur… Ateşin gerçek bilgisini anlayan tek kelebektir o… Ancak bunun artık diğerlerine anlatacak durumda değildir. Anlatmasına gerek de yoktur… Hiç kimse ateşin ne olduğunu başkasının anlatmasından öğrenemez... Ateşe ancak dokunarak öğrenilir, onun ne olduğu… Hepimiz bu öyküdeki dördüncü kelebek olmayı düşlüyor ama ömrümüzü diğer üç kelebek gibi tamamlıyoruz. Sadece birkaç gün yaşadı kelebekler… Ömrünce gerçek aşkı bulunamayan insana inat ateşin aşk olduğunu bilerek ve aşk için yanmayı bilerek… ÇORTİ UYKUCU URFALI umarım bu dostluk hiç bi zamn bozulmaz... |
|
|
Yazan ^ecrin
Tarih: 14.01.2011 22:04:52
Sil
|
ateş ve suyun aşkı
ates bir gun görmus suyu yuce daglarin ardinda sevdalanmis onun deli dalgalarina...hircin hircin kayalara vurusuna, yuregindeki duruluga... demiski suyagel sevdalim ol hayatima anlam veren mucizem ol, su dayanamamis atesin gözlerindeki sicakliga al demis yuregim sana armagan... sonra, sarilmis atesle su birbirlerine sikica kopmamacasina... zamanla su buhar ates kul olmaya baslamis... ya aski yok olacakmis yada kendisi... bastan alinlarina yazilan kaderide yuregindeki aci kederide alip gitmis uzak diyarlara su... ates kizmis yakmais ormanlari...aramis suyu gunler, geceler, diyarlar boyu... birgun gelmis suya varmis yolu...bakmis o duru gözlerine suyun biraz hircin ve biraz kirgin... ve o an anlamis askin bazen gitmek oldugunu ama gitmenin yitirmek olmadigini.. o gunden sonra ates sudan, su atesten kacar olmus... atesin yuregini sadece SU,suyun yuregini sadece ATEŞ alir olmus...
|
|
|
Yazan ^ecrin
Tarih: 14.01.2011 21:36:45
Sil
|
Mutluluk ele geçirilecek bisey degil, Ya elde edilmeden önce düsülen bir amaç, ya da elden kaçirildiktan sonra anlatilan bir hikayedir... içinde bi acı vardır nedenini bilemezsin boğazını sıkar düğüm gibi içini yakar ateş gibi bileklerini keser ayaklarına dolanır koşamazsın anlayamazsın anlam veremezsin çare bulamazsın derdini sorsalar cevap veremezsin özleyemezsin dokunamazsın güvenemezsin inanamazsın başını korkusuzca göğsüne yaslayamazsın çünkü bilmezsin onu tanımazsın inanamazsın hiçbir sözüne kafanı yorar kalbini kırar yaprak gibi titretir kahreder sonra bi bakışta arasın çaresizliğine küçük bi ışık dünyan ışıkla dolar sanki için içine sığmaz ama hüzün hiç gitmez bunun adı ne bilemezsin... |
|
|
Yazan Yasak Gece
Tarih: 11.01.2011 19:00:42
Sil
|
> > > > > > > > >ARKADAŞ ile DOST KAVRAMI > > > > > >
> > > >Arkadaş evinize geldiğinde misafir gibi davranır, > > > >Dost geldiğinde buzdolabını açıp istediğini alır. > > > >Arkadaş senin ağladığını görmez, > > > >Dostunun omuzu ise senin gözyaşlarınla ıslanır. > > > >Arkadaş davetine katılınca bir paket hediye ile gelir, > > > >Dost sana yardım etmek için erken gelir toparlanman için geç gider. > > > >Arkadaş, onu o yattıktan sonra ararsan rahatsız olur, > > > >Dost neden bu kadar geciktiğini sorar, derdini anlatmak için, > > > >Arkadaş bir kavgadan sonra her şeyin bittiğini düşünür, > > > >Dost ise tekrar arar. > > > >Arkadaş senin daima onun arkanda olmanı ister, > > > >Dost ise her zaman senin arkandadır. > > > >Arkadaş zaaflarınızı öğrenir ve onları kullanabilir, > > > >Dost zevklerinizi öğrenir ve onlara hitap eder. > > > >Arkadaş zayıflıklarınızı bilirse başınıza kakar, > > > >Dost zayıflıklarınızı bilirse örtmeye çalışır. > > > >Arkadaş sizi ikinci görmek ister, > > > >Dost ikinciniz olmaktan şeref duyar > > > >Arkadaş sıkıntınız olmadığında yanınızdadır, > > > >Dost sıkıntınız olduğunda size koşar, > > > >Arkadaşlarınıza siz huzur vermeye çalışırsınız, > > > >Dostlarınız size huzur vermeye çalışır. > > > >Arkadaş bu mesajı okur ve siler, > > > >Dost okur ve dostlarına yollar...
|
|
|
Yazan Yasak Gece
Tarih: 05.01.2011 21:28:55
Sil
|
Günün birinde, bir Cicekle Su karsilasir ve arkadas olurlar. Ilk önceleri arkadaslik olarak devam eder bu durum. Birbirlerini tanimak icin zaman gerekir. Cicek bu arkadasliktan, o kadar cok mutlu olur ki, mutluluktan ici icine sigmaz ve anlar Suya asik oldugunu.. Ilk kez asik olan Cicek etrafina kokular sacar, butun guzeligini, safligini, sevgisini askini Sevdigi Su icin ortaya cikarir ve Seni seviyorum SU der. Suda icinde Cicege karsi birseyler hissetmeye baslar. Oda Cicege asik oldugunu sanir. Suda ilk defa asik oluyordur. Günler ve aylar birbirini kovalar ve Cicek, acaba Su beni sevmiyor mu? diye düsünmeye baslar. Cünkü Su pek ilgilenmez Cicekle Oysa Cicek aliskin degildir böyle ilgisizlige ve dayanmakta güclük ceker. Cicek Suya SENI SEVIYORUM der Su BENDE SENI SEVIYORUM cevabini verir. Aradan zaman gecer ve Cicek yine Suya SENI SEVIYORUM der. Su sabirla Bende der. Cicek sabirlidir, bekler, bekler. Artik öyle bir duruma gelir ki.. Cicek koku sacamaz artik etrafa ve son kez Suya seslenir, SENI SEVIYORUM Suda ona Söyledim ya, bende seni seviyorum der. Ve gün gelir Cicek yataklara düser, hastalanmistir. Rengi solmus, yapraklari sararmistir. Yatakdan cikamaz. Suda basinda bekler Cicegin Sevgilisine yardimci olmak icin cirpinir ama belli olmustur ki artik Cicek ölecektir. Cicek son kez basini güclükle döndürerek Suya SENI BEN GERCEKTEN SEVIYORUM der. Su cok hüzünlenir ve son care olarak bir doktor cagirir. Muayeneden sonra doktor söyle der. Hastanin durumu ümitsiz, artik elimizden bir sey gelmez... Su sevgilisi Cicegin ölümüne neden olan hastalik nedir diye merak eder ve sorar doktora. Hastaligi nedir? Doktor yukaridan asagiya bir bakar Suya ve derki, Cicegin bir hastaligi yok dostum. Bu Cicek sadece susuz kalmis, ölümü onun icin. Su anlar ki Sevgiliye sadece SENI SEVIYORUM demek yetmemektir!!! |
|
|
Yazan Yasak Gece
Tarih: 02.01.2011 23:52:40
Sil
|
Bu hasret dolu geceleri öldürecegim birgün. Bu ayrılık şarkılarını kurşuna dizecegim Seni benden ayırdıgı için kaderimi mahkemeye verecegim Sen gittin tüm yollara düşman oldum. Düşman oldum sensiz gecen gecelere Birazdan sevgilisini arayan deli dolu ırmaklar gibi köpürük caglayacagım. Hasretin içimde kapkara bir bulut Dokunsalar aglayacagım. Artık bu ayrılıga dayanamıyorum Yedigim lokma gibibogazımdacigerimi yakan bir sigara dudagımdasın. Damarımda kan durdu akmıyor,kalbim durdu atmıyor Kapının zilini söktüm gelenler senden baskası diye Penceremin tüm perdelerini örttüm yoldan gecenler senden baskası diye Birazdan tüm umutlarımı daglayacagım DOKUNSALAR AGLAYACAGIMMMMMMMMM. söz verdin aglamiyacan |
|
|
Yazan Yasak Gece
Tarih: 02.01.2011 23:40:48
Sil
|
Dostlar irmak gibidir Kiminin suyu az, kiminin çok Kiminde elleriniz islanir yalnizca Kiminde ruhunuz yikanir boydan boya
Insanlar vardir üstü nilüferlerle kapli, Bulanik bir göl gibi... Ne kadar ugrassaniz görünmez dibi. Uzaktan görünüsü çekici, aldatici Içine daldiginizda ne kadar yaniltici.... Ne zaman ne gelecegini bilemezsiniz Sokulmaktan korkarsiniz, güvenemezsiniz!
Insanlar vardir derin bir okyanus... Ilk anda ürkütür, korkutur sizi. Derinliklerinde saklidir gizi, Daldikça anlarsiniz, daldikça tanirsiniz Yaninda kendinizi içi bos sanirsiniz.
Insanlar vardir, coskun bir akarsu... Yaklasmaya gelmez, alir sürükler. Tutunacak yer göstermez beyaz köpükler! Ne zaman nerede birakacagi belli olmaz Bu tip insanla bir ömür dolmaz.
Insanlar vardir sakin akan bir dere... Insani rahatlatir, huzur verir gönüllere. Yaninda olmak basli basina bir mutluluk. Sesinde, görüntüsünde tatli bir durgunluk.
Insanlar vardir çesit çesit, tip tip. Her biri baska bir karaktere sahip. Görmeli, incelemeli, dogruyu bulmali. Her seyden önemlisi insan, insan olmali...
Insanlar vardir berrak, piril piril bir deniz. Bosa gitmez ne kadar güvenseniz. Dibini görürsünüz her sey meydanda. Korkmadan dalarsiniz, sizi sarar bir anda. Içi disi birdir çekinme ondan. Her sözü içtendir, her davranisi candan... |
|
|
Yazan Yasak Gece
Tarih: 02.01.2011 22:58:52
Sil
|
BEKLEYISIMIN ÖYKÜSÜ Günler güz yaprakları gibi birer birer dökülürken ayaklarımın dibine, ben her gece karanlığa dikip gözlerimi senin aydınlığını bekledim. Sen yoktun...
Binlerce adım attım bu kentin sokaklarında. Her köşeyi, her parkı, her ağacı ezberledim. Sevdaya bulanmış her kaldırım taşında senin adını aradım. Sen yoktun...
Evlerin duvarları birer birer üzerime yıkıldı. Her bir hücremin acısını ta yüreğimde hissederken beni enkazın altından çekip alacak elini aradım. Sen yoktun...
Özlem şarkılarını ezberledim. Kimini bağıra bağıra, kimini fısıltıyla söyledim. Karanlığa haykırdım hasretimi. Sesimi duyacaksın diye bekledim. Sen yoktun...
Senden gelecek bir tek haberi bekledim. Saatler asırlar gibi geldi, geçmedi. Çalan her telefonu yüreğimin deli bir çağlayana dönen atışlarıyla açtım. Senden başka duyduğum her seste hep aynı hayâl kırıklığını yaşadım. Onlar beni duymak istiyordu, bense seni. Sen yoktun...
Seni aramaktan yorgun düşmüş bedenimi karanlığın kucağına uzattım her gece. Bir an önce sabah olsun diye uykunun beni çekip almasını istedim. Olmadı. Kaç gece sabahı ettim gözlerimi kapamadan, kaç gece merdivendeki ayak seslerini dinledim gelen sensindir diye. Sen yoktun...
Her yağmurla birlikte hüzün de yağdı bu kentin üzerine. Bulutlar yalnızlığın işaretiydi benim için. Beni ıslatan yağmur olmadı. Ben senin özleminle sırılsıklamdım her mevsim. Hayat merhaba dedi bahara çiçek çiçek. Uzun kıştan sonra gelmez dediğim göçmen kuşların dönüşünü gördüm. Sen yoktun...
Her istasyon her otogar adresim oldu. Bir trenden inersin sandım. Otobüslerdeki her yolcuya sensin diye baktım. Ya da yolculuklara vurdum kendimi. Kimsenin uğramadığı köylere, adı duyulmamış kasabalara gittim. Senden bir iz aradım. Sen yoktun...
Denizin sonsuz maviliğine umut bağladım. Kıyılarda tükettim bekleyişlerimi. Hep sensiz gemiler geçti limanlardan. Ben gemicilerin hasret türkülerine eşlik ettim. Sen yoktun...
Gözümden bir tek damla yaş akmadı. Onlar sana aitti, sana kalmalıydı. Kimselere söyleyemedim acılarımı, bekleyişimin öyküsünü kimselere anlatamadım. Nice fırtınalar koptu yüreğimde. Dalgalar dövdü hayallerimi. Sığınacak bir liman, yaslanacak bir omuz aradım. İçimi dökecek bir insan aradım. Sen yoktun...
Her gece ay paramparça oldu. Her gece yıldızlar birer birer düştü sokaklara. Yıldızları saçına takıp gelmeni bekledim. Ayı avucunda bana getirmeni bekledim. Ve bir güneş gibi doğup aydınlatmanı bekledim bu kapkara dünyamı. Ama. Sen yoktun...
VE VE SEN HIC OLMAYACAKSIN |
|
|
Yazan Yasak Gece
Tarih: 02.01.2011 22:08:24
Sil
|
Pek az insana nasip olmuştur, Sevdiğimiz gibi sevmek. Pek azına nasip olmuştur... Istırap içindeysem de müteşekkirim. Acı içinde olmasam da şükran duyacaktım, acımın sebebine sarılacaktım.
Ayrılık, sevdanın türbesidir derler. Derler ki, uzun ayrılıklarda ölür gidermiş sevdanın sıcaklığı. Madem öyle, neden azalmadı aşkımız, bir nebze bile? Yokluğun durup dinlenmeden sevdamı hatırlatıyor sadece Düşünmüştüm ki, seni görmezsem eğer, Bir anı olursun, canım istedikçe belleğimde canlanan. İkimiz de duygularımızın merhametine sığındık işte. Kafamızı çalıştıramıyoruz, Paçavraya dönen ruhlarımıza sahip çıkamıyoruz. Kalan azıcık aklımızı da kullanamıyoruz.
Durup bir soluk almalı mıydık, O girdaplara dalıp apaçık felakete sürüklenmeden önce?
Bir erkek gibi konuşacağım şimdi anlamaya çalış beni: Gözyaşlarını bir yana koy, Üstüne benimkileri de ekle. Bütün endişelerimizi, üpertilerimizi kat hepsine. Kıskançlığı, üzüntüyü hesaplamayı unutma. Güvensizliği, korkuyu da kat o hesaba. Şimdi topla bakalım hepsini, ne ediyor? Aşkın kısacık hazzıyla karşılaştır. Değiyor mu? Yine de...neden rahat edemiyorum ben? Yeni hayat yok: Hiçlik, ölüm bu! Bakımsız bir mezarın üstündeki taşlar gibi. Benim geleceğim yok mu yani? Yani, ben yazdığım bütün şiirleri, yazdığım her şeyi, senin tırnağın kadar değersiz mi görüyorum? Hem şairim, hem filozofum ben mesele burada. Filozof dediğin, lafın tek gerçeğinin yine laf olduğunu iyi bilir.
O zaman soruyorum kendime: Bizimki gibi bir aşkın amacı ne? İnandığımız gibi, Tanrı’nın bir hikmeti varsa işin içinde, her şeyi tüketen aşkımızdan öte, O’na bağlılığımızın sapması da mı bu hesabın içinde?
Nedir bu aşkın amacı? Seni kendi ruhumun yansıması gibi mi seviyorum? Seni severek, kendi ruhuma, sonra Tanrı’ya mı ulaşacağım? Tanrı’nın habercileri miyiz birbirimize?
Dizlerimin üstünde yakarıyorum Tanrı’ya da, sana da. Utanmadan, lanetlemeden, dua ediyorum: Seni bana versin, tut elimden, sen götür beni O’na. İhtiyacım sonsuz sana. Senden mahrum kalırsam, ruhum da Tanrısız kalacak. İşte bir elimle özür bıraksam seni, ötekiyle bağlıyorum. İyi de, nedir ki özgürlük? Sevdanın zulmü! Yazmayacağım artık. Artık hiçbir şey bilmiyorum, ihtiyacımın bu sonsuzluğundan başka. |
|
|
Yazan Yasak Gece
Tarih: 26.12.2010 19:22:27
Sil
|
Iki seye hakkim olduguna karar verdim: Özgürlük ve ölüm. Birine sahip olamazsam ötekini isterim çünkü hiç kimse beni canli tutsak edemez. |
|
|
Yazan Yasak Gece
Tarih: 26.12.2010 19:20:20
Sil
|
Elmas nasil yontulmadan kusursuz olmaz ise insan da aci çekmeden olgunlasmaz. |
|
|
Yazan Yasak Gece
Tarih: 24.12.2010 21:09:07
Sil
|
çünkü biz dostuz
Bir gün bunalırsan ve sıkıntını paylaşmak istersen beni ara.... İki elim kanda olsa gelirim,sıkıntını yok ederim... Bir gün ağlayacak gibi olursanda ara beni .... Seni belki güldüremem ama söz veriyorum seninle birlikte ağlayabilirim.... Bir gün uzaklara kaçmak istersen beni aramaktan çekinme.... Sni belki durduramam ama senle birlikte koşabilirim..... Bir gün yüksek bir köprüden atlamaya kalkarsanda ara beni..... Senle birlkte atlayamam ama aşağıda bekler seni tutabilirim...
Bir gün herhengi bir konuda kararsız kalırsan ara beni..... Seni senden çok düşünür sana fikirler verebilirim..... Bir gün kimseyi dinlememeye karar verirsende ara beni.... Ağzımı açmayacağım ve söyleyemediklerimi bile dinleyeceğim.... Bir gün beni üzdüğünü düşünürsende çekinme,yine ara.... Göreceksin sana kıyamam,kızamam,üzemem seni..... Bir gün beni ararsan ve benden bir karşılık alamazsan .... Söz ver o zaman sen ulaşacaksın bana .... Çünkü o an bir meleğe gereksinim duyacağımı bilmelisin...... |
|
|
Yazan Yasak Gece
Tarih: 24.12.2010 21:03:53
Sil
|
Gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum Gidiyorum bütün acılarımı vurup sırtıma umutları bırakıp başucuna ıtırları, menekşeleri, kırgüllerini bırakıp şiirlerimi sarıp bohçama yüreğimin yangınına gidiyorum hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal.
Gidiyorum gözyaşlarımı papatya diye saçlarına takıp yüreğimdeki yağmurlarla bir ırmağa akmaya gidiyorum içimde yeşerttiğim tüm çimenler sana kalsın sana kalsın baharçiğdemleri, kırgelincikleri, kırkkanatlılar gülleri sana bırakıp dikenlere gidiyorum.
Gidiyorum başımda gam, gözlerimde nem bütün hatıraları bırakıp geride usulca çekip kapıyı ardımdan alıp başımı gidiyorum buralardan şafak sökmeden kimseler görmeden yağmurun yağmadığı çöllere gidiyorum sevgi dolu yüreğimi bir ıssızda yakmak için.
Hoşça kal suyundan çimdiğim dere kana kana içtiğim pınar say ki yaşamadım bu yerlerde nazlı çiçeklerini okşamadım baharın bozguna uğramış bir bostanın hüznüyle bir yaprağın ürpertisine yazıp ömrümü çekip gidiyorum buralardan.
Gidiyorum bir bilinmeze doğru hem yol, hem yolcu olmaya acılarımla başbaşa kalmaya gidiyorum bütün yıldızları takıp kanatlarıma bir kelebek gibi özgür olmaya gidiyorum.
Yüreğimin sızılarında damıttığım her şiiri bin kez öperek ve sökerek sevgiden yana ne varsa göğsümde gecelerin zifiri saçlarında kaybolmaya bir ceylanın gözlerinde ağlamaya gidiyorum.
Bütün borçlarımı ödedim alacaklarımı erteledim artık ne diyecek bir sözüm kaldı sevdiklerime ne okuyacak bir şiirim gözlerimin içindeki iki damla gözyaşı gibi bakmadan ardımdaki uçurumlara alıp götürüyorum yüreğimdekileri de hoşca kal usulboylum, güzel gözlüm hoşca kal. |
|
|
Yazan Yasak Gece
Tarih: 24.12.2010 20:52:08
Sil
|
Su,kendine sirdas ariyordu Önce buluta verdi sirrini Agir geldi sir buluta Saganak saganak döktü suyun tüm sirlarini Sonra göle gitti su Ona anlatti derdini Bu arada bulut suyun sirrini yagmur yapip,dolu yapip savurdugu icin Zaman zaman tasiyordu göl ve suyun sirri iyice aciga ckiyordu Sonra nehre verdi su sirrini Nehir aldi suyun sirrini cekti gitti Dereye verdi. Dere biraz daha yavas olsada nehirden,oda götürdü suyun sirrini bir baska bilinmeze Caglayanlar,selaleler,akarsular Hepsi kayboluyordu bir anda Sonra bir gün su takip etti dereyi Dereyi okyanusa kavusunca fark etti su Bütün sirlarinin akarsularla,caglayanlarla,irmaklarla Okyasuna tasindigini. Karar verdi su Sirrini okyasuna verecekti Öylede yapti zaten Tüm sirlarini okyasuna verdi Artik suyun sirrini okyanustan baskasi bilmiyordu Ne tasti okyanus,ne bir baskasina tasidi suyun sirrini,nede kurudu Gecen karsilastik suyla Bir bardaktaydi Suskundu.. Cok ugrastim konusturamadim. Ben tam giderden DUR !! dedi su. Durdum ! Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakin konusma! Tasiyamazlar,kaldiramazlar senin yükünü Canini yakarlar,utandirirlar. "dedi
HEP CEVRENIZDE OKYANUS YÜREKLI DOSTLARINIZIN OLMASI DILEGIYLE BARANOGLU |
|
|
Yazan ^HaNıM aGa^
Tarih: 20.12.2010 17:23:45
Sil
|
Yaşamın en acı en uzun gecesi bu gece konuşabileceğim sarılabileceğim ne birdost ne bir sevgilim yokki Sadece elimde bir kalem masamda bir kağıt Bu gece seni anlatıp seni yazacağım bir tanem Önce o simsiyah gözlerini hayalime getirip sonra o güzel yüzünü düşleyipsaatlerce bıkmadan usanmadan bakacağım Gecenin karanlığına seni sevdiğimi delicesine haykıracağım Haykıracağımda bir tanem sana anlatamayacağım Sana anlatamadıklarımı sadece önümdeki kağıda ve gecenin karanlığına anlatacağım Her şarkıda her şiirde seni bulacağım Mısra Mısra Hece Hece Harf Harf Lakin bilemezsin karagözlüm her gecenin bir sabahı Her kışın bir yazı Sonsuz denieln göklerin bile bir sonu var ise Sensiz geçen bu günlerinde sonu gelecek Karanlık ve sensiz günlere kiltler vuracağım Ellerimden ellerine Gözlerimden gözlerine Gönlümden gönlüne Zincirler vuracağım bir daha kopmamasına Şarkılar şiirler yazacağım kavuşmuşluğumuza Ellerinde tutup sana diyeceğim Sana haykıracağım Tüm dünyayaya haykıracağım Ne diyeceğim biliyormusun Birtanem Yüzlerce binlerce defa Bir ömür boyu SENİ SEVİYORUM....... |
|
|
Yazan ^ecrin
Tarih: 19.12.2010 23:38:47
Sil
|
    Bilgileri [Değiştir] |||Zoruma Gidiyor Sana Seni Seviyorum Diyemiyişim...||| Senden Ayrılmak Degilde Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun ... Benden Sonra Lanet oLası eLini Kim tutacak Kim Sevecek Kim Saracak Seni... Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun .. Senden Ayrılmak Degilde O öPüp Koklayamadığım Kıyamadıgım Saclarını Kim eLLiyecek .. Benim Zoruma Ne Gidiyor BiLiyormusun.. Senden Ayrılmak DeğiLde .Sana Doya Doya Seni SEviyorum Diyemedim ya. Sana Kim Seviyorum Diyecek Benim Zoruma Bu Gidiyor.. Kim Tuta BiLir Senin eLini Kim Sara BiLir Senin boşlukta oLan Yerini. Aklıma Geliyor İlk Tanıştığımız Gün Geliyor.. HatırLıyormusun iLk Seni Seviyorum Dediğimi.. iLk Sen Deniz GözLümsün Dediğimi Hatırlıyormusun.. Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun Zamanı Geçmişe Döndüremiyorum ya..Zamanı Geri Çeviremiyorum ya. Yanıyor Yüreğim .. Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun .. DünyaLArı Verdim DünyaLarı Yıktım.. Sana Varya Ömrümü Verdim.. Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun.. Anlamadın AnLayamadınya Beni... Ne ALLaha Ne KeDere İsyan eTTim Şimdiye Kadar.. Ne Sana Ne Sana oLan Sevgime Söz Gecirdim.. Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun.. AğLarken Beni GörmeLiydin Senin iÇin Defalarca Kendimi Yıprattıgımı Senin İçin Varya Canımı... Tek Kalemde Vereceğimi aNLamadınya.. Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun.. SeninLe Bir Yatakta Sana SarıLıp Doya doya öPmeyi. Sana Seni Seviyorum Demeyi Sana Canımsın Diye İnLemeyi Söyleyemedim ya.. Laan Bir Kez Ya Birkezz Gururunu AyakLArının ALtına aLsaydın . BikezCik Bana İnansaydın. Ben Aşkta Gururu BiLmezdim Sen Severdin Sen Bana Kıyamazdın . Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun.. Bana Canım Demeni öZLedim.. Bana Senin İçin öLürüm Demeni Özledim. Bana Varya Kızarken O BakışLArını öZLedim .. Bana O NinniLer Anlatmanı Bana Ninni Smylemeni Özledim... Zoruma Gidiyor Sen BiliyorMusun.. Hatırlıyormusun Bigün Bana Ne Demiştin.. DünyaLArı Yıkarım Senin iÇin . Senin İçin DağLArı Delerim. Sen iSte Annemi Babamı Saymaz Yine Gelirim Demiştin.. Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun.... Sen GeLemedinya Sen Benim OLamadınya.. Sen Canını Canana Veremedinya.Zoruma Gidiyor. Deniz Gözlüm.Sen Benim oLamadınya.. Bak Zaman Ne Çabuk Geçiyor Ne Sen varsın Ne Ben.. Zaman Varya ÖyLe Bir GeÇiyorki. Zoruma Gidiyor Sen Biliyormsun.. Seni uNutamadığım. Sen Allahadamı İnanmıyorsun.. Ne Zoruma Gidiyor Biliyormsun.. Seni Cok öZLedim. Seni Seviyorum Diyemedimya Yanıyorum.. Zoruma Gidiyor Yanıyorum.. Deniz GözLüm Yanıyorum...
|
|
|
Yazan ^HaNIm aGa^
Tarih: 13.12.2009 00:54:22
Sil
|
En Mutlu İnsan:
Bir grup kariyer yolunda ilerleyen yeni mezun , eski üniversitelerindeki profesörlerini ziyaret için bir araya gelirler . Sohbet , sonunda işin ve hayatın stresinden şikâyetleşmeye döner . Misafirlerine kahve ikram etmek isteyen profesör mutfağa gider ve yanında büyük bir termos içinde kahve ve porselen , plastik , cam , kristal olmak üzere değişik tarzda ve ucuz görünenden , pahalı ve hatta çok özel olanlarına kadar değişik kahve bardakları ile gelir. Herkes bir bardak seçince , profesör şöyle söyler :
'' Fark ettiyseniz , tüm pahalı görünen bardaklar alındı ve geriye ucuz görünümlü , sade bardaklar kaldı . Kendiniz için en iyi olanı istemeniz normal olsa da , bu sizin stresinizin ve problemlerinizin kaynağı aslında . Emin olun ki , bardağın kendisi kahvenin kalitesine hiç bir şey katmaz . Çoğu zaman , sadece daha pahalıdır ve hatta bazı durumlarda da içtiğimizi saklar . Hepinizin aslında istediği kahveydi , bardak değil , ama bilinçli olarak en iyi bardaklara yöneldiniz ve sonra birbirinizin bardağına bakmaya başladınız .'' Sunu bir düşünün : Hayat kahvedir . İş , para ve toplumdaki konumunuz da bardaklar . Onlar hayati tutmak için sadece araçlardır ve seçtiğimiz bardak yasadığımız hayatin kalitesini belirlemediği gibi değiştirmez de . Bazen sadece bardağa odaklanarak kahvenin tadını çıkarmayı unuturuz . Kahvenizin tadına varın !
|
|
|
Yazan ^HaNIm aGa^
Tarih: 12.12.2009 23:56:42
Sil
|
BEN YANDIM KÜLLERİM KONUŞTU …
Kelimeler bitti
Ben bildiklerimi unuttum “sevdiğim”!
Bu gece de yalnızlığı içtim..
Anılar konuştu ..
Ben dinledim
Yazılanlar silindi birer birer
Yaşananlar yarım kaldı
Ben sustum
Duygularım konuştu…
Amansız fırtınalar koptu yüreğimde
Bende sevdanın izi kaldı
Sen farkında bile değilsin ama
Rüzgarlar beni paylaşamadı “sevdiğim”!
Savruldum.
Tahmin edemeyeceğin kadar yükseklere uçtum,
Hiç ummadığım bir anda düştüm parçalandım…
Gecenin koynundan sıyrılırken yalnızlığım!..
Yüreğimi kendi ellerimle kanattım
Ve kendi ellerimle yazdım göz yaşlarımı
Senaryolarım güzeldir elbet,
Senaryolarım güzel olduğu kadar ağırdır “sevdiğim”!
Bir kez daha çağırdım acıları..
Ben ağladım
Cahilliğim konuştu
Yapılanlar yazıldı birer birer
Yazılanlar kalbimden utandı
Ben savundum.
Nefsim konuştu…
Acizliğimin en kuytusundan kurtulurken benliğim,
Seni bilmem ama.
Vicdanım beni bırakmadı “sevdiğim”!
Yakmayan bir ateşti.
Kavruldum
Bedenimi kendi ellerimle ateşe attım.
Ve kendi ellerimle ateşe verdim beni..
Ben yandım küllerim konuştu.
Unutmalarım zordur elbet..
Unutmalarım zor olduğu kadar kolaydır “sevdiğim”!
Unutmak sen değilsin.
Unutulmak ben değil.
Ben unuttum.
Hüsranım konuştu.
Ben unuttum
İmanım konuştu…
|
|