|
|
Yazan arzuhal!
Tarih: 23.12.2016 22:29:03
Sil
|
Kimden: arzuhal! 23.12.2016 21:04:24
Kime: !NuR MiSaLi
SENİ SEVDİM BEN ÖLÜYORUM
SEVDANLA YOK OLUP HASRETINLE TÜKENİYORUM CİĞERLERİM SÖKÜLDÜ ARTIK BEN ÖLÜYORUM -SENİ NASIL SEVDİMKİ BİLEMİYORUM TÜM BEDENİMİ RUHUMDAN AYIRIYORUM
HERGÜN DÜŞLERİMDE HAYAL KURUYORUM DÖN ARTIK SENİ ÇOK SEVİYORUM -BU RUH BU BEDEN SENLE BİTİYORUM -MAHŞERDE BİTECEK SENİNLE BİLİYORUM
AĞLAMAKTAN,GÖZLERİMDEKİ YAŞLARLA BOĞULUYORUM KALBİM HISSETMEZ OLDU ARTIK SÖKÜP ATIYORUM SENSİZ SOKAKLARDA SÜRÜNÜYORUM -SENSİZ KALAN YANIM BAK ÜŞÜYORUM
SENDEN UZAKLAŞIP GİTMEK İSTIYORUM BU YÜREK SÖZ DINLEMEZ BİLİYORUM -BEN SENİ HALA ÇOK SEVİYORUM -SENSİZ KALAN YANIM BAK ÖLÜYORUM
ELLERİM TİTRESE GÖRMESE GÖZLERİM BÜKÜLSE BELİM KONUŞMASA DA DİLİM -SENİ BIR GÜN DEİL BİR ÖMÜR OLSA BEKLERİM -SOL YANIM ACIYOR SENSİZ KALAN YANIM ÖLÜYORMUYUM
YÜREK YARASI KAPANMAZ OLDU,GÜL GİBİ KURUYORUM SENİ KALBİME GÖMDÜM SONSUZLUĞAA GİDİYORUM GELMEZSİN SEN ARTIK BUNU BİLİYORUM -FAKAT SENİ KALBİME GÖMDÜM BEN ÖLÜYORUM
NASIL KIYDIN BU SEVDAYA BİLEMİYORUM SEVDANLA KAVRULUP YOK OLUYORUM -ERİDİM BİTTİM YAVAS YAVAS KAYBOLUYORUM BİRTEK SENİ SEVDİM BEN ARTIK ÖLÜYORUM
SON NEFESİMDE YANIMDA OL İSTİYORUM SENDEN BAŞKASINA BAKAMIYORUM -RUHUMMU AL SENİN OLSUN,SANA BIRAKIYORUM BEN GİDİYORUM SONSUZLUĞA BAK ÖLÜYORUM
BU GUN SON NEFESIMI VERCECEGIM ZAMANı GELDİ SEN YOKSUN YANIMDA TUT ELLERİMİ SEVGİLİ -SENİN KOLLARINDA VEREYİM SON NEFESİMİ -YAŞARKEN ÖLDÜM GİYDİM BEYAZ KEFENİMİ BEN GİDİYORUM SONSUZLUĞA BAK ÖLÜYORUM
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 11.01.2015 15:19:22
Sil
|
Sebepsiz sevmektir aşk. Nedeni olmadan bağlanmak birine.. Gözlerine baktığında erimektir içten içe. Ellerini tuttuğunda titremektir tüm benliğinle. “Hatta sarılamamaktır utançtan, Çünkü utanmaktır sevmek aslında”. Sevmek nedir aslen ? Ölmek mi uğruna ? Yaşamak mı onunla ? Sevmek mi ömür boyunca ? Yoksa ayrılmak mı gerekince ? Nedir insanı başkasına bağlayan ? Bilmez kimse bu soruların cevabını.. Kimi güzelini sever, kimi özelini. |
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 11.01.2015 15:10:26
Sil
|
Bugünlerde herkes gitmek istiyor. Küçük bir sahil kasabasına, Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara... Hayatından memnun olan yok. Kiminle konuşsam aynı şey... Herşeyi, herkesi bırakıp gitme isteği. Öyle "yanına almak istediği üç şey" falan yok. Bir kendisi. Bu yeter zaten. Herşeyi, herkesi götürdün demektir. Keşke kendini bırakıp gidebilse insan. Ama olmuyor. Hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor. Yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor. Böyle gidiyoruz işte. Bir yanımız "kalk gidelim", öbür yanımız "otur" diyor. "Otur" diyen kazanıyor. O yan kalabalık zira... İş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile, Güvende olma duygusu... En kötüsü alışkanlık. Alışkanlığın verdiği rahatlık, Monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor. Kalıyoruz... Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz. Evlenmeler... Bir çocuk daha doğurmalar... Borçlara girmeler... İşi büyütmeler... Bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor. Misal ben... Kapıdaki Rex'i bırakıp gidemiyorum. Değil bu şehirden gitmek, İki sokak öteye taşınamıyorum. Alıp götürsem gelmez ki... Bütün sokağın köpeği olduğunun farkında, Herkes onu, o herkesi seviyor. Hangi birimizle gitsin? "Sırtında yumurta küfesi olmak" diye bir deyim vardır Evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin, Kendi imalatımız küfeler. Ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada. Ölüm var zira. Ölüme inat tutunmak lazım, İnadına kök salmak lazım. Bari ufak kaçışlar yapabilsek. Var tabii yapanlar, ama az. Sadece kaymak tabakası. Hepimiz kaçabilsek... Bütçe, zaman, keyif... Denk olsa. Gün içinde mesela... Küçücük gitmeler yapabilsek. Ne mümkün. Sabah 9, akşam 18 Sonra başka mecburiyetler Sıkışıp kaldık. Sırf yeme, içme, barınmanın bedeli Bu kadar ağır olmamalı. Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz. Bir ömür karşılığı, bir ömür yani. Ne saçma... Bahar mıdır bizi bu hale getiren? Galiba. Ben her bahar aşık olmam ama Her bahar gitmek isterim. Gittiğim olmadı hiç, Ama olsun... İstemek de güzel. |
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 07.12.2014 20:07:38
Sil
|
Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli, Ellerin güzelliğini kaybetmiş nasırdan, Hüzün rengi almış saçlarının her teli Gözlerine gölgeler düşmüş kahırdan, Gözlerin ki, gördüğüm gözlerin en güzeli Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli
Böyle mahsun kederli değildin eskiden Fıkır fıkır gülerdi gözlerinin içi Dudakların nemliydi sevgiden, arzudan Yapraklarına çiğ düşmüş karanfiller gibi Baygın kokusuna anılarla beraber giden Böyle mahsun kederli değildin eskiden
Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar Ağlamaktan mı karadı gözlerin Bir zamanlar göz yaşını sevmezdin Şimdi neden yaşardı gözlerin Hasta mısın, yorgun musun nen var Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar
Arzular vardır bilirsin anlatılamaz Eskisi gibi kalsaydın ne olurdu Taptaze, ıpılık kar gibi beyaz Keder sana yakışmıyor gül biraz Arzular vardır bilirsin anlatılamaz.
Victor Hugo
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 07.12.2014 19:56:39
Sil
|
Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim,
Ya da asla birini severken karşılığını beklemedim.
Dostluğuma değer biçmedim,sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim.
Sevdiysem sonuna kadar gittim, bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim.
Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım.
Ama hata insana mahsustur dedim.
Affettim, af diledim.
Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim.
Onlar belki beni saflıkla yargıladılar.
Belki de içten içe sinsice güldüler.
Ama asıl unuttukları şuydu
Ben aldanmadım..!
Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar.
Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için,
Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için.
Oysa ben hiç insan kaybetmedim.
Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar..
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 07.12.2014 18:21:01
Sil
|
Yağmur var çok sevdiğim rüzgar da Bugün pazar daha uyanmadı komşular Damların üzerinde kuşlar daha rahatlar Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru Yağmur da var çok sevdiğim rüzgarda Daha uyanmadı komşular bugün pazar Ve ben seni çok özledim Dışarı çıkmak istiyor canım Tek başına haytalık etmek Islanmak pazar sabahında yağmurda Boş caddelerde dolaşmak Vitrinlere bakmak sinemaların afişlerine Sokakların isimlerine Telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara Bir merhaba demek sessizce Sahilde martılara simit atmak Otobüslerin ilk seferlerine binmek Gitmek istiyor canım hayatın gittiği yere Islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine Fırından taze ekmek alıp buğusunu çekmek içine Ve ben seni çok özledim Tam böyle bir şey çiçeğe su yürümesi Bebeğin ağlaması toprağın uyanması Yağmurun yağması ateşin sıcağı Bu pazar sabahı tam böyle bir şey Bir sabahçı kahvesine uğramak Bir bardak çay taze dem kokusu Yani hayatın atardamarlarında dolaşmak Bölmeden şehrin uykusunu Bir şiir yazmak pazar bulmacasının boş karelerine Tam böyle bir şey hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz Bir şiir yazmak bir bardak çay içmek Sokaklarda gezmek yağmurda ıslanmak Ve ben seni çok özledim Yağmur var çok sevdiğim rüzgarda Bugün pazar daha uyanmadı komşular Damların üzerinde kuşlar daha rahatlar Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru Yağmur da var çok sevdiğim rüzgarda Bugün pazar ve ben seni çok özledim |
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 03.12.2014 23:51:13
Sil
|
Kadersizim
Adımı doğarken koymuş Yaradan Nasibim olur mu umuttan, şanstan Yazılmaz insanın bahtı sonradan Kadersiz doğmuşum, ben de kadersiz
Yürürüm umutsuz, yolum kapalı Çaresiz kırdılar tuttuğum dalı Ağlarım gözümü açtım açalı Kadersiz doğmuşum, ben de kadersiz
Ağlarım, inlerim halime bakıp Dünü yaşadım, bugünüm kayıp Açtım ellerimi semaya bakıp Kadersiz doğmuşum, ben de kadersiz
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 31.10.2014 23:24:20
Sil
|
Küsmek nedir bilir misin? Küsmek dürüstlüktür... Çocukçadır ve ondan dolayı Saftır. Yalansızdır. Küsmek Seni Seviyorumdur Vazgeçememektir. Beni anlatır Küsmek Kızdım ama hala buradayımdır , gitmiyorumdur , gidemiyorumdur Küsmek nazlanmaktır , yakın bulmaktır , benim için değerlisindir Küsmek sevdiğini Söyle demektir Hadi Anla demektir Küsmek umuttur , acabaları bitirmektir , emin olmaktır
Yani, diyeceğim o ki : Ben Sana Küstüm!
Nazım Hikmet Ran
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 29.10.2014 17:44:17
Sil
|
AĞLIYORUM
Yanlızlığım gelir aklıma Üzgün ve çaresiz Sensizliğe isyan ediyorum Kurtulmak istesemde yapamıyorum, AĞLIYORUM...
Bir deniz düşün balıksız Bir tarla düşün başaksız Bir ana düşün evlatsız Ben düşünemiyorum, AĞLIYORUM...
Sensiz geçen günlerimde Tek tesellim anılar Neden bilmiyorum acı verenleride var Unutmak istesemde kimisini Başaramıyorum yine, AĞLIYORUM...
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 29.10.2014 16:48:18
Sil
|
NE KASVETLİ,NE KARAMSAR, NE MUTSUZLUK AKAN BİR GÜN HAYAT NE ANLAMSIZ...BUNALIYORUMM RABBİM HUZURLU,MUTLU BİR NEFESS NOOLUR  |
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 20.07.2014 00:54:32
Sil
|
Keşke tanımasaydım seni Omuzlarıma bu kadar yük binmezdi o zaman Gözlerim ağlamayı bilmezdi O kadar sık kalbim çarpmazdı böyle delicesine, Benim de ellerim sımsıcak olurdu mutlaka Geceleri asla uykusuzluk çekmezdim sabaha kadar Rüyalarım, hatta tatlı hayallerim olurdu Duygusuzca düşünmezdim yokluğunda günlerimi saatlerimi Hem hiç üşümezdim böylesine ölü soğukluğunda Hırsla takip etmezdi beni böyle kötü kaderim Kan çanağına dönmezdi gözlerimin ta içi. Kayan yıldızlardan bende farklı dilekler tutardım, Duyardım, anlardım yanımda konuşulanlari, Hayretim bu kadar artmazdı o zaman Bende gülerdim zaman zaman Deniz ve mehtap benim için de önemli olurdu. Hele kara saplı bıçak dostum olmazdı sırtımda Güneşsiz dunyamda kavrulmazdı ciğerim Beynim ise böylesine hırçın uguldamazdi Kar yüreğimde damla damla vurmazdı. Göz yaşlarım ruhumu daraltmazdı, benliğimi sıkıştırmazdı En tiz sesi ile çığlıklar atmazdı göğsüm Simsiyah yankılar oluşturmazdı ufkumda. Saçıma sakalıma bende bakardım. Delicesine bütün gücümle sigaramı çekmezdim. Keşke tanımasaydım seni... Keşke.... !!! Kara saplı bıçak dostum olmazdı. Kar yüreğimde damla damla vurmazdı göz yaşlarım Dedim ya ulan keşke tanımasaydım seni... |
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 27.06.2014 00:03:07
Sil
|
"Olur da özlersen beni, şarkımızı dinle. Olur da özlersen beni, gerekirse ağla. Ama gelme. Yoruldum ben. Sen yine git, en iyi bildiğini yap." Can YÜCEL (' ') |
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 26.06.2014 23:48:55
Sil
|
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır, Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını, Toprakların en bereketlisini sende sürdüm, Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım, Ekmek kadar mübarek, Su gibi aziz bir şeysin Nimettensin, nimettensin! Desem ki... İnan bana sevgilim inan, Evimde şenliksin, bahçemde bahar Ve soframda en eski şarap. Ben sende yaşıyorum, Sen bende hüküm sürmektesin. Bırak ben söyleyeyim güzelliğini, Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber. Günlerden sonra bir gün, Şayet sesimi farkedemezsen, Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden, Bil ki ölmüşüm. Fakat yine üzülme, müsterih ol Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini, Ve neden sonra Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede, Hatırla ki mahşer günüdür Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Cahit Sıtkı TARANCI
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 23.06.2014 15:48:39
Sil
|
Bazen olur ya yorulup kaldığımızda bir yerlerde, yaşamdan bir nefes daha almak istedigimizde, dönüp bakmalıyız aynaya..Sırtımızı dönmek fayda etmez dağlara.. Ne zamana kıymalı insan ne de keşkelerine ağlamalı, bunalıp kaldığında bir köşede. Yeniden yola koyulmalı, yine yeniden sevebilmeli yokuşları. Ertelemeye gelmez hayat: Ne varsa bir gün yaparım diye ertelediği, bir yerden başlamalı vakit kaybetmeden. Her geçen günün adım adım hesabından düşüldüğünü unutmamalı insan. Bazen değiştirmeli bir şeyleri. Çok değil küçük şeylerden başlamalı, bir gün de bir durak önce inebilmeli bazen. Evine girerken taşıdığı ne kadar dert varsa içinde, asabilmeli bazen kapı önündeki ağaca.
Kendiyle barışmalı insan. Yüreğine takmalı bazen pembe gözlüklerini. Baktığını değil gördüğünü hissedebilmeli bazen. Yerinden çıkıp bazen koyabilmeli bir başkasının yerine kendini. Ağlayana sus demeyi değil onunla ağlamayı denemeli bazen. Farkedebilmeli hayatın gerisinde değil tam içinde olduğunu.. Sevmenin bir insanı üzmekten daha değerli oldugunu farkedebilmeli bazen. Sadece söyleyecek bir şeyleri olduğunda değil, tıkanıp kaldığında da dinleyebilmeli. Bazen içinden geldiği gibi davranmalı insan aldırmadan kimseye. Hiç uzaklara gitmeden kendinde aramalı huzuru. Dünya değişecekse eğer bir gün, bilmeli dönüm noktasının kendisi oldugunu. Anlayabilmeli ölümün ayrılıktan daha kolay olduğunu, sevdiklerini kaybetmeden önce. Sevilmenin bir insanı sevmekten başladığını öğrenebilmeli. Kötülüğü değil iyiliği emretmeli. Hatırlamalı sevgilerin paylaştıkça arttığını, acılarında olduğunu unutmadan.. Keşke demeden anlayabilmeli, şükretmenin ne demek olduğunu.. Ve unutmamalı insan elinde olanların elinde olmayanlardan daha değerli olduğunu…
Yasir Babaarslan
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 15.06.2014 18:09:26
Sil
|
CANIM BABAMA... 
Bir baba gittiğinde Arkanı yasladığın duvar Sabahları sıcak ekmek Okul harçlığı, otobüs bileti Ciğerinden bir parça gider Gider de gider...
En sinirli anında bile, Dudağının kenarında bir gülümseme Bayramda öpülecek el Çocuklarımızı sırtında taşıyan O sevimli dede gider Gider de gider...
Bir içten "oğlum, kızım" sözünün sahibi İnatçı bir siyasetçi Koca bir beden Çocuk bir yürek Anneyle yapılan lüzumsuz tartışmalar Heyecanlı bir taraftar Çalışkan bir "Adam" gider Gider de gider...
Bir sarılmaya, bir çift söze bile Fırsat vermez Azrail Vakit geldiği zaman Sadece baban değil Atan gider Canın gider Kanın gider Gider de gider...
Dolmaz boşluğu kısa zamanda Hep bir ses ararsın, bir nefes Bir anahtar tıkırtısı Yanlış bir iş yapınca Gözünün içine bakılmasını Ama sadece beklersin
Çünkü Bir baba gittiğinde, Sadece baban değil Bir dostun, Bir arkadaşın, Bir sırdaşın, Bir öğretmenin, Bir ustan, Bir yanın gider... Gider de gider !
ANONİM
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 14.06.2014 16:03:09
Sil
|
Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama. Yarım saat erkene kurulsun saatin. Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin... Pencereni aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin. Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin. Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin. Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart. Çek kızarmış ekmek kokusunu içine Bak güzelim kahvaltının keyfine... Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis. Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin. Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile. Sonra koş git işine, dünden, önceki günden, Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla, Ohhh şöyle bir hafifle... Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de. Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık. Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa... Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak. Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından makas al... Sonra, şöyle bir düşün. Kimler sana yol açtı, sen çok dar da iken?... Kimler seni ferahlattı, hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?.. Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?... Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara!... Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor!... Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde güller açtıracak.. Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun... Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun... Saklama tabakları, bardakları misafire. Sizden ala misafir mi var bu dünyada?.. Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç değil. Şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi, eksik bıraktıklarını tamamlar gibi. Tadına var akşamının... Gece evinde, dostların olsun. Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun... Arkadaşım, hayat bu. Daha ne olsun? Ama en önce ve illa ki sağlık olsun! **
Can Yücel
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 31.05.2014 20:12:41
Sil
|
Saçlarıma beyaz çiçekler bırakarak geçip gitti mevsimler yorgun kanatlarında göçmen kuşların
ağaçlar yapraksız kaldı çoçuklar uçurtmasız, kuşlar şarkısız kapattı tüm kapılarını kalbime bahar şimdi ben hangi dala konayım şiirimin kanadı kırık
diyorumki bir gün sevdamı yükleyip yüreğime hüzünlü yüzüm aykırı sakalımla çekip gitmeliyim bu şehirden her evin kapısına bir avuç şiir bırakarak ve yıkarak eğreti duvarlarını vefasızlığın
hoşça kal soğuk odam kalbimin dilsiz yanı artık hiç bir metropole sığmıyor adım bir yanı kahırdır kıyılarımın, bir yanı cehennem
aşklar yalancı, sokaklar ince bir hüzün bu şehirde kimse kimseyi sevmiyor artık kimse kimseyi özlemiyor ölüm soluklu günlere güz oldu acım yanlızım, üstelik parasızım dalımda gurbet türküleri bir de kırık sazım
denizler dalgasız şimdi ağrılar sargısız bir sevda var yüreğimde avunmasız bir de dalıp dalıp giden gözlerim gecelerin sayfalarında savunmasız
acıyan yüreğimi alıp yanıma düş kırığı bakışlarımı bir de cebimde eski bir kimlik içimde yaralı ırmaklar dönüp arkamı gitmeliyim bu şehirden saklayıp geceye yaşlı gözlerimi
hoşça kal güz çiçeğim kalbimin sarsık yanı artık hiç bir sevince yakışmıyor yüzüm kimim kimsemde yok üstelik, öksüzüm bu duyarlı, bu aykırı, bu yaralı yanımla hangi kıyıya sığınsam ölürüm
ey hayat ey hayat kırgınım sana ihanetin hançeri saplanmadan bağrıma sevda adına vur boynumu adım mezartaşım olsun adım gözyaşım bağışlamasın beni hiç bir hatıra
NURİ CAN
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 09.05.2014 22:58:37
Sil
|
Sancıyan gecelerin ağırlığınca girdin hastalıklı uykularıma. Başucumda acabalarla beynime inen saat tik takları, Kalk git ona der gibiydi. Dokunsan kar gibiydim parmaklarında. Kopsan, buzul... Acının negatifi basıyor sözlerimi. Öldüm ulan üşümekten! Kapat/sana gözlerimi.
Vapursuz bir iskele gibi kaldım. Mutedil dalgalı yorgunluğum. Soysuzlaşan bir yanılgı gibi kıvrandım deliliğin biz, aşkın sen halinde. Meğer uçuruma yaslanmışım. Düşünce anladım. Girdabının burgusunda söndürmüşüm közlerimi. Öldüm ulan düşmekten! Kapat/sana gözlerimi.
Gittin sanki Annem öldü. Gittin ve beni kendime uğurladın. Kimse kendine benim kadar yoksul değildir. İnsan kendini kendisizlikte nasıl bulur? Bir haciz gibi girdiysen içime, Bu benim kendime olan borcumdandır. Sanki bir kuş gagalıyor beynimi. Öldüm ulan düşünmekten! Kapat/sana gözlerimi.
Yaşamla aramı açacak yaralara göz yumuyorum. Sana ağır yaralanmayı seviyorum. Kan kaybından gülüyorum. Dramlardan çalınmış bir ölüm gelir şimdi suzinak makamında. Aşk yapışmıştı o gece boğazıma. Kurtulsam ölecektim. O yüzden aram açık aramla... Nicedir oyunbozanım susuyorum sözlerimi. Öldüm ulan küsmekten! Kapat/sana gözlerimi
Her gemide bir fırtına izi saklıdır. Bundandır kendi gözyaşlarımızda boğulmalarımız. Saçların ağlıyor mu hala bilmiyorum ama kayboluyorsan dallarında, Bu senin kendine sarmaşıklığındandır. Bir kişinin yalnızlığının kaçla çarpımıdır iki kişinin yalnızlığı? Ve kaç yalnızlık çıkar bir kişinin yalnızlığından? Sus! Biliyorum. Yalnızlık yokluğun avuntusudur. Binlerce gündür boğazıma usturayım. Özgürlükte çürüyor uçurtmamın çıtaları. Dua et de ölümün farkına varmadan ölelim. Öldüm ulan ölmekten! Kapat/sana gözlerimi. Kahraman Tazeoğlu
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 06.05.2014 19:47:09
Sil
|
Daha dokunmadan kurudu irem Çöllere bir türlü yağamıyorum Yeni bir koşunun başlangıcında Biraz deprem sonrası Biraz şehir hülyası Bir kalp yangınından geriye kalan Siyah gözlerine beni de götür Artık bu yerlere sığamıyorum.
Pembe uçurtmalar yolladığından beri Sarardı tiryaki menekşeleri Sonbaharın tozlu kafeslerinde Sevgi turnaları yakalıyorum Turnalar gidiyor ben kalıyorum Avareyim, asudeyim, yorgunum Bilmiyorum neden sana vurgunum Erzurum garında banklar üstünde Uyku tutmuyor karanlıkları Yitik düşlerimi kovalıyorum Gölgeler gidiyor ben kalıyorum.
Binbir türlü kokuyorsa yaylalar Siyah gözlerine beni de götür Baharın koynundan koparıp sana İpek bir mendile sardığım yüreğimle Şehzade gülleri gönderiyorum Umutlar kalıyor ben gidiyorum.
Bütün yelkenlileri, deniz fenerlerini Kaptanları sorgulayan Yanından geçen küheylanların Korku tufanına yakalandığı Siyah gözlerine beni de götür Güneş ülkesinden gelen yiğitler Benzeri olmayan bir dünya kursun Cellat, ayrılığın boynunu vursun.
Usul usul intizarı çürüten Bu hercai diken, bu çılgın arzu Sürüklüyor imkansız muştuların Eşiğine gönül vadilerini Bir ağaçtan düşen yapraklar gibi Düşüyorum tanyerine Ya topla yaralı kırlangıçları Ya da bu vefasız şarkıyı bitir Özgürlüğe giden tutsaklar gibi Siyah gözlerine beni de götür.
Nurullah Genç
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 06.05.2014 19:44:26
Sil
|
KADINLAR gittiklerinde arkalarında daha büyük boşluklar bırakırlar.
Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde "yetim-öksüz" kalan çok olur:
Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler...
Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.
Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.
Sık sık boynunu büker "sarıkız".
O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz, değerini kimse anlayamaz krom hac tasının.
Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz. Bir kadın gittiğinde...
Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...
Bir anne gider...
Bir dost...
Bir arkadaş...
Bir sevgili...
Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde. Hep böyle olur bir kadın gittiğinde övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır.
Kapı eşiğindeki "Dikkat et..." duyulmaz, annesi gitmiştir "geç kalma"nın.
Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.
Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında. Ve bir kadın gittiğinde pek çok "yetim" bırakmıştır arkasında.
|
|
|
Yazan **** kaRDELEN***
Tarih: 04.05.2014 22:09:53
Sil
|
Farkında mısın? Bize ait cümleler kurmaktan, Ne kadar da aciz kaldık son günlerde, Bırak seni seviyorum demeyi, Bir günaydını bile çok görür olduk birbirimize, Tükenen,tükenen sevgimiz mi? Yoksa,yoksa dilimiz mi varmıyor? Ne sen bana iyi misin,diyorsun, Ne ben sana bir günaydın, Bıçak açmıyor ağzımızı,farkında mısın? Yavan kelimelere başvurmamız sebepsiz değil, Saçlarını bile taramıyorsun eskisi gibi, Benimse içimden gelmiyor traş olmak, Eskiden,daha zili çalmadan açardın kapıyı, Kokunu ta aşağılardan duydum,derdin Özledim,derdin Kısar gözlerini ya sen,ya sen,derdin Öylece sarılıp kalırdık kapı eşiğinde, Offf, Kaç gecedir koltuğun bir kenarında uyuyup kalıyorum, Romatizmalarım öyle arttı ki üstelik, Adeta kar yağıyor geceleri sol omuzuma, Sana ilaçlarımın yerini korkudan soramıyorum, Ya cevap vermezsen, Ya,git kendin al dersen Korkuyorum işte,sevginin tükendiğini bilmekten korkuyorum. Dün ilk defa kahvaltı etmişsin beni kaldırmadan, İlk defa çayı dün,soğuk ve şekersiz içtim, Kaç zamandır adımla seslenmiyorsun bana, Adım ürkütüyor seni, Sen ayrı odadan kalkıyorsun, Ben ta uçtaki odadan, Bir suçlu gibi öne eğip başımızı, Öyle geçiyoruz birbirimizin yanından.
Yok yok,bu böyle olmayacak, Ya sen aç kıza telefon,ya ben, Yok bu böyle olmayacak, İstersen oğlanları sen ara,seni onlar daha bir severler, Kısaca,ya ben gideceğim,ya sen, Belki de bir zaman ayrı kalırsak, Kimbilir belki de özleriz birbirimizi, Bu günleri hiç düşünmeden, O hoyrat,o pervasızca harcadığımız, Aşkımıza nasıl muhtacım nasıl,bilemezsin, Olsun bi'müddet yemeği dışarda yerim, İlaçlarımı masnın üstüne geceden dizerim, Parmağıma ip bağlarım falan, Ya da istersen ben gideyim, De nereye? Of,offf, Galiba yaşlanmamalı insan,yoksa suç erkek olmakta mı? Ne yaparım bir başıma, Yok,yok sen git kıza istersen. Bir tabloyu meydana getiren iki unsur gibiyiz, Senin vurdumduymazlığını benim aksiliğim tamamlıyor, Dün o filmi seyrederken ağladığını gördüm, Sanma ki fark etmedim, Sanki ikimizin son dönemi, Ne kadar açığa vursak da öfkemizi, Gem vuramamasakta alışkanlıklarımıza, Demek ki bazı şeylerin çok geç anlaşılıyormuş önemi, Bir ara gözüm takıldı,saçlarına karışmış aklara, Benimse kış çoktan oturmuştu şakaklara, Hatırlar mısın? İlk yemeğe çıktığımız günü, Nasıl da elim ayağıma dolaşmıştı hani, Hatırlar mısın? Bu berbat halime bimecal kalırcasına güldüğünü? Şimdi ise bak,yüreğimiz bimecal, Dağbaşı yalnızlıklarına mahkum ettik birbirimizi, Ne zaman biter bu suskunluğumuz,bilmem Ya bir ölüm anı çığlığıyla, Sahi,sahi ben ölürsem ağlar mısın? Bana,bana hiç sorma,düşünmek bile acıtıyor içimi, Cam kesiği ağrılara gark oluyorum, Hem benim bildiğim galiba, Galiba 'önce erkekler ölür' O zaman da sen,sen kalcaksın yapayalnız, Ne yapar,ne edersin bu koca şehirde? Kim getirir her sabah o çok sevdiğin fırın ekmeğini, Kim sular bahçeyi,kim budar yediverenlerini Ve kim koyar sen daha uyanmadan, Yastığına en güzel gülleri? Zor değil mi? Yaşamın en zor tarafı işte, Kolay değil alışkanlıklardan bir an için vazgeçmek, Zaten,zaten benim tek alışkanlığım da sensin, Yok,yok senden vazgeçemem, Zaten benim bildiğim 'ilk erkekler özür diler' Daha bir yakışıyor gibi seni seviyorum demek erkeğe, Yok,yok bu sabah kalkınca, İlk işim sana sarılıp ve hiç yüksünmeden, Ve kırılganlığı bir yana atıp, Seni seviyorum demeliğim Seni seviyorum, Seni seviyorum, Günaydın,günaydın,günaydın bir tanem.
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 04.05.2014 21:22:32
Sil
|
Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun? Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.
Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun? ''seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun? Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...
Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun? Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.
Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun? Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.
Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun? Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.
Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun? Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.
Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun? nereden bileceksin? Sen benimle hiç olmadın ki. olsaydın avuçlarım terlemezdi... ısırmazdım dilimin ucunu... özlemezdim seni yanımdayken.kıskanmazdım.
Korkmazdım yollarda yürümekten. ıslanmazdım yağmurlarda... yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda sarhoş olmazdım. Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... ve her kulaçta haykırırdım seni.. ama sen hiç benimle olmadın ki... ya aklın başka yerlerdeydi ya yüreğin...
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 01.05.2014 18:38:17
Sil
|
Dostuma...('') Eğer bir gün ağlamaklı olursan, Beni ara... Seni güldüreceğime söz veremem, Fakat seninle birlikte ağlayabilirim... Eğer bir gün uzaklara kaçmak istersen, Beni aramaktan korkma... Seni durduramayacağıma söz veremem, Fakat seninle birlikte kaçabilirim... Eğer birgün kimseyle konuşmak istemezsen, Beni ara... Sessiz olacığıma söz veririm, Fakat bir gün ararsan ve cevap bulamazsan Hemen beni görmeye gel, Belki SANA ihtiyacım vardır..
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 01.05.2014 14:27:18
Sil
|
İdam mahkumunun söz hakkı vardır Bari son arzumu sorda öyle git Arının çiçekte göz hakkı vardır Bir buse için durda öyle git
Madem gidiyorsun bura son durak Ne adres, ne mektup, ne resim bırak Kendinden bir parça bir cisim bırak Saçından birkaç tel verde öyle git
Ardımdan bir damla yaş dökeceksen Adımı andıkça ah ah çekeceksen Kabrime bir gonca gül dikeceksen Ne olur yaşatma vurda öyle git
Hem yıllarca oyna gönül sahnemde Hem perdeyi kapat en mutlu demde Sitem oklarına hedef sinemde Açtığın yarayı sarda öyle git
Pişmanlık duyarda dönersen geri Gelde gör aşkından kalan eseri Seyret ateşinin düştüğü yeri Hasretin zulmünü görde öyle git
Cemal Safi
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 01.05.2014 14:24:31
Sil
|
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır, Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını, Toprakların en bereketlisini sende sürdüm, Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım, Ekmek kadar mübarek, Su gibi aziz bir şeysin Nimettensin, nimettensin! Desem ki... İnan bana sevgilim inan, Evimde şenliksin, bahçemde bahar Ve soframda en eski şarap. Ben sende yaşıyorum, Sen bende hüküm sürmektesin. Bırak ben söyleyeyim güzelliğini, Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber. Günlerden sonra bir gün, Şayet sesimi farkedemezsen, Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden, Bil ki ölmüşüm. Fakat yine üzülme, müsterih ol Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini, Ve neden sonra Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede, Hatırla ki mahşer günüdür Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Cahit Sıtkı TARANCI
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 01.05.2014 14:21:41
Sil
|
Bir garip oldum bugünlerde. Hani ayağın boşluğa düşer gibi olur ya, bağırmak istersin de soluğun çıkmaz. Ama sözünde gereklidir davaya, işte bura da dilimin tercümanı, soluğuma ses olur musun?
Yazın, en uzun günün de, sıcağında kendine geldigi bir vakitte, bir yiğitlik yapsam oruçlara boyansam, iftarım olur musun?
Hani diyorum ki gönlüme deli gönül seni de kim seve, bu yanlışa kim düşe, sana da kimler aça gönül denen hanesini bir umut işte benimkisi, tüm utangaçlığınla, gizlisinden ama Sevdalım olur musun?
Yine huzuruna çıksam yaradanımın, gereğini yapamamanın ezikliği ve utangaçlığımla. Bir sabah namazı vaktini seçsem tövbeye. Sende benle olur, alnımı koyduğum Seccadem olur musun?
Ben bir yanım agrıdımı ona yönelirim hep. Onsuz kelimelerimden utanmışlığım vardır. Geceyi ve iki damla gözyaşımıda şahit katarım yanıma. Ve yakarırım en içtenliğimle, dualarımı sunarım âcizane. Şimdi senide kattım içine Dualarıma âminim olur musun?
Bir şiir olsam umuda dair. İçine de seni gizlesem, Özlemle yazılmış cümlelerle donatsam, ünlemide vuslat olsa Okuyanım olur musun?
Gecenin karanlıgında yolunu yitirenler, yıldızlara dalarmış. Yönünü tayin edermiş göğün işaretlerinden. Şimdi ben ki bir meçhule düşmüşüm, yelken alabora. İşte burada, bir ışık Yolumun aydınlatıcısı, işareti Yıldızım olur musun?
Keşkeli cümlelerin yoğunlaştığı, geri dönülmezlerin ağır bastıgı hayatımda. Bir umut işte, gelsem, içine baksam gözlerinin, ağlasam sonra,
Gözyaşım olur musun?
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 01.05.2014 14:17:35
Sil
|
Mezarlıklar, kendini vazgeçilmez sananlarla doluyken, Yerin üstündeki bu gösteriş de neyin nesi oluyor acaba?... ' ' (Hz.Mevlana)
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 25.04.2014 19:54:26
Sil
|
(' ') BİR KADININ YÜREĞİNE GİREBİLİRSEN
Bir kadının yüreğine girebilirsen Sesini, nefesini, Yaşadığı ülkesini Gözlerinin bebeğini Emeğini, rüyasını, dünyasını fethedersin
Sağlığı da sen olursun, hastalığı da Oğlu da sen olursun, babası da Yaşama hevesi çabası da
Bir kadının yüreğine girebilirsen En büyük şairi İnanılmaz mucizesi ve sihri olursun Herşey yalan, sen zahiri Herşey vesairse, sen cevahiri, Herşeyden ötesi Yüreğinin içinde ahiri olursun
Bir kadının yüreğine girebilirsen Yaşaması da sen olursun, ölümü de Bir kadının yüreğine girebilirsen Ya helalliği olursun Ya veballiği Bir kadının yüreğine girebilirsen Ya adamı olursun Ya haramı
Bir kadının yüreğine girebilirsen Ya kaybolursun Ya da gerçek olan seni bulursun,
İHSAN TURHAN
İHSAN TURHAN
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 23.04.2014 20:53:27
Sil
|
Küçükken Bir şeker, bir balonla mutlu olurduk Gece komşuluklara gider Orada uyur, Babalarımızın kucağında eve dönerdik Küçükken hayat hep bir şeker tadındaydı...
Büyüdük ve bir balonun havasında Uçup gittik sanki Sanki hiç yaşamamış ve hiç yaşanmamış gibi... (B.Gökçe)
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 23.04.2014 20:16:50
Sil
|
Anlat bana her şeyini! Acılarını, sevinçlerini ve içinde kalan her şeyini! İstersen önce, Acılarından bahset bana... Bahset ki Ortağın olayım bir dost gibi. Belki nasıl davranman gerektiğini söylerim sana, Belki de ağlarız birlikte sessiz ve derinden... Belki de sana sıkıca sarılırım sözcüklerin bittiği her yerde. Tıpkı bir sevgili gibi, Uzanırım koynuna ve sıcaklığımla eritirim dertlerini. İstersen sevinçlerinden de bahset Bahset ki Anlayayım acıların seni yıkmadığını Nasıl direndiğini ve nasıl yok ettiğini... İstersen aşklarından da bahset bana... Bahset ki Birlikte analım tüm anıları. Yeter ki anlat bana her şeyini! Arzularını, hislerini Ve tüm tutkularını... Birde seni anlat bana. Anlat ki... anlayayım içindeki beni Anlayayım ki... anlatayım seni nasıl sevdiğimi... Murathan mungan
kimi sevsem sensin / hayret sevgi hepsini nasıl değiştiriyor gözleri maviyken yaprak yeşili senin sesinle konuşuyor elbet yarım bakışları o kadar tehlikeli senin sigaranı senin gibi içiyor kimi sevsem sensin / hayret senden nedense vazgeçilemiyor
her şeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet sarışın başladığım esmer bitiyor anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli dudakları keskin kırmızı jilet bir belaya çattık / nasıl bitirmeli gitar kımıldadı mı zaman deliniyor kimi sevsem sensin / hayret kapıların kapalı girilemiyor
kimi sevsem sensin / senden ibaret hepsini senin adınla çağırıyorum arkamdan şımarık gülüşüyorlar getirdikleri yağmur / sende unuttuğum hani o sımsıcak iri çekirdekli senin gibi vahşi öpüşüyorlar kimi sevsem sensin / hayret in misin cin misin anlamıyorum
ATTİLA İLHAN
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 23.04.2014 20:15:51
Sil
|
Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi...
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi
İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri
SENİ SEVİYORDUM ve senin haberin yoktu
Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesten başkaydı işte...
Güldüğün zaman yukarıya bakardın
Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı...
Ne güzeldiler sen bilmiyordun...
BEN SENİ SEVİYORDUM...
Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler
Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu
Geri dönüyordu, çoğalarak
Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, herseyi erteleyişim oluyordun
Kalp ağrısı oluyordun,
Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun,
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk,
Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk
Cesurduk...
Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller...
Ben SENİ SEVİYORDUM sen bilmiyordun...
Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun
Sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra
Yağmurlar yağdı, serin haziran akşamları
Derken bir gün uzaktan gördüm seni...
Saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı
Kalbimi acıttı her zamanki gibi...
Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun
Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir yada boşver bilme en iyisi...
İclal Aydın
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 23.04.2014 20:14:26
Sil
|
Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış. Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.
Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış.
Nerede o çocuksu, o şımarık hallerim, Saçlarına hasreti tanımayan ellerim, Rengarenk rüyalarım, toz pembe hayallerim Tekmil neşem, sevincim, hevesim, sende kalmış.
Ayıplama, kınama, kahveye gidiyorsam, Avunabilmek için bir tavla atıyorsam, Garson çay uzatırken ben aklımda diyorsam, Sende kalmış demektir, ladesim sende kalmış.
Dostlar da muhabbeti kestiler, lüzum da yok. Zaten senden ziyade sohbetim, sözüm de yok. Sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok. Aynalarda kendimi göresim sende kalmış.
Sende kalmış umudum, saadet çağım sende, Sende kalmış huzurum, tüten ocağım sende, Sende hayat kaynağım, duygu membağım sende, Can diyorum sana,can kafesim sende kalmış.
Allah' ım düşmanımı düşürmesin bu zaafa, Sanki her noksanımı mecburum itirafa, Hangi şarkıya girsem, notalar do re mi fa Sol diyorum sana sol, la sesim sende kalmış.
Gel Tanrıya borcunu teslim etsin bu yürek, Tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek, Kelime-i şahadet getirmem için gerek, Son diyorum sana, son nefesim sende kalmış.
Cemal Safi
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 23.04.2014 19:17:57
Sil
|
Hatanızı farketmek ve kırdığınız kalpten özür dilemek, erdemdir ve karşınızdaki kişiye verdiğiniz değerin egonuzdan yüksek olduğunu gösterir...
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 26.12.2013 21:22:24
Sil
|
Senden önce Senden önce ne sevdalar attım içime Öyle acı , öyle yangın, öyle coşkun ve öyle yoğun. Ve hepsini attım yüreğimden birer birer. Sisli ve bulut sıcağında, Bir sonraki bahara erteledim derin sevdalarımı. Bir tek sen varsın şimdi yüreğimde. Gizli kapaklı sakladığım duygularımda Sevgimi sert rüzgarlara verdim sana doğru eserken, Soğuk ve koyu mavi akşamlarda. Ve bir tek sen varsın şimdi gözlerimde. Derin duygularımdan arta kalan Yalnızlığıma ortak olan sen. Sensizliğimi izlerken yıldızlı gecelerde , Sensizliğimi yenmek adına Unuttum geçmiş sevdalarımı artık.. Ve bir tek sen varsın şimdi yanımda. Şimdi geçmişten kalan göz yaşların akıyor yüreğine, Yüreğinde akıyor yüreğimin sığlarına Sıcacık ve umursamazcasına. Artık yüreğim senin. Ve bir tek sen varsın tenimde, herşeyimde_______ ALİ TÜRKMEN________
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 01.12.2013 00:32:35
Sil
|
Bir gün bırakıp gidersen beni, Ardına bile bakmadan umarsızca. Sana kızamam, sıkarım dişlerimi, İmkânsız sevgini yaşamak yeter bana. Atalay Demirci |
|
|
Yazan mehey usta
Tarih: 27.10.2013 15:12:35
Sil
|
çok güzelmiş bu kardelen çiçegi sizi tebrik ederim güzel bir çiçekmiş işallah sizde öyle güzelsinizdir |
|
|
Yazan ttekin_04
Tarih: 16.10.2013 19:26:37
Sil
|
ben hep kardelen oldum ama hep ben uşudum yanlızlığımla |
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 11.05.2013 11:56:44
Sil
|
BİR KURUŞLUK ADAMA BEŞ KURUŞLUK DEĞER VERİRSEN,KENDİNİ YÜZ KURUŞLUK SANIR... **** KARDELEN*** |
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 24.01.2012 20:03:06
Sil
|
SEDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin Yaşadıklarını Kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün Gülebildiğin kadar mutlusun üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir Gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin işte budur hayat! işte budur yaşamak Bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin Kadar Sevilirsin
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 17.07.2011 22:26:17
Sil
|
Sadece birkaç gün yaşadı kelebekler… Ve aşkın ne demek olduğunu, insandan daha iyi bildiler… Aşkın bir ateş olduğunu, yakıp kül ettiğini anladılar ve ateşe pervane oldular. Dört kelebeği öyküsüdür Dört kelebek ateşin gerçek sırrına ulaşmaya karar verirler… İlk kelebek ateşin uzağından geçip gelir ve şöyle der “Ateş aydınlatan bir şeydir.” Bu gerçeğin tam bilgisi değildir… İkinci kelebek ise ateşe biraz daha yaklaşıp döner ve şöyle der “Ateş ısıtan bir şeydir.” Bu da gerçeği anlatmak için eksiktir… Üçünü kelebek ateşe iyice yaklaşır, alevler kanatlarına değer geçer ve döndüğünde, “işte ateşin gerçek bilgisi” der, “ateş yakıcı bir şeydir.” Dördüncü kelebek bununla yetinmez. Ateşin çevresinde döner, dolanır, kavrulur ve birden bire ateşin içine dalarak bir an parladıktan sonra, alevlerin içinde görünmez olur… Ateşin gerçek bilgisini anlayan tek kelebektir o… Ancak bunun artık diğerlerine anlatacak durumda değildir. Anlatmasına gerek de yoktur… Hiç kimse ateşin ne olduğunu başkasının anlatmasından öğrenemez... Ateşe ancak dokunarak öğrenilir, onun ne olduğu… Hepimiz bu öyküdeki dördüncü kelebek olmayı düşlüyor ama ömrümüzü diğer üç kelebek gibi tamamlıyoruz. Sadece birkaç gün yaşadı kelebekler… Ömrünce gerçek aşkı bulunamayan insana inat ateşin aşk olduğunu bilerek ve aşk için yanmayı bilerek… |
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 14.07.2011 23:26:21
Sil
|
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. "O olmazsa yaşayamam" demeyeceksin. Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın. Ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin o'nu sevdiğinden. Çok sevmezsen, çok acımazsın. Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem. Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini... Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin değillermiş gibi davranacaksın. Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın. Çok eşyan olmayacak mesela evinde. Paldır küldür yürüyebileceksin. İlle de bir şeyleri sahipleneceksen, Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin. Gökyüzünü sahipleneceksin, Güneşi, ayı, yıldızları... Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak. "O benim" diyeceksin. Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin... Mesela gökkuşağı senin olacak. İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın. Mesela turuncuya, ya da pembeye. Ya da cennete ait olacaksın. Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi hem de hep senin kalacakmış gibi hayat. İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...
CAN YÜCEL
|
|
|
Yazan Yasak Gece
Tarih: 28.06.2011 21:49:01
Sil
|
Yasam boyunca mutluluk reçetesi Yaşamda sevinçlerin nerede gizli olduğu belli. Önemli olan onların bilincinde olmak ve hayatlarımıza geçirmek... *Aklını kullan *İyice tanımadan hiçbir insana bağlanma. *Bitmemiş ilişkilerin üzerine ilişki kurma, acı çeken sen olursun. *İyice soruşturup diğer insanların da haklı olabileceğini düşün. *Seni takmayanı sen hiç takma, konuşmayanla asla konuşma. *Güvenmediğin biriyle asla flört etme. *Yalanını yakaladığın kişinin düzelebileceğini, aldatan kişinin bir daha yapmayacağını düşünme *İnsanlara doğru değer ver, haketmeyenleri sil. *Kimseye yalvarma. *Asla dönüp de arkana bakma. *Sır tutmasını bil. *Dostlarının sevgilinden daha önemli olduğunu unutma. Onları asla sevgilin için satma. *Hakettiğin sevgiyi alamadığında kendini üzme, sorun sen değilsin. *Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut. *Kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla gözyaşı için asla yumuşama. *Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et. *Seni dinleyip anlamaya niyeti olmayanlarla tartışma. *Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme. *Eğer verdiğin sır o kişide kalmıyorsa ikinci bir sır şansı verme. *Dostun olacak insanları bazı kriterlere göre belirle. *Kendini öven insanlardan kaç. *Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma. *Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir sey yapma. Sorunun olduğunda insanlar zaman ayırıp seni dinliyorlarsa onların öğütlerini gözardı etme. *Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üstüne sıçrar. *Kendinin herkesten daha önemli olduğunu unutma. *Sen istemediğin sürece kimsenin seni üzemeyeceğini aklından çıkarma. *Gözyaşlarının değerini bil. Onları haketmeyenler için harcama. *Sana bahşedilen zekayı kullanmayarak, tanrıya hakaret etme. *Senin zekana inanan insanları hayalkırıklığına uğratma. *Kendini sev. *Alkol alınca kontrolunu yitirenlerle asla tartışma. *Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma. *Dostlugunla yetinmeyenler icin hicbir fedakarlik yapma. *Insanlari kaybediyorsun diye aglayip sizlama, ama kazandigin insanlarin degerini bil. *Askta bile mantigina kusme. Kalbin dogru yolu bulacak icguduye sahip degil. *Kimseye tasiyabileceginden fazla deger verip bununla ovunmesine firsat verme. *Guvenmedigin kimseye aleyhine kullanilabilecek hicbir koz verme. *istedigini almak icin asla duygu somurusu yapma. *Sana duyulan sevgiyi ve guveni istismar etme. DOGRULUK HAZİNEDİR.. |
|
|
Yazan Yasak Gece
Tarih: 28.06.2011 21:15:07
Sil
|
çünkü biz dostuz
Bir gün bunalırsan ve sıkıntını paylaşmak istersen beni ara.... İki elim kanda olsa gelirim,sıkıntını yok ederim... Bir gün ağlayacak gibi olursanda ara beni .... Seni belki güldüremem ama söz veriyorum seninle birlikte ağlayabilirim.... Bir gün uzaklara kaçmak istersen beni aramaktan çekinme.... Sni belki durduramam ama senle birlikte koşabilirim..... Bir gün yüksek bir köprüden atlamaya kalkarsanda ara beni..... Senle birlkte atlayamam ama aşağıda bekler seni tutabilirim...
Bir gün herhengi bir konuda kararsız kalırsan ara beni..... Seni senden çok düşünür sana fikirler verebilirim..... Bir gün kimseyi dinlememeye karar verirsende ara beni.... Ağzımı açmayacağım ve söyleyemediklerimi bile dinleyeceğim.... Bir gün beni üzdüğünü düşünürsende çekinme,yine ara.... Göreceksin sana kıyamam,kızamam,üzemem seni..... Bir gün beni ararsan ve benden bir karşılık alamazsan .... Söz ver o zaman sen ulaşacaksın bana .... Çünkü o an bir meleğe gereksinim duyacağımı bilmelisin...... |
|
|
Yazan serserikocer
Tarih: 18.05.2011 19:07:05
Sil
|
galiba sen yazarsın başka bır alternatifi yok eger degılsen ama cok guzel yazılar |
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 28.11.2010 22:57:03
Sil
|
MAVİ MAVİÖLÜYORUM... Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim. Bugün sardunyalarım da açmadı Belki de küskün renklere Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım Sensiz soluyorum anlayacağın Mavi mavi ölüyorum
Duyuyor musun, orada mısın, Var mısın, yok musun? Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Yanarak, yıkılarak Aklıma her geldiğinde ağlayarak....
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 28.11.2010 22:51:43
Sil
|
Hüzün ve Mavi
Bugün aylardan hüzün günlerden hüzün ertesi Hüzün alıp hüzün satıyorum, Masumiyet avuçlarımızdan kaydı Kırılan dökülen diğerlerinin yanında Karanlık dünlerime katıldı. Hüzün dinliyorum şimdi radyodan. Maviyken hüzne boyadım kendi ellerimle ruhumu. Deniz oldum mavilerden en mavi tuval gibi Hüzünler çizdim üzerine onu da ressamın ellerinden alıp Ağaç olayım dedim mavi yeşil Dökülen yapraklarım değildi hüzünler saçtım sağa sola Hüznü hüzne böldüm elde var hüzün Hüznü hüzünden çıkarsam çeker gider mi? Yine elde kalan, avuçta kalan, yürekte kalan hüzün oğlu hüzün Yıllara meydan okurum sandım, kadere inadıma tutunmaya çalıştım. Hayata gülümserken hayat bana hüzün sundu her seferinde arsız arsız Hayata küsmeli hayata sırtını dönmeli Mavilerden vazgeçtim, renklerden vazgeçtim, sevmekten vazgeçtim Artık sadece gri hüzün rengindeyim. Aynadan bakan yüzde hüzün, yastığımın yanında duran başta hüzün Bir beste yapacak olsam makamı hüzün, sözleri hüzün Okuma şiirim hüzün yazacak kalemimden sadece hüzün kayacak Bu akşam kaybettim masumiyeti sana ne dizeler hüzün dolacak Kış ayazı yemiş yüreğim kanar, ellerim kanar, ruhum kanar Daha ne olsun al kadehimi de kaldırıyorum şerefine ey hüzün Sevmeden dokunan ellere tutsak hediye ettim uykularımı Sevmeden dokunulmanın acısı ne ağırmış meğer. Bir özlemdi aşk, mavi koymuştum adını. Mavi gitti hüzün kaldı tenimde. Aşkın adıda hüzünmüş ne yazık Zaman hüzünlere akıyor içime işlercesine Ay üşüyor çaresizliğime, gece örtüyor üstümü titreyişime acıyarak Ama onların bile bana sunduğu simsisay hüzün. Sadece mavi bir aşk istemiştim. Sadece masum mavi bir aşk Sadece…. Biliyor mu sun bugün bir mavi kaydı avuçlarımdan Hüzün beni sevdi vazgeçmeyecek madem, Bir yağmur yağsa hüzünlere ıslanacağım yine, Gözlerimden akan acıtan hüzünler Bir hayalde doğdun yine orda kaybol işte aşk. Ben böyle iyiyim hüzünle koyun koyuna alışmışım Yara bere içindeydim zaten senden önce de Seni hüzünsüz yarınlara hediye ediyorum mavi sevgili Ben gri hüznümle adı hüzün olan başka bir günde yine başka bir hüzne doğacağım nasılsa Ve son dizem Kaybettiğim mavi ye hediye sevgilerimle
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 05.07.2010 23:37:14
Sil
|
ATEŞ ve SU Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında sevdalanmış onun deli dalgalarına. Hırçın hırçın kayalara vuruşuna, yüreğindeki duruluğa Demiş ki suya: Gel sevdalım ol, Hayatıma anlam veren mucizem ol...
Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa al demiş Yüreğim sana armağan... Sarılmış ateşle su birbirlerine sıkıca, kopmamacasına...
Zamanla su, buhar olmaya, ateş, kül olmaya başlamış. Ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı... Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de yüreğindeki kederi de alıp gitmiş uzak diyarlara su...
Ateş kızmış, ateş yakmış ormanları... Aramış suyu diyarlar boyu, günler boyu, geceler boyu Bir gün gelmiş, suya varmış yolu Bakmış o duru gözlerine suyun, biraz kırgın, biraz hırçın. Ve o an anlamış aşkın bazen gitmek olduğunu. Ama gitmenin yitirmek olmadığını.... Ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla. İşte o zamandan beridir ki: Ateş sudan, su ateşden kaçar olmuş..
Ateşin yüreğini sadece su, Suyun yüreğini Sadece ateş alır olmuş...
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 24.02.2010 23:56:16
Sil
|
PULSUZ MEKTUPLAR 2 Merhaba Yürek gölümün tek yakamozu, Düşen cemre gibi, Sabahı ilk ışıklarıyla Doğan güneş gibi Sevdalı yüreğim, Ah!.. yaralı yüreğim, Mum gibi eriyip dururken yanı başımda Vazgeçmesini bilmedi ki senden, Unutamadı ki seni avare yüreğim.
Sensizliğini kaldırımlara haykırmıyor artık. Hayallerinle avunmaktan, Bulup bulup yitirmekten usandı yüreğim.
Gün gün Adım adım Damla damla Büyüyen sevgim Ne kaldırımlara Ne kağıda, Ne de bu aleme sığar artık.
Yokuğunda Masmavi bir göl yaptım yüreğimde İçinde aşkınla dolu sevda taneciklerinin Göz yaşlarımla süslenmiş Kimsenin görmediği, Pırıltılarından bir göl yaptım.
Sevgimi o gölde boğmak istedim. Kendi içimde Adım adım Damla damla Nefes nefes yarattığım gölde Boğmak istedim sevdamı. Anlamıştım bu yaranın kapanmaz olduğunu, Lokman Hekim’in haklı olduğunu. Ama beceremedim Sevgimi, yani seni Yani canımın damlalarını Nasıl kendi içimde boğabilirdim ki ?!
Yüreği senin için çarpan, Kalbi kırık, Yorgun bir Bir avare yarattın, Senin için nefes alan Senin için yaşayan Yüzü gülen, İçi alev alev yanan Yaralı bir avare yarattın...
Hani vardı ya Göz bebeklerinden yüreğini okuyan Avare diyip Yüzüne bakmadığın Ve her gidişinde Hunharca kül ettiğin Bir yürek vardı Hatırlar mısın? Ya da boş ver Hatırlama Kapının ardında kalsın Şaheserin....
Bu avare diyip Yüzüne bakmadığın, O hunharca kül olan yüreğin sahibi, Yürek gölünde boğamadı sevdasını, Senin gibi olamadı bir türlü, Bırakıp gidemedi Kapının ardındakini, Ve yürüdüğün Her kalabalık kaldırımda Seni sevdiğini haykıracak gözleriyle Ama sen duymayacaksın...
Belki O kaldırımlarda boğulacak da... Ama yine unutamayacak seni, Gözünde bir damla yaşla yaşayacak Ama Ne senden Ne de seni sevmekten vazgeçecek...
Mustafa Akkoyunlu
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 05.02.2010 00:29:17
Sil
|
...Bir zaman gelmiş ve kaplumbağalar ülkesinde su tükenmiş....napçez, netçez, diye düşünürken , aralarında en yaşlı olanı demiş ki "su dagi görüyor musunuz...o dagin arkasinda büyük bir göl var"....oraya gitmek lazım... Ee, koca dagi hepsi birden asamazlar. Aralarinda çok yasli olanlarda var. Bunun üzerine oraya gidip su getirmeleri için en genç 2 kaplumbaga seçilmis. Genç kaplumbagalar 25 yil sonra göle ulasmislar.. ohaa demeyin. Anca çikmislar dagi.... Hem nasil olsa uzun yıllar yasiyolar.... Ve o anda farketmisler.. Suyu alip götürmek için yanlarina kap almayi unutmuslar...
kaplumbagalardan biri - ...ee nabicas simdii ?? Birimizin gidip kap almasi lazim.. Digerimiz de burada beklesin ki kimse gelip içmesin sudan !! En iyisi sen git! hayatta olmazz.... Ben gidersem sen suyu içersin ?.. O zaman köy susuz kalir ve hepimiz ölürüz susuzluktan! Yok şerefsizim bak yemin ederim agzimi sürmiiycem lan.. sen git al gel... kabi bekliyecegim.. Söz veriyorum. Bunun üzerine diger kaplumbaga yola çikmis.. Orada kalan da beklemeye baslamis.. Aradan 30 yil geçmis.. 50 yil.. 60 yil.. Sonunda bekleyen kaplumbaga bu böyle olmayacak demis...Galiba gelmeyecek bu.. Köydekiler de öldü herhalde susuzluktan.. En iyisi ben biraz su içeyim de bari ben hayatta kalayim.. Kaplumbagalarin soyu devam etsin.. Tam egmis kafasini göle dogru bir yudum alacakken çalilarin arkasindan bir ses duyulmus..: - Bak bak şerefsizin evladına bak, böyle yaparsan gitmem vallaaaa !!!!!!!!
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 05.02.2010 00:11:40
Sil
|
Bu Yılınızı İyi Geçirdiniz Mi Bu yılınızı iyi geçirdiniz mi? Sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi? Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı? Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz? Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız? Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız? Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç? Ve siz onu hiç kokladınız mı? Yaz gecelerinde ne çok yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı? Kendinize bu yıl kaç oyuncak aldınız? Kaç kez gözlerinizden yaş gelinceye kadar güldünüz? Yaşlı bir ağaca sarıldınız mı bu yıl? Çimlere uzandığınız oldu mu? Çocukluğunuzdan kalan bir şarkıyı söylediniz mi hiç? Hiç suda taş kaydırdınız mı bu yıl? Kaç kez kuşlara yem attınız? Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı? Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz? Ya da hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı? Kaç kez mektup aldınız bu yıl? Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç? Kimseyle barıştınız mı bu yıl? Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez farkettiniz bu yıl? İyi bir yılın, bunlar gibi bir çok küçük şeye bağlı olduğunu hiç düşündünüz mü bu yıl? Yeni yılda düşünün! Baharda hemen yayılın çimenlerin üzerine... Acele edin, er veya geç çimenler yayılacak üzerinize... Can Dündar
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 03.02.2010 03:02:06
Sil
|
SOL YANIM ACIYOR ANNE Merhaba anne, Yine ben geldim. Merak etme okuldan çıktım da geldim. Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama Ali, “Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder.” demişti de onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen, sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte öğretti sağımı solumu. Ben biliyorum artık anne, sağım neresi, solum neresi Ağrıyan yanımın neresi olduğunu. Şimdi iyi biliyorum anne. Hani geçen geldiğimde: Şuram acıyor işte, şuram demiştim de Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne Bak şimdi söylüyorum. Şuram işte, Sol yanım çok acıyor anne. Hem de her gün acıyor anne her gün. Dün sabah annesi Ayşe’nin saçlarını örmüştü. Elinden tutup okula getirdi. Yakası da danteldi. Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi. Ben de ağladım, Ağladım hiç de utanmadım. Öğretmen ne oldu dedi? Düştüm, dizim çok acıyor dedim. Yalan söyledim anne. Dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne. Bugün ben de saçım örülsün istedim. Babam ördü ama onunki gibi olmadı. Dantel yaka istedim. Babam “Ben bilmem ki kızım.” dedi. Bari okula sen götür dedim. “Kızım, iş…” dedi. Ben de bana ne dedim, ağladım. “Kızım, ekmek” dedi babam. Sustum ama okula giderken yine ağladım anne. Ha, bi de sol yanım yine çok acıdı anne. Herkesin çorapları bembeyaz,benimkiler gri gibi. Zeynep, “Annem, beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş” dedi. Babam hepsini birlikte yıkıyor. Babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne? Uffff, babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme. Üzülmesin diye söylemiyorum ama Arkadaşlarım her gün kurabiye,börek, pasta getiriyor. Biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne. Hava kararıyor, ben gideyim anne. Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi. Duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum. Kim bozuyor toprağını, Çiçeklerini kim koparıyor? İzin verme anne, Ne olur toprağına el sürdürme! Eve gidince aklıma geliyor bi de bunun için ağlıyorum anne. Bak, kavanoz yanımda,toprağından bir avuç daha alayım. Biliyor musun anne? Her gelişimde aldığım topraklarını Şu kavanozda biriktirdim. Üzerine de resmini yapıştırıp başucuma koydum. Her sabah onu öpüyor kokluyorum. Kimseye söyleme ama anne Bazen de konuşuyorum onunla. Ne yapayım seni çok özlüyorum anne. Ha unutmadan, Öğretmen yarın anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi. Ben babama yazdıracağım. Öğretmen anlarsa çok kızar ama bana ne kızarsa kızsın. Ben seni hiç görmedim ki neyi, nasıl anlatacağım anne. Senin adın geçince sol yanım acıyor anne. Hiç bir şey yutamıyorum. Bazen de dayanamayıp ağlıyorum. Kağıda da böyle yazamam ya anne. Ben gidiyorum anne, Toprağını öpeyim, sen de rüyama gel beni öp. Mutlaka gel anne, Sen rüyama gelmeyince Sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne. Sol yanım acıyor anne. İşte tam şurası, Sol yanım çok acıyor anne. Seni çok özledim anne, çooook… AYLA AYDEMİR
|
|
|
Yazan **** kardelen***
Tarih: 03.02.2010 02:59:07
Sil
|
GÖZLERİM GÖZLERİNDE Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin? Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin... Bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında Fırtınalardan geldim sende dinleniyorum. Bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum En eşsiz dakikalar sürsün senin yanında... Hiç yumma gözlerini, ışığın eksilmesin, Gündüzüm aydınlığım, ipek böceğim benim! Güz bahçemde açılmış o son çiçeğim Yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin Ayırma gözlerimden çocuksu gözlerini, O sakin o yalansız, o kuytu gözlerini
 |
|