Alçak gönüllü olmanın erdemini tattım çok bilmişlere inat...Gerçekten bilenlerin az konuştuğuna şahit oldum sessizce... Her yaşananın sadece bir deneyim olduğunu kavradım...Değmeyenlere çok anlam yüklemenin ruhuma verdiği zararı keşfettim... Kendim olmayı seçtim başkalarından alınmış parçalardan oluşmayı değil... kendi hayatlarını YÖNETEMEYENLERİN diğer hayatlara müdahelelerine güldüm sadece...!!... Kokuşmuş zihniyetlerin yalan gülümsemelerin içinde yer almaktansa uzaktan onlara seyirci kalıp İNSANLIĞIMI korumayı öğrendim... Varlığımı hakedenleri hayatıma dahil etmeyi, haketmeyenlere HOŞÇAKAL demeyi öğrendim...
Mürekkebine göre barındırırım insanları.. Herkes, kendi yazısını kendi yazar hayatıma... Gülüşler geçer üzerinden yazıların, sahtelikler yıpratır.. Ucuzsa mürekkebi yazan siler kendini, herkes kendi yazısını yıpratır aslında.. ... Ben silmem kimseyi, içten yazılmamış her yazı, zamanla kendiliğinden uçup gider..!!
Saçlarımın ucundaki gelgit'sin... Her an eksilmeye müsait... Koparıp atsam yine geliyorsun... Kırıklarını toplamak başıma bela... Hayatımı değiştiremediğimden saçlarımla derdim bilirsin... Sen saçlarımın ucundaki gelgit'sin... Gözlerimdeki dalgalanma... Seviyorsun diye giydiğim bütün renklersin... İki dudağımın arasına kalan kelime sağanağı... Sen gördüğüm en gizli gelgitsin... Hadi gel bir defa adam akıllı da, bu medcezirler bitsin...
Yalnızlığım isyanımdır aslında, bir başkaldırıdır sevmeyi bilmeyen kalplere. Ne kadar kirletilmiş ruh ve değeri kaybettirilmiş aşk varsa, hepsine karşı onurlu bir duruştur.
Kimbilir kaç deli sevda sığdırdın yüreğine Işığa üşüşen pervaneler gibi sardılar seni Körkütük aşkların ortasına düştün Yalanların pençesine . Belki birgün, bir gece Dar bir vakitte belki Hiç beklemezken seni gelirsin diye Ben hâlâ burdayım Sen yoksun ! Lanet olsun ...