|
|
 |
Kimden:
Ankara 0650
03.05.2010 00:40:57
Kime:
Ankara 0650
|
|
SONSUZ AŞK
Dalga ile kıyının aşkını bilir misin? Öncesinden başlayıp, sonsuza giden dalga, Hep aşka kavuşma özlemiyle atılır kıyıya. Dalga, seven - kıyı, sevilendir. Dokunur parmaklarının ucuyla sevdiğine dalga Ve döner hep geriye Bilir kavuşamayacağını ama hep koşar kıyıya Her bir dokunuşunda aşkına verir bedenini hesapsızca İşte, ben de seni böyle severim yar.
Yar, bilir misin dağ başında açan uçurum çiçeklerini? Bilirler görünmeyeceklerini... Sevilmeyeceklerini... Koklanmayacaklarını... Okşanmayacaklarını... Ama inatla açarlar aşkla, sevgiyle, özlemle. Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasını İşte, ben de seni böyle beklerim yar.
Yar, ipek böceğini bilir misin? Onun kozasının içinde ördüğü o ipliğe olan aşkını Bilir o, ördüğü ipliğin kendisinin ölümü olacağını Ama aşkına feda eder kendini. Öyle verir kendini yarenine korkusuzca İşte, ben de kendimi böyle veririm sana yar.
Yar, ağaç ile meyvesinin aşkını bilir misin ? Meyvesini vermelidir ağaç yeniden doğmak için Öyle zorludur ki ayrılmaları Verir meyvesini ağaç meyve tohum olur, tohum kök olur Ve yeniden doğar ağaç kendi meyvesinden İşte bende böyle yar Yok olmayı göze aldım, tekrar sende doğmak icin
 |
|
 |
Kimden:
Ankara 0650
02.05.2010 23:57:43
Kime:
Ankara 0650
|
|
SONSUZ AŞK
Dalga ile kıyının aşkını bilir misin? Öncesinden başlayıp, sonsuza giden dalga, Hep aşka kavuşma özlemiyle atılır kıyıya. Dalga, seven - kıyı, sevilendir. Dokunur parmaklarının ucuyla sevdiğine dalga Ve döner hep geriye Bilir kavuşamayacağını ama hep koşar kıyıya Her bir dokunuşunda aşkına verir bedenini hesapsızca İşte, ben de seni böyle severim yar.
Yar, bilir misin dağ başında açan uçurum çiçeklerini? Bilirler görünmeyeceklerini... Sevilmeyeceklerini... Koklanmayacaklarını... Okşanmayacaklarını... Ama inatla açarlar aşkla, sevgiyle, özlemle. Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasını İşte, ben de seni böyle beklerim yar.
Yar, ipek böceğini bilir misin? Onun kozasının içinde ördüğü o ipliğe olan aşkını Bilir o, ördüğü ipliğin kendisinin ölümü olacağını Ama aşkına feda eder kendini. Öyle verir kendini yarenine korkusuzca İşte, ben de kendimi böyle veririm sana yar.
Yar, ağaç ile meyvesinin aşkını bilir misin ? Meyvesini vermelidir ağaç yeniden doğmak için Öyle zorludur ki ayrılmaları Verir meyvesini ağaç meyve tohum olur, tohum kök olur Ve yeniden doğar ağaç kendi meyvesinden İşte bende böyle yar Yok olmayı göze aldım, tekrar sende doğmak icin..
|
|
|
 |
Kimden:
Ankara 0650
01.05.2010 16:34:31
Kime:
Ankara 0650
|
|
Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam seni tarif Edemeyeceğimi biliyorum. ulaşılmaz oldun hep dokunmak Hissetmek ve dolu dolu yaşamak isterken seni, kocaman bir Yalnızlıktı payımıza düşen
Payıma düşen her şeyi erteledim. ama erteleyemediğim bir Şey vardı, sana benziyordu. su olsan dokunduğumda Bozulurdun, bozulmayan bir 'şey'din... gidilecek bir yer Olsa sonu olurdu, sonu olmayan bir 'şey'din... uykuda Görülecek bir rüya olsa uyanırdım, beni rüyamdan Uyandırmayacak bir 'şey'din... simsiyah saçların olsun İstiyorum, ama bahtın değil
O gün seni gözlerinden, anafatma'dan, üç ırmağın Birleştiği yerinden öpeyim desem, aklına ırmaklar gelir Düşün ki yılan dağından aşağı iniyoruz ve dünyada sadece İki kişilik türkü kalmış, onu söylüyoruz. öyle Bir 'şey'sin sen... seni düşündükçe yoruluyorum desem Dünyanın en büyük yalanı olur. yalanım yok
Bu günden yarına ne kalır bilmem, ama sen kalırsın tıpkı Yatağı değişmeyen bir ırmak gibi
Yaşadıklarımız azdı, zamana sığmadık yaşamak isterken her Şeyi. bu gün şarkı söylüyorsam, o gün şarkı değil, şarkı Gibi seni yaşamak isterim
Halkıma benziyordun, bir yanın göç, bir yanın toprak Kokuyordu hep. gezmediğim yerin kalmadı, bazen yasaklandın Bana, bazen suç gibi boynumda taşıdım seni. yedi telli Sazımla bile tam anlatamadım. sen bir uçurum gülüydün Ellerimi her uzattığımda bin kırıkla geri döndüm Yasaların bile tanımlayamadığı bir 'şey'din sen Haritalara sığmazdın, her ülkede bir başka gülüyordun Uzundun, inceydin, dokunduğumda nereli olduğumu seninle Hatırlardım. bana hep kendimi hatırlatan bir 'şey'sin Sen
Uzaksın, yakınsın, özlenensiN ama bugün değil, yarın gibi Bir 'şey'sin sen
Bugün her şeyi değiştirmek için çabalarken, sen değişmeyen Olarak duruyorsun karşımda. kabul ediyorum. dünyaya bu Kalsın, ama sen bilme
Dünyada kaç iklim, kaç zulüm, kaç ölüm var? bir seni Bunların karşısına koymak nasıldır bilemezsin. bilme! Bugün her ölümle biraz ölürken, seni düşündükçe hayata Dönüyorum yeniden
Gecenin en karanlık yerindeyim, bir sigara ateşinin Aydınlattığı kadar ışık bile olsan, yine de istiyorum Seni. sadece benim seni anladığım, kimsenin unutmamak için Defterine not düşmediği, ama hayatımda hep bir dipnot Olarak kalan kendi yasaklarım gibi unutmuyorum seni
Dağları delmiyorum, inmek istiyorum oralardan. hepiniz Gibi aynada saçlarımı taramak, ''günaydın'' der gibi Sokağa fırlamak ve şarkı söylemek istiyorum sana
Adına aşk diyorlar, gelecek diyorlar... bana yetmiyor. her Şarkımda sana bir adım daha yaklaşmak istiyorum. bir başka Dilden seviyorum, kırmızıdan daha uzundur
Gelincikler gibi bir mevsim değil, dört iklim, köşe bucak Kim ne derse desin geri dönecek yerim yok, bir kentin Ortasında çığlık çığlığa bağırarak tek başına kalsam da Yine seviyorum seni
Bu bir suç duyurusudur, kendimi ihbar ediyorum 
|
|
 |
Kimden:
Ankara 0650
01.05.2010 03:13:48
Kime:
Ankara 0650
|
|
_____xxxxxxxx________xxxxxxxx ____xxxxxxxxxx______xxxxxxxx xxx ___xxxxxxxxxxxxx___xxxxxxxxx xxxx ___xxxxxxxxxxxxxx_xxxxxxxxxx xxxx ___xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xxxx ____xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xxxx _____xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xxx ______xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx x _________xxxxxxxxxxxxxxxxxx ___________xxxxxxxxxxxxx _____________xxxxxxxxx ______________xxxxxx _______________xxxx _______________xxx ______________xx _____________x ___________x ________xx ______xxx _____xxxx ___xxxxxx ___xxxxxxx ____xxxxxxxx ______xxxxxxxx ________xxxxxxxx _________xxxxxxxx _________xxxxxxx ________xxxxxx _______xxxxx ______xxxx _____xxx ____xx ___.x
__ ___$$$$$$$$___$$$$$$$$___$ $$____$$___$$_ __$$$_______$$$_ ___$$____$$___$$____$$___$$_$$__$$___$ $___$$_$$___$$_$$_ ___$$_________$$$$$$$$___$$__$$_$$___$ $___$$__$$_$$__$$_ ___$$____$$___$$____$$___$$____$$$___$ $___$$___$$____$$_ ___$$$$$$$$___$$____$$___$$_____$$___$ $___$$_________$$_ ______________________________________ __________________
__xxxxxxxxxxx______xxxxxxxxxx _xxxxxxxxxxxxxx___xxxxxxxxxxxxx xxxxxxxxxxxxxxxx_xxxxxxxxxxxxxx xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx _xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx __xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx ____xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx _______xxxxxxxxxxxxxxxxx _________xxxxxxxxxxxx ___________xxxxxxxxx ____________xxxxx _____________xxxx ______________xxx ______________xx |
|
 |
Kimden:
Ankara 0650
30.04.2010 11:08:04
Kime:
Ankara 0650
|
|
Bugün Ankara Benim Gibi
Bugün Ankara benim gibi, Ağlamaklı ve yaşamamaklı bugün Ankara, Sessizden feryatlar yükseliyor ama kimse duymuyor, İçten içe bir ağlama ama sessizce, Ah bugün Ankara benim gibi...
Yalnızlığa kendini bırakmış Ankara, İnsanları da ayrı sanki bu dünyanın hiçliğini fark etmişler, Yaşayanı da yaşamayanı da bir farklı soluyorlar Ankara'yı, Sesini duyuramayan Ankara, derdini anlatamayan Ankara, Bugün benim gibi Ankara...
Sadece esen rüzgârın sesi var Ankara'da, Sadece güneşin umutsuzluğu var Ankara'da, Ankara'da sokaklar bana bakıyor boş boş, Ankara'da kıyamet mi koptu ey imam! Bugün Ankara benim gibi...
Hâlbuki bahar gelmiş ey Ankara uyan! Toprağına can gelmiş ey Ankara gözlerini aç! Susamış canın mutluluğa aç gönül pencereni Ankara, Haydi çık kara topraktan Ankara, bahar gelmiş diyarlara Bugün Ankara benim gibi kara toprağa gömülmüş...
|
|
 |
Kimden:
Ankara 0650
28.04.2010 13:35:04
Kime:
Ankara 0650
|
|
......kırık bir aşk.............hikayesi bu... ..umutsuzluklarla...........ve hüzünle dolu... güneşinden yoksun umut, bulutlar ardında gökyüzü kapkaranlık ve biz burada ışıksızız yollar aşılamaz türden, ufuklar bizden uzak .bugünler mutsuz ve yarınlar çok umutsuz ...amaçlar belirsiz ve araçlar çok yetersiz .....görüşebilmek zor, görüşmemek zor. .........sevebilmek ve de sevilebilmek, ............ne kadar mümkün sence? ...............ne kadar olası bu düş? ..................birleşebilir miyiz? .......................sen-ve-ben! .........................bir gün! .............................? ? ? |
|
 |
Kimden:
Ankara 0650
28.04.2010 13:33:49
Kime:
Ankara 0650
|
|
Hayatin anlami Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğunu kendi kendine sormaya başlamış... Bulduğu hiçbir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş... Ama aldığı cevaplar da ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir cevabı olmalı diyormuş... Ve dolaşıp herkese bunu sormaya karar vermiş... Köy, kasaba, ülke dolaşmış bu arada zaman da durmuyor tabi ki Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona: 'Şu karşıki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yaşar istersen ona git belki o sana aradığın cevabı verebilir.' demişler... Çok zorlu bir yolculuk sonunda Bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam... Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye 'Hayatın anlamının ne olduğunu' sormuş... Bilge: 'Sana bunun cevabını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor demiş.'... Adam kabul etmiş... Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş... 'Şimdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel. Yalnız dikkat et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin, eğer bir damla eksilirse kaybedersin.'.. Adam gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş... Bilge bakmış 'Evet! Kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı?'... Adam şaşkın 'Ama ben kaşıktan başka bir yere bakmadım ki.' demiş... 'Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel.' demiş Bilge... Adam tekrar bahçeye çıkmış gördüğü güzellikler büyülemiş, muhteşem bir bahçedeymiş çünkü... Geri geldiğinde Bilge adama 'Bahçe nasıldı?' diye sormuş... Adam gördüğü güzellikler karşısında büyülendiğini anlatmış... Bilge gülümsemiş: 'Ama kaşıkta hiç yağ kalmamış.' demiş ve eklemiş: 'Hayat senin bakışınla anlam kazanır... Ya sadece bir noktayı görürsün, Hayatın akıp gider sen farkına varmazsın Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın, akıp giden zamanın anlam kazanır
|
|
 |
Kimden:
Ankara 0650
28.04.2010 13:32:52
Kime:
Ankara 0650
|
|
Yasam Kanunu..
İyice tanımadan hiçbir insana bağlanma.
Bitmemiş ilişkilerin üzerine ilişki kurma, acı çeken sen olursun.
İyice soruşturup diğer insanların da haklı olabileceğini düşün.
Seni takmayanı sen hiç takma, konuşmayanla asla konuşma.,
Güvenmediğin biriyle asla flört etme.
Yalanını yakaladığın kişinin düzelebileceğini düşünme.
İnsanlara doğru değer ver, haketmeyenleri sil.
Kimseye yalvarma.
Asla dönüp de arkana bakma.
Sır tutmasını bil.
Dostlarının yeri ayrı, sevgilinin yeri ayrı. Sevgilin için dostlarını, dostların için sevgilini satma.
Hakettiğin sevgiyi alamadın mı? Kendini üzme, sorun sen değilsin.
Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut.
Bir ilişkiyi kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla gözyaşı için asla yumuşama.
Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et.
Seni dinleyip anlamaya niyeti olmayanlarla tartışma.
Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme.
Eğer verdiğin sır o kişide kalmıyorsa ikinci bir sır şansı verme.
Dostun olacak insanları bazı kriterlere göre belirle.
Kendini öven insanlardan kaç.
Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma.
Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma.
Sorunun olduğunda insanlar zaman ayırıp seni dinliyorlarsa onların öğütlerini gözardı etme.
Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üstüne sıçrar.
Kendinin herkesten daha önemli olduğunu unutma.
Sen istemediğin sürece tanrı dışında kimsenin seni üzemeyeceğini aklından çıkarma.
Gözyaşlarının değerini bil, onları haketmeyenler için harcama.
Sana bahşedilen zekayı kullanmayarak tanrıya hakaret etme.
Senin zekana inanan insanları hayal kırıklığına uğratma.
Kendini sev.
Alkol alınca kontrolünü yitirenlerle asla tartışma.
Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma.
Dostluğunla yetinmeyenler için hiçbir fedakarlık yapma.
İnsanları kaybediyorsun diye ağlayıp sızlama, ama kazandığın insanların değerini bil.
Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip bununla övünmesine fırsat vereme.
Güvenmediğin kimseye aleyhine kullanılabilecek hiçbir koz verme.
İstediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma.
Sana duyulan sevgiyi ve güveni istimar etme
ALINTIDIR...
|
|
 |
Kimden:
Ankara 0650
28.04.2010 13:31:29
Kime:
Ankara 0650
|
|
HAYAT DEĞİŞİK SÜPRIZLERLE DOLUDUR...!
Hiç beklemediginiz bir anda hayatiniza giren insan veya insanlar tüm yasam dengenizi alt üst edebilir.
Inandiginiz degerler,yasadiginiz mutlu hayat,yüzünüzdeki gülücükler… hepsi birden kaybolup gider…Mani olamazsiniz bir süre bu gidislere…Söz dinletemez olursunuz yüreginize.Sürekli bir mücadele baslamistirKalbinizle akliniz arasinda.Savasin galibi belli degildir…Savas alani ve kullanilan silahlar belirleyecektir sonucu…Savasin yapildigi yer Ruhunuzdur…SilahlarNefsiniz ve iradeniz…Nefsiniz ne kadar agir basarsa kalbin kazanmasi ve bu mücadelenin sonunda yikima ugrayan kisiliginizin agir tahribatlar almasi kaçinilmaz bir son olacaktir .Aklinizla birlikte hareket eden iradeniz baskin çikarsa bu savasta zafer inanilmaz lezzet birakacaktir hayat damagimizda...
Her insanin bir zayif noktasi vardir.Insanlar hiçbir zaman ,baska insanlarin baslarina gelen olaylar neticesinde ,asla bu bana olmazdi dememelidir.Insanin kendine güvenmesi güzel bir vasifdir.Fakat çok güvenmek bile ise yaramaz bazi durumlarda.Hayat çok acimasiz deriz bazen.Aslinda acimasiz yapan insanlardir.Insanlar da çok anlasilmaz olduklarindandir ki siz ne kadar güçlü,basarili bir profil çizseniz de hayatinizda bir anda farkinda olmadan bir çikmazin içine girmis buluverirsiniz kendinizi…
Hayatin süprizleri farkli biçimlerde çikar karsiniza.Her zaman birlikte olacaginizi sandiginiz sevdiklerinizin ani ölümü,çok güvendiginiz bir arkadasinizdan hiç ummadiginiz biranda yediginiz darbe,çok zengin bir insanken ,sabah uyandiginizda sahip olduklarinizi kaybetmeniz,her ne kadar zaman zaman isinizin zorlugundan yakinsaniz da yinede, gidip geldiginiz isinizden atilmis olmak,çok güvendiginiz , asla birakamayacaginizi sandiginiz makaminiz ve koltugunuzun artik baskalarinda olmasi ,sevdiginiz ve sevildiginiz bir insandan ayrilmak zorunda kalmaniz gibi daha saymakla bitmeyecek ,benim dedigimiz aslinda asla bizim olmayan dünyalik varliklar ve nedenler…
Hayatimizi idame ettirmek ,mutlu kilmak adina tüm bu saydigimiz degerlere elbette ki hepimizin ihtiyaci var.Önemli olan hiç kaybetmeyecekmisiz gibi sahiplenmek degil sadece hayatimizi anlamli kilmak adina var olduklari bilincine ulasmaktir.Kendinize hiç su soruyu sordunuz mu?Gerçekten önemli olan nedir?Son günlerde içinde bulundugum çikmaz sokakta iste bu soruyu sordum kendime…Önemli olan neydi?Hayatin adil olmadigini bilmeme ragmen neden hala inat ediyordum.Adalet ariyordum ki.Dedim ya… bazen insan aciz kalabiliyor.Hayatimda her zaman önemli olan dürüstlük ve sevgiydi. Insanlarin sizi anlamasini beklemek kadar büyük bir yanilgi yoktu .Önemli olan yasadigimiz olay ne olursa olsun bize düsen sadece samimiyetimizi kaybetmeden dürüstçe hareket edebilmekti.Tüm bunlara ragmen hala bir seyler yolunda gitmiyorsa birakin her seyi kendi akisina.yeter ki siz manevi huzuru bulun.
Kisaca hayati oldugu gibi kabul ettigimiz zaman hayatin daha güzel oldugunu bir kez daha fark etmis olmanin mutlulugu var içimde  |
|
|
|
|
 |
Kimden:
Ankara 0650
28.04.2010 13:16:50
Kime:
Ankara 0650
|
|
Bir zamanlar gökyüzünde birbirlerini gerçekten çok seven bir bulutla yıldız vardı... Bulut gökyüzünün en şeker, en pembe bulutu yıldızsa en parlak, umudu en çok yansıtan yıldızıydı...
Gökyüzündeki her varlık onların sevgisini kıskanırdı... Tatlı bir kıskançlıktı onlarınkisi... Ama biri vardı ki bulut ve yıldızın ayrılmalarını yürekten istiyordu... Hem de yıldızın en yakın arkadaşı olmasına rağmen...
Bulut biraz saftı, kimseyi kıramazdı... Yıldızsa bulutu için elinden gelen her şeyi yapabilir, herkese meydan okuyabilirdi... Zaten onun için bir bulutu bir de çok sevdiği dostu peri vardı... Bir derdi olduğunda gider periye anlatırdı... Nereden bilebilirdi ki, perinin bir gün bunların hepsini yıldızla bulutun ayrılmalari için kullanacağını?
Bir gün nazar değdi bulutla yıldıza... Hiç yoktan bir sebepten tartıştılar. Bulut, çekti gitti, hatalı olmasına rağmen. Yıldızsa "Nasılsa bulutum beni seviyor, dönecektir." diye düşündü... Fakat hiç bir şey beklendiği gibi gitmedi... Bulut dönmedi. Kim bilir, belki de cesaret edemedi dönmeye. Tek bir gerçek vardı ki: O da ikisinin de çok üzgün olduklarıydı...
Gökyüzündeki iyilik melekleri bile ağladılar onların durumlarına ama ne fayda...
Ertesi gün yıldız olanları en yakın dostu periye anlattı... Periyse göstermelik bir hüzne büründü... Eline büyük bir fırsat geçmişti. Artık hayatı boyunca kıskandığı kişiye karşı kozları vardı elinde. O kişi, en yakın dostu yıldız olmasına rağmen kullanacaktı kozlarını... Hem de büyük bir zevkle...
Bulutun yanına gitti ve yıldızın artık onu sevmediğini söyledi. Bulutsa üzüldü, boynunu büktü ama elinden hiç bir şey gelmeyeceğini düşündü... Çünkü yıldız inatçıydı.. Bir kere olmaz dediyse, bir daha olur demezdi. Peri de bulutun bu üzgün durumundan yararlanıp ona olan sevgisini itiraf etti... Bulut da kimseyi kıramadığı için perinin, yıldızının yerine geçmesine izin verdi...
Yıldız, günlerce bulutunun dönmesini, ondan af dilemesini bekledi... Ama bulut gelmedi. Bir gün yıldız, bulutun yanına gidip, konuşmaya karar verdi. Gece yola çıktı.
Bulut, dostu sandığı periyle birlikte ayda eleleydi... Melekler dayanamayıp, tüm olan biteni anlattılar yıldıza... Çok üzüldü ve çaresiz, döndü arkasını gitti... Yavaş yavaş sönmeye başladı...
O günden sonra yıldız söndü, ışık veremez oldu.. Bulutsa artık ne o kadar pembe, ne de o kadar kadifeydi.
Yıldız, ilk zamanlar her şeyden vazgeçti, hayata küstü... Ama kolay pes etmezdi. Kısa bir süre sonra hayatıyla ilgili o önemli kararı verdi.
O güne kadar hiç görmediği güneşin yanına gidecekti ve biraz daha ışık isteyecekti ondan. Çok geçmeden daha önce hiç görmediği güneşin yanına gitti... Ondan yansıtması için biraz daha ışık istedi... Güneş ışık yerine sevgisini verdi yıldıza...
O gün bu gündür yıldız, dünyaya güneşin sevgisini yansıtır.... Bulutsa hep gözyaşlarını akıtır dünyaya... Bir de yüreğinde kopan fırtınaları...
Yazan Bir zamanlar gökyüzünde birbirlerini gerçekten çok seven bir bulutla yıldız vardı... Bulut gökyüzünün en şeker, en pembe bulutu yıldızsa en parlak, umudu en çok yansıtan yıldızıydı...
Gökyüzündeki her varlık onların sevgisini kıskanırdı... Tatlı bir kıskançlıktı onlarınkisi... Ama biri vardı ki bulut ve yıldızın ayrılmalarını yürekten istiyordu... Hem de yıldızın en yakın arkadaşı olmasına rağmen...
Bulut biraz saftı, kimseyi kıramazdı... Yıldızsa bulutu için elinden gelen her şeyi yapabilir, herkese meydan okuyabilirdi... Zaten onun için bir bulutu bir de çok sevdiği dostu peri vardı... Bir derdi olduğunda gider periye anlatırdı... Nereden bilebilirdi ki, perinin bir gün bunların hepsini yıldızla bulutun ayrılmalari için kullanacağını?
Bir gün nazar değdi bulutla yıldıza... Hiç yoktan bir sebepten tartıştılar. Bulut, çekti gitti, hatalı olmasına rağmen. Yıldızsa "Nasılsa bulutum beni seviyor, dönecektir." diye düşündü... Fakat hiç bir şey beklendiği gibi gitmedi... Bulut dönmedi. Kim bilir, belki de cesaret edemedi dönmeye. Tek bir gerçek vardı ki: O da ikisinin de çok üzgün olduklarıydı...
Gökyüzündeki iyilik melekleri bile ağladılar onların durumlarına ama ne fayda...
Ertesi gün yıldız olanları en yakın dostu periye anlattı... Periyse göstermelik bir hüzne büründü... Eline büyük bir fırsat geçmişti. Artık hayatı boyunca kıskandığı kişiye karşı kozları vardı elinde. O kişi, en yakın dostu yıldız olmasına rağmen kullanacaktı kozlarını... Hem de büyük bir zevkle...
Bulutun yanına gitti ve yıldızın artık onu sevmediğini söyledi. Bulutsa üzüldü, boynunu büktü ama elinden hiç bir şey gelmeyeceğini düşündü... Çünkü yıldız inatçıydı.. Bir kere olmaz dediyse, bir daha olur demezdi. Peri de bulutun bu üzgün durumundan yararlanıp ona olan sevgisini itiraf etti... Bulut da kimseyi kıramadığı için perinin, yıldızının yerine geçmesine izin verdi...
Yıldız, günlerce bulutunun dönmesini, ondan af dilemesini bekledi... Ama bulut gelmedi. Bir gün yıldız, bulutun yanına gidip, konuşmaya karar verdi. Gece yola çıktı.
Bulut, dostu sandığı periyle birlikte ayda eleleydi... Melekler dayanamayıp, tüm olan biteni anlattılar yıldıza... Çok üzüldü ve çaresiz, döndü arkasını gitti... Yavaş yavaş sönmeye başladı...
O günden sonra yıldız söndü, ışık veremez oldu.. Bulutsa artık ne o kadar pembe, ne de o kadar kadifeydi.
Yıldız, ilk zamanlar her şeyden vazgeçti, hayata küstü... Ama kolay pes etmezdi. Kısa bir süre sonra hayatıyla ilgili o önemli kararı verdi.
O güne kadar hiç görmediği güneşin yanına gidecekti ve biraz daha ışık isteyecekti ondan. Çok geçmeden daha önce hiç görmediği güneşin yanına gitti... Ondan yansıtması için biraz daha ışık istedi... Güneş ışık yerine sevgisini verdi yıldıza...
O gün bu gündür yıldız, dünyaya güneşin sevgisini yansıtır.... Bulutsa hep gözyaşlarını akıtır dünyaya... Bir de yüreğinde kopan fırtınaları...
Bir zamanlar gökyüzünde birbirlerini gerçekten çok seven bir bulutla yıldız vardı... Bulut gökyüzünün en şeker, en pembe bulutu yıldızsa en parlak, umudu en çok yansıtan yıldızıydı...
Gökyüzündeki her varlık onların sevgisini kıskanırdı... Tatlı bir kıskançlıktı onlarınkisi... Ama biri vardı ki bulut ve yıldızın ayrılmalarını yürekten istiyordu... Hem de yıldızın en yakın arkadaşı olmasına rağmen...
Bulut biraz saftı, kimseyi kıramazdı... Yıldızsa bulutu için elinden gelen her şeyi yapabilir, herkese meydan okuyabilirdi... Zaten onun için bir bulutu bir de çok sevdiği dostu peri vardı... Bir derdi olduğunda gider periye anlatırdı... Nereden bilebilirdi ki, perinin bir gün bunların hepsini yıldızla bulutun ayrılmalari için kullanacağını?
Bir gün nazar değdi bulutla yıldıza... Hiç yoktan bir sebepten tartıştılar. Bulut, çekti gitti, hatalı olmasına rağmen. Yıldızsa "Nasılsa bulutum beni seviyor, dönecektir." diye düşündü... Fakat hiç bir şey beklendiği gibi gitmedi... Bulut dönmedi. Kim bilir, belki de cesaret edemedi dönmeye. Tek bir gerçek vardı ki: O da ikisinin de çok üzgün olduklarıydı...
Gökyüzündeki iyilik melekleri bile ağladılar onların durumlarına ama ne fayda...
Ertesi gün yıldız olanları en yakın dostu periye anlattı... Periyse göstermelik bir hüzne büründü... Eline büyük bir fırsat geçmişti. Artık hayatı boyunca kıskandığı kişiye karşı kozları vardı elinde. O kişi, en yakın dostu yıldız olmasına rağmen kullanacaktı kozlarını... Hem de büyük bir zevkle...
Bulutun yanına gitti ve yıldızın artık onu sevmediğini söyledi. Bulutsa üzüldü, boynunu büktü ama elinden hiç bir şey gelmeyeceğini düşündü... Çünkü yıldız inatçıydı.. Bir kere olmaz dediyse, bir daha olur demezdi. Peri de bulutun bu üzgün durumundan yararlanıp ona olan sevgisini itiraf etti... Bulut da kimseyi kıramadığı için perinin, yıldızının yerine geçmesine izin verdi...
Yıldız, günlerce bulutunun dönmesini, ondan af dilemesini bekledi... Ama bulut gelmedi. Bir gün yıldız, bulutun yanına gidip, konuşmaya karar verdi. Gece yola çıktı.
Bulut, dostu sandığı periyle birlikte ayda eleleydi... Melekler dayanamayıp, tüm olan biteni anlattılar yıldıza... Çok üzüldü ve çaresiz, döndü arkasını gitti... Yavaş yavaş sönmeye başladı...
O günden sonra yıldız söndü, ışık veremez oldu.. Bulutsa artık ne o kadar pembe, ne de o kadar kadifeydi.
Yıldız, ilk zamanlar her şeyden vazgeçti, hayata küstü... Ama kolay pes etmezdi. Kısa bir süre sonra hayatıyla ilgili o önemli kararı verdi.
O güne kadar hiç görmediği güneşin yanına gidecekti ve biraz daha ışık isteyecekti ondan. Çok geçmeden daha önce hiç görmediği güneşin yanına gitti... Ondan yansıtması için biraz daha ışık istedi... Güneş ışık yerine sevgisini verdi yıldıza...
O gün bu gündür yıldız, dünyaya güneşin sevgisini yansıtır.... Bulutsa hep gözyaşlarını akıtır dünyaya... Bir de yüreğinde kopan fırtınaları...
Bir zamanlar gökyüzünde birbirlerini gerçekten çok seven bir bulutla yıldız vardı... Bulut gökyüzünün en şeker, en pembe bulutu yıldızsa en parlak, umudu en çok yansıtan yıldızıydı...
Gökyüzündeki her varlık onların sevgisini kıskanırdı... Tatlı bir kıskançlıktı onlarınkisi... Ama biri vardı ki bulut ve yıldızın ayrılmalarını yürekten istiyordu... Hem de yıldızın en yakın arkadaşı olmasına rağmen...
Bulut biraz saftı, kimseyi kıramazdı... Yıldızsa bulutu için elinden gelen her şeyi yapabilir, herkese meydan okuyabilirdi... Zaten onun için bir bulutu bir de çok sevdiği dostu peri vardı... Bir derdi olduğunda gider periye anlatırdı... Nereden bilebilirdi ki, perinin bir gün bunların hepsini yıldızla bulutun ayrılmalari için kullanacağını?
Bir gün nazar değdi bulutla yıldıza... Hiç yoktan bir sebepten tartıştılar. Bulut, çekti gitti, hatalı olmasına rağmen. Yıldızsa "Nasılsa bulutum beni seviyor, dönecektir." diye düşündü... Fakat hiç bir şey beklendiği gibi gitmedi... Bulut dönmedi. Kim bilir, belki de cesaret edemedi dönmeye. Tek bir gerçek vardı ki: O da ikisinin de çok üzgün olduklarıydı...
Gökyüzündeki iyilik melekleri bile ağladılar onların durumlarına ama ne fayda...
Ertesi gün yıldız olanları en yakın dostu periye anlattı... Periyse göstermelik bir hüzne büründü... Eline büyük bir fırsat geçmişti. Artık hayatı boyunca kıskandığı kişiye karşı kozları vardı elinde. O kişi, en yakın dostu yıldız olmasına rağmen kullanacaktı kozlarını... Hem de büyük bir zevkle...
Bulutun yanına gitti ve yıldızın artık onu sevmediğini söyledi. Bulutsa üzüldü, boynunu büktü ama elinden hiç bir şey gelmeyeceğini düşündü... Çünkü yıldız inatçıydı.. Bir kere olmaz dediyse, bir daha olur demezdi. Peri de bulutun bu üzgün durumundan yararlanıp ona olan sevgisini itiraf etti... Bulut da kimseyi kıramadığı için perinin, yıldızının yerine geçmesine izin verdi...
Yıldız, günlerce bulutunun dönmesini, ondan af dilemesini bekledi... Ama bulut gelmedi. Bir gün yıldız, bulutun yanına gidip, konuşmaya karar verdi. Gece yola çıktı.
Bulut, dostu sandığı periyle birlikte ayda eleleydi... Melekler dayanamayıp, tüm olan biteni anlattılar yıldıza... Çok üzüldü ve çaresiz, döndü arkasını gitti... Yavaş yavaş sönmeye başladı...
O günden sonra yıldız söndü, ışık veremez oldu.. Bulutsa artık ne o kadar pembe, ne de o kadar kadifeydi.
Yıldız, ilk zamanlar her şeyden vazgeçti, hayata küstü... Ama kolay pes etmezdi. Kısa bir süre sonra hayatıyla ilgili o önemli kararı verdi.
O güne kadar hiç görmediği güneşin yanına gidecekti ve biraz daha ışık isteyecekti ondan. Çok geçmeden daha önce hiç görmediği güneşin yanına gitti... Ondan yansıtması için biraz daha ışık istedi... Güneş ışık yerine sevgisini verdi yıldıza...
O gün bu gündür yıldız, dünyaya güneşin sevgisini yansıtır.... Bulutsa hep gözyaşlarını akıtır dünyaya... Bir de yüreğinde kopan fırtınaları...
|
|
 |
Kimden:
Ankara 0650
28.04.2010 13:15:18
Kime:
Ankara 0650
|
|
Sensİzlİkten Çok Korkuyorum
İÇİmİ Acitiyor YokluĞun Sensİz GeÇen Her GÜne Lanet Edİyorum Sessİzce AĞliyorum Korkuyorum AŞkim Sensİzlİkten Çok Korkuyorum.
Ürpertİyor İÇİmİ YokluĞun Sensİzlİk Bana VerİlmİŞ En BÜyÜk Ceza YokluĞun İÇİmde Kanayan Bİr Yara Gİbİ Her Daİm Acitiyor Canimi
Ölesİye Haykirmak İstİyorum Senİ SevdİĞİmİ Sensİz OlamadiĞimisenden KopamadiĞimi Korkuyorum AŞkim Sensİzlİkten Çok Korkuyorum |
|
|
|
 |
Kimden:
Ankara 0650
28.04.2010 13:05:33
Kime:
Ankara 0650
|
|
__$$$______$$$____$$$_____$$$____$$$______$$$_____- _ ___$$$_____$$$__$$$$$$$$$$$$$$$__$$$______$$$_____- _ ____$$$___$$$__$$$____$$$____$$$_$$$______$$$_____- _ _____$$$_$$$___$$$___________$$$_$$$______$$$_____- _ ______$$$$$_____$$$_________$$$__$$$______$$$_____- _ _______$$$_______$$$_______$$$___$$$______$$$_____- _ _______$$$________$$$_____$$$____$$$______$$$_____- _ _______$$$__________$$$_$$$_______$$$$$$$$$$______- _ _______$$$____________$$$__________$$$$$$$$_______- _ _____________$$$$$$$$$$$ $$$$$$$______________ _________$$$$$$$$$$$$$ $$$$$$$$$$$___________ _______$$$$$$$$$$$$$$$ $$$$$$$$$$$$$_________ ______$$$$$$$$$$______ ___$$$$$$$$$$$$_______ ______$$$$$$$$$_______ _______$$$$$$$$$______ _____$$$$$$$$$________ ________$$$$$$$$______ ____$$$$$$$$$$$_______ ________$$$$$$$$$_____ ___$$$$$$$$$$$$_______ ________$$$$$$$$______ ___$$$$$$$$$$$________ _______$$$$$$$$$______ ____$$$$$$$_$_________ ______$$$$$$$$$_______ ___$$$$$$$$$__________ _____$$$$$$$$$________ ___$$$$$$$$___________ ____$$$$$$$$$_________ ___$$$$$$$____________ ___$$$$$$$$$__________ ____$$$$______________ _$$$$$$$$$$___________ _____$_______________$ $$$$$$$$$_____________ ____$______________$$$ $$$$$$$_______________ ____$____________$$$$$ $$$$$_________________ ___$___________$$$$$$$ $$$___________________ __$_$________$$$$$$$$$ $_____________________ ___________$$$$$$$$$$_ ______________________ _________$$$$$$$$$$___ ______________________ ________$$$$$$$$$_____ ______________________ ______$$$$$$$$________ ______________________ ______$$$$$$$$________ ______________________ ______$$$$$$$$________ ______________________ ______$$$$$$$$$_______ ______________________ _______$$$$$$$$$______ ______________________ ________$$$$$$$$$_____ ______________________ _________$$$$$$$$$$___ ______________________ ___________$$$$$$$$$$_ ______________________ _____________$$$$$$$$$ $_____________________ _______________$$$$$$$ $$$___________________ _________________$$$$$ $$$$$_________________ ___________________$$$ $$$$$$$_______________ _____________________$ $$$$$$$$$_____________ ______________________ _$$$$$$$$$$___________ ______________________ ___$$$$$$$$$$_________ ______________________ _____$$$$$$$$$________ ______________________ ______$$$$$$$$$_______ ______________________ _______$$$$$$$$$______ ______________________ ________$$$$$$$$______ ______________________ ________$$$$$$$$______ ______________________ ________$$$$$$$$______ ______________________ _______$$$$$$$$_______ ______________________ ______$$$$$$$$________ ______________________ _____$$$$$$$$_________ ______________________ ___$$$$$$$$___________ ______________________ _$$$$$$$$_____________ _____________________$ $$$$$_________________ ___________________$$$ $$____________________ _________________$$$$$______________________ ________________$$$$__ ______________________ _______________$$$____ ______________________ ______________$$__ çııÖÖçş____##########*________________________ __*##############______________________ __################_____________________ _##################_________**##*______ __##################_____*##########___ __##################___*#############__ ___#################*_###############*_ ____#################################* ______###############################__ _______#############################=__ ________=##########################____ __________########################_____ ___________*####################=______ ____________*##################________ _____________*###############__________ _______________#############___________ ________________##########_____________ ________________=#######*______________ _________________######________________ __________________####_________________ __________________###__________________
|
|
 |
Kimden:
Ankara 0650
28.04.2010 13:01:54
Kime:
Ankara 0650
|
|
NE SENDEN ONCESİ VARDİ,NE SENDEN SONRASI OLACAK Gözlerinin gözlerime değdiği ilk günün acısı var hala yüreğim de , tutamıyor’um sen yokken göz pınarlarımda biriken yaşları,hasretin o kadar zor geliyor ki bedenime ilk defa bu kadar acıyor DELİ YÜREĞİM. Ne senden öncesi vardı sana duyduğum sevgi gibi bakılan , nede senden sonrası olacak ne sevgisine ne’de acı verse bile o küçücük hasrete özlem duyulan. Ben seni senin ve hiç kimselerin bilmediği yüreğimin derinliklerinde saklı aşk bahçemde yeşerttim ve bunu bilsin dünya alem ve SEN seni asla kurutmayacak bu BEDEN. Güllerin kokusu var bahçemde, senin kokun var odamda nereye baksam sen varsın.Soruyorum sana sence bendeki sevda yalan mı?,sence hasretinden uykusuz kalmış gözler yalan mı?,sence seni kimselerle değişemeyen,seni seninle seven ve kimselerle paylaşamayan, seni yalnızca yüreğinin sesiyle bir sırdaş gibi karanlık gecelerde belki yıldızların beklide ay ışığının altında delice hıçkırıklarla seven kalbim yalan mı? Öyle çok seviyorum ki seni SEN anlayamadın ki başkaları bilsin. Bazen içimden ağlamak geldiği zaman tek neden sen oluyorsun gözlerime bu bile bana senin var oluşunun verdiği o güzelim ve anlatılmayacak mutlulukla bütünleşince gözlerimde senin bana verdiğin mutluluk ve hüznün yarattığı sevinç gözyaşları selleri aratmayacak kadar delice yere dökülüyorlar. Ve her yere düştüklerinde SENİ SEVİYORUM diye haykırıyorlar. Ardından sen yokken yok olan senin varlığında kocaman olan deli yüreğimin içinde rengarenk gökkuşağı açıyor her renginde SEN ve BEN. Sensiz kaldığım zaman ki duygulu anım, senle olduğum zaman ki mutluluğum, senin için mutluluk ve hasretinden dökülen göz yaşlarım, senin için hayallerini kurduğum ve sevgini içine sığdıramadığım dünyam kadar beklide binlerce dünya’ya sığmayacak kadar çok seviyorum. İYİKİ VARSIN,İYİKİ YANİMDASIN…! |
|