[Üye Olmak İstiyorum] [Ana Sayfa] [Üye Arama]



Ankara 0650 üyesinin yazdığı mesajlar
Kimden: Ankara 0650

04.05.2010 10:12:17



Kime: Ankara 0650

Seni özlüyorum kabul ettim artık bunu... Gözbebeklerimin içine yerleşmişsin ve dünyada iyiye ve güzele dair ne varsa içinde sen varsın. Meleklerin kanatlarında geliyorsun sen bana her gün, martıların gözlerinde. Bir papatya demetinin üstündeki uğur böceği oluyorsun, ayın şavkında, umudun mavisindeki en çok bu renge tutkunum bilirsin sen varsın. Yüreğime işlemişim seni bir dantel gibi ince ince düğümlerle... Çözülemezsin çözmem seni. Oradasın orada kalmalısın. Çünkü bir tek sen yüreğime yakışırsın.
Her gün içimi ısıtan asıl sensin sıcacık ışıklarında tüm ruhumu saran, her yeni güne gözümü acar açmaz içine doluştuğunbir günaydınsın. Doğrularını yanlışlarını sorgulamadan, bir çocuk yüreği gibi masumca yaşıyorum seni. Bu hayata verdiğim her nefesde gittiğim her yerde sende benimle birlikte varsın. O yüzden yalnızlık hiç bilmiyorum. Asla değiştirmeden, en katıksız halinle seviyorum seni. Özgürleşiyor aşkımız, sevdikçe büyüyor özledikçe yüceliyor. İşte en çok bunu, özlüyorum seni sevmeyi özlüyorum. Sevdikçe daha çok özlüyorum, özledikçe daha çok seviyorum


Kimden: Ankara 0650

03.05.2010 00:40:57



Kime: Ankara 0650

SONSUZ AŞK

Dalga ile kıyının aşkını bilir misin?
Öncesinden başlayıp, sonsuza giden dalga,
Hep aşka kavuşma özlemiyle atılır kıyıya.
Dalga, seven - kıyı, sevilendir.
Dokunur parmaklarının ucuyla sevdiğine dalga
Ve döner hep geriye
Bilir kavuşamayacağını ama hep koşar kıyıya
Her bir dokunuşunda aşkına verir bedenini hesapsızca
İşte, ben de seni böyle severim yar.

Yar, bilir misin dağ başında açan uçurum çiçeklerini?
Bilirler görünmeyeceklerini...
Sevilmeyeceklerini...
Koklanmayacaklarını...
Okşanmayacaklarını...
Ama inatla açarlar aşkla, sevgiyle, özlemle.
Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasını
İşte, ben de seni böyle beklerim yar.

Yar, ipek böceğini bilir misin?
Onun kozasının içinde ördüğü o ipliğe olan aşkını
Bilir o, ördüğü ipliğin kendisinin ölümü olacağını
Ama aşkına feda eder kendini.
Öyle verir kendini yarenine korkusuzca
İşte, ben de kendimi böyle veririm sana yar.

Yar, ağaç ile meyvesinin aşkını bilir misin ?
Meyvesini vermelidir ağaç yeniden doğmak için
Öyle zorludur ki ayrılmaları
Verir meyvesini ağaç
meyve tohum olur, tohum kök olur
Ve yeniden doğar ağaç kendi meyvesinden
İşte bende böyle yar
Yok olmayı göze aldım, tekrar sende doğmak icin


Kimden: Ankara 0650

02.05.2010 23:57:43



Kime: Ankara 0650

SONSUZ AŞK

Dalga ile kıyının aşkını bilir misin?
Öncesinden başlayıp, sonsuza giden dalga,
Hep aşka kavuşma özlemiyle atılır kıyıya.
Dalga, seven - kıyı, sevilendir.
Dokunur parmaklarının ucuyla sevdiğine dalga
Ve döner hep geriye
Bilir kavuşamayacağını ama hep koşar kıyıya
Her bir dokunuşunda aşkına verir bedenini hesapsızca
İşte, ben de seni böyle severim yar.

Yar, bilir misin dağ başında açan uçurum çiçeklerini?
Bilirler görünmeyeceklerini...
Sevilmeyeceklerini...
Koklanmayacaklarını...
Okşanmayacaklarını...
Ama inatla açarlar aşkla, sevgiyle, özlemle.
Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasını
İşte, ben de seni böyle beklerim yar.

Yar, ipek böceğini bilir misin?
Onun kozasının içinde ördüğü o ipliğe olan aşkını
Bilir o, ördüğü ipliğin kendisinin ölümü olacağını
Ama aşkına feda eder kendini.
Öyle verir kendini yarenine korkusuzca
İşte, ben de kendimi böyle veririm sana yar.

Yar, ağaç ile meyvesinin aşkını bilir misin ?
Meyvesini vermelidir ağaç yeniden doğmak için
Öyle zorludur ki ayrılmaları
Verir meyvesini ağaç
meyve tohum olur, tohum kök olur
Ve yeniden doğar ağaç kendi meyvesinden
İşte bende böyle yar
Yok olmayı göze aldım, tekrar sende doğmak icin..


Kimden: Ankara 0650

02.05.2010 21:24:23



Kime: Ankara 0650

Gitgide alışıyorum sana...hiçbir alışkanlık bu kada güzel olamaz..Alışkanlıklar daima korkutur beni..D üşünki ben yaşamaya bile alışkın değilim..Kendimi kendime alıştıramadım yıllardır...Fakat şimdi sana alışıyorum...Alıştıkça özlemim artıyor.daha yoğunlaşıyor.yalnız içimde bir garip korku var.sana alışmaktan değil seni kendime alıştırmaktan korkuyorum...birgün sana şimdi verdiklerimden daha güzelini daha değerlisini verememekten korkuyorum...Birgün ansızın ölmekten ve seni,bana olan alışkanlığınla yapayalnız bırakmaktan korkuyorum...korkunç bir yangın başladı yüreklerimizde..Özlem ,kıskançlık,arzu içimizde ne varsa hepsi birdenbire tutuştu..işte ben bundan korkuyorum SEVGİLİM...


Kimden: Ankara 0650

01.05.2010 16:34:31



Kime: Ankara 0650

Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam seni tarif
Edemeyeceğimi biliyorum. ulaşılmaz oldun hep dokunmak
Hissetmek ve dolu dolu yaşamak isterken seni, kocaman bir
Yalnızlıktı payımıza düşen

Payıma düşen her şeyi erteledim. ama erteleyemediğim bir
Şey vardı, sana benziyordu. su olsan dokunduğumda
Bozulurdun, bozulmayan bir 'şey'din... gidilecek bir yer
Olsa sonu olurdu, sonu olmayan bir 'şey'din... uykuda
Görülecek bir rüya olsa uyanırdım, beni rüyamdan
Uyandırmayacak bir 'şey'din... simsiyah saçların olsun
İstiyorum, ama bahtın değil

O gün seni gözlerinden, anafatma'dan, üç ırmağın
Birleştiği yerinden öpeyim desem, aklına ırmaklar gelir
Düşün ki yılan dağından aşağı iniyoruz ve dünyada sadece
İki kişilik türkü kalmış, onu söylüyoruz. öyle
Bir 'şey'sin sen... seni düşündükçe yoruluyorum desem
Dünyanın en büyük yalanı olur. yalanım yok

Bu günden yarına ne kalır bilmem, ama sen kalırsın tıpkı
Yatağı değişmeyen bir ırmak gibi

Yaşadıklarımız azdı, zamana sığmadık yaşamak isterken her
Şeyi. bu gün şarkı söylüyorsam, o gün şarkı değil, şarkı
Gibi seni yaşamak isterim

Halkıma benziyordun, bir yanın göç, bir yanın toprak
Kokuyordu hep. gezmediğim yerin kalmadı, bazen yasaklandın
Bana, bazen suç gibi boynumda taşıdım seni. yedi telli
Sazımla bile tam anlatamadım. sen bir uçurum gülüydün
Ellerimi her uzattığımda bin kırıkla geri döndüm
Yasaların bile tanımlayamadığı bir 'şey'din sen
Haritalara sığmazdın, her ülkede bir başka gülüyordun
Uzundun, inceydin, dokunduğumda nereli olduğumu seninle
Hatırlardım. bana hep kendimi hatırlatan bir 'şey'sin
Sen

Uzaksın, yakınsın, özlenensiN ama bugün değil, yarın gibi
Bir 'şey'sin sen

Bugün her şeyi değiştirmek için çabalarken, sen değişmeyen
Olarak duruyorsun karşımda. kabul ediyorum. dünyaya bu
Kalsın, ama sen bilme

Dünyada kaç iklim, kaç zulüm, kaç ölüm var? bir seni
Bunların karşısına koymak nasıldır bilemezsin. bilme!
Bugün her ölümle biraz ölürken, seni düşündükçe hayata
Dönüyorum yeniden

Gecenin en karanlık yerindeyim, bir sigara ateşinin
Aydınlattığı kadar ışık bile olsan, yine de istiyorum
Seni. sadece benim seni anladığım, kimsenin unutmamak için
Defterine not düşmediği, ama hayatımda hep bir dipnot
Olarak kalan kendi yasaklarım gibi unutmuyorum seni

Dağları delmiyorum, inmek istiyorum oralardan. hepiniz
Gibi aynada saçlarımı taramak, ''günaydın'' der gibi
Sokağa fırlamak ve şarkı söylemek istiyorum sana

Adına aşk diyorlar, gelecek diyorlar... bana yetmiyor. her
Şarkımda sana bir adım daha yaklaşmak istiyorum. bir başka
Dilden seviyorum, kırmızıdan daha uzundur

Gelincikler gibi bir mevsim değil, dört iklim, köşe bucak
Kim ne derse desin geri dönecek yerim yok, bir kentin
Ortasında çığlık çığlığa bağırarak tek başına kalsam da
Yine seviyorum seni

Bu bir suç duyurusudur, kendimi ihbar ediyorum


Kimden: Ankara 0650

01.05.2010 03:13:48



Kime: Ankara 0650

_____xxxxxxxx________xxxxxxxx
____xxxxxxxxxx______xxxxxxxx xxx
___xxxxxxxxxxxxx___xxxxxxxxx xxxx
___xxxxxxxxxxxxxx_xxxxxxxxxx xxxx
___xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xxxx
____xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xxxx
_____xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx xxx
______xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx x
_________xxxxxxxxxxxxxxxxxx
___________xxxxxxxxxxxxx
_____________xxxxxxxxx
______________xxxxxx
_______________xxxx
_______________xxx
______________xx
_____________x
___________x
________xx
______xxx
_____xxxx
___xxxxxx
___xxxxxxx
____xxxxxxxx
______xxxxxxxx
________xxxxxxxx
_________xxxxxxxx
_________xxxxxxx
________xxxxxx
_______xxxxx
______xxxx
_____xxx
____xx
___.x

__
___$$$$$$$$___$$$$$$$$___$ $$____$$___$$_ __$$$_______$$$_
___$$____$$___$$____$$___$$_$$__$$___$ $___$$_$$___$$_$$_
___$$_________$$$$$$$$___$$__$$_$$___$ $___$$__$$_$$__$$_
___$$____$$___$$____$$___$$____$$$___$ $___$$___$$____$$_
___$$$$$$$$___$$____$$___$$_____$$___$ $___$$_________$$_
______________________________________ __________________

__xxxxxxxxxxx______xxxxxxxxxx
_xxxxxxxxxxxxxx___xxxxxxxxxxxxx
xxxxxxxxxxxxxxxx_xxxxxxxxxxxxxx
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
_xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
__xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
____xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
_______xxxxxxxxxxxxxxxxx
_________xxxxxxxxxxxx
___________xxxxxxxxx
____________xxxxx
_____________xxxx
______________xxx
______________xx


Kimden: Ankara 0650

30.04.2010 11:08:04



Kime: Ankara 0650

Bugün Ankara Benim Gibi

Bugün Ankara benim gibi,
Ağlamaklı ve yaşamamaklı bugün Ankara,
Sessizden feryatlar yükseliyor ama kimse duymuyor,
İçten içe bir ağlama ama sessizce,
Ah bugün Ankara benim gibi...

Yalnızlığa kendini bırakmış Ankara,
İnsanları da ayrı sanki bu dünyanın hiçliğini fark etmişler,
Yaşayanı da yaşamayanı da bir farklı soluyorlar Ankara'yı,
Sesini duyuramayan Ankara, derdini anlatamayan Ankara,
Bugün benim gibi Ankara...

Sadece esen rüzgârın sesi var Ankara'da,
Sadece güneşin umutsuzluğu var Ankara'da,
Ankara'da sokaklar bana bakıyor boş boş,
Ankara'da kıyamet mi koptu ey imam!
Bugün Ankara benim gibi...

Hâlbuki bahar gelmiş ey Ankara uyan!
Toprağına can gelmiş ey Ankara gözlerini aç!
Susamış canın mutluluğa aç gönül pencereni Ankara,
Haydi çık kara topraktan Ankara, bahar gelmiş diyarlara
Bugün Ankara benim gibi kara toprağa gömülmüş...


Kimden: Ankara 0650

28.04.2010 13:35:04



Kime: Ankara 0650

......kırık bir aşk.............hikayesi bu...
..umutsuzluklarla...........ve hüzünle dolu...
güneşinden yoksun umut, bulutlar ardında
gökyüzü kapkaranlık ve biz burada ışıksızız
yollar aşılamaz türden, ufuklar bizden uzak
.bugünler mutsuz ve yarınlar çok umutsuz
...amaçlar belirsiz ve araçlar çok yetersiz
.....görüşebilmek zor, görüşmemek zor.
.........sevebilmek ve de sevilebilmek,
............ne kadar mümkün sence?
...............ne kadar olası bu düş?
..................birleşebilir miyiz?
.......................sen-ve-ben!
.........................bir gün!
.............................? ? ?


Kimden: Ankara 0650

28.04.2010 13:33:49



Kime: Ankara 0650

Hayatin anlami
Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğunu kendi kendine sormaya başlamış...
Bulduğu hiçbir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş...
Ama aldığı cevaplar da ona yetmemiş.
Fakat mutlaka bir cevabı olmalı diyormuş...
Ve dolaşıp herkese bunu sormaya karar vermiş...
Köy, kasaba, ülke dolaşmış bu arada zaman da durmuyor tabi ki
Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona:
'Şu karşıki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yaşar istersen ona git belki o sana aradığın cevabı verebilir.' demişler...
Çok zorlu bir yolculuk sonunda Bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam...
Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye 'Hayatın anlamının ne olduğunu' sormuş...
Bilge: 'Sana bunun cevabını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor demiş.'...
Adam kabul etmiş...
Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş...
'Şimdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel.
Yalnız dikkat et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin, eğer bir damla eksilirse kaybedersin.'..
Adam gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş...
Bilge bakmış 'Evet! Kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı?'...
Adam şaşkın 'Ama ben kaşıktan başka bir yere bakmadım ki.' demiş...
'Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel.' demiş Bilge...
Adam tekrar bahçeye çıkmış gördüğü güzellikler büyülemiş, muhteşem bir bahçedeymiş çünkü...
Geri geldiğinde Bilge adama 'Bahçe nasıldı?' diye sormuş...
Adam gördüğü güzellikler karşısında büyülendiğini anlatmış...
Bilge gülümsemiş: 'Ama kaşıkta hiç yağ kalmamış.' demiş ve
eklemiş: 'Hayat senin bakışınla anlam kazanır...
Ya sadece bir noktayı görürsün,
Hayatın akıp gider sen farkına varmazsın
Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın, akıp giden zamanın anlam kazanır


Kimden: Ankara 0650

28.04.2010 13:32:52



Kime: Ankara 0650

Yasam Kanunu..

İyice tanımadan hiçbir insana bağlanma.

Bitmemiş ilişkilerin üzerine ilişki kurma, acı çeken sen olursun.

İyice soruşturup diğer insanların da haklı olabileceğini düşün.

Seni takmayanı sen hiç takma, konuşmayanla asla konuşma.,

Güvenmediğin biriyle asla flört etme.

Yalanını yakaladığın kişinin düzelebileceğini düşünme.

İnsanlara doğru değer ver, haketmeyenleri sil.

Kimseye yalvarma.

Asla dönüp de arkana bakma.

Sır tutmasını bil.

Dostlarının yeri ayrı, sevgilinin yeri ayrı. Sevgilin için dostlarını, dostların için sevgilini satma.

Hakettiğin sevgiyi alamadın mı? Kendini üzme, sorun sen değilsin.

Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut.

Bir ilişkiyi kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla gözyaşı için asla yumuşama.

Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et.

Seni dinleyip anlamaya niyeti olmayanlarla tartışma.

Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme.

Eğer verdiğin sır o kişide kalmıyorsa ikinci bir sır şansı verme.

Dostun olacak insanları bazı kriterlere göre belirle.

Kendini öven insanlardan kaç.

Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma.

Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma.

Sorunun olduğunda insanlar zaman ayırıp seni dinliyorlarsa onların öğütlerini gözardı etme.

Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üstüne sıçrar.

Kendinin herkesten daha önemli olduğunu unutma.

Sen istemediğin sürece tanrı dışında kimsenin seni üzemeyeceğini aklından çıkarma.

Gözyaşlarının değerini bil, onları haketmeyenler için harcama.

Sana bahşedilen zekayı kullanmayarak tanrıya hakaret etme.

Senin zekana inanan insanları hayal kırıklığına uğratma.

Kendini sev.

Alkol alınca kontrolünü yitirenlerle asla tartışma.

Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma.

Dostluğunla yetinmeyenler için hiçbir fedakarlık yapma.

İnsanları kaybediyorsun diye ağlayıp sızlama, ama kazandığın insanların değerini bil.

Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip bununla övünmesine fırsat vereme.

Güvenmediğin kimseye aleyhine kullanılabilecek hiçbir koz verme.

İstediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma.

Sana duyulan sevgiyi ve güveni istimar etme

ALINTIDIR...


Kimden: Ankara 0650

28.04.2010 13:31:29



Kime: Ankara 0650

HAYAT DEĞİŞİK SÜPRIZLERLE DOLUDUR...!

Hiç beklemediginiz bir anda hayatiniza giren insan veya insanlar tüm yasam dengenizi alt üst edebilir.

Inandiginiz degerler,yasadiginiz mutlu hayat,yüzünüzdeki gülücükler… hepsi birden kaybolup gider…Mani olamazsiniz bir süre bu gidislere…Söz dinletemez olursunuz yüreginize.Sürekli bir mücadele baslamistirKalbinizle akliniz arasinda.Savasin galibi belli degildir…Savas alani ve kullanilan silahlar belirleyecektir sonucu…Savasin yapildigi yer Ruhunuzdur…SilahlarNefsiniz ve iradeniz…Nefsiniz ne kadar agir basarsa kalbin kazanmasi ve bu mücadelenin sonunda yikima ugrayan kisiliginizin agir tahribatlar almasi kaçinilmaz bir son olacaktir .Aklinizla birlikte hareket eden iradeniz baskin çikarsa bu savasta zafer inanilmaz lezzet birakacaktir hayat damagimizda...

Her insanin bir zayif noktasi vardir.Insanlar hiçbir zaman ,baska insanlarin baslarina gelen olaylar neticesinde ,asla bu bana olmazdi dememelidir.Insanin kendine güvenmesi güzel bir vasifdir.Fakat çok güvenmek bile ise yaramaz bazi durumlarda.Hayat çok acimasiz deriz bazen.Aslinda acimasiz yapan insanlardir.Insanlar da çok anlasilmaz olduklarindandir ki siz ne kadar güçlü,basarili bir profil çizseniz de hayatinizda bir anda farkinda olmadan bir çikmazin içine girmis buluverirsiniz kendinizi…

Hayatin süprizleri farkli biçimlerde çikar karsiniza.Her zaman birlikte olacaginizi sandiginiz sevdiklerinizin ani ölümü,çok güvendiginiz bir arkadasinizdan hiç ummadiginiz biranda yediginiz darbe,çok zengin bir insanken ,sabah uyandiginizda sahip olduklarinizi kaybetmeniz,her ne kadar zaman zaman isinizin zorlugundan yakinsaniz da yinede, gidip geldiginiz isinizden atilmis olmak,çok güvendiginiz , asla birakamayacaginizi sandiginiz makaminiz ve koltugunuzun artik baskalarinda olmasi ,sevdiginiz ve sevildiginiz bir insandan ayrilmak zorunda kalmaniz gibi daha saymakla bitmeyecek ,benim dedigimiz aslinda asla bizim olmayan dünyalik varliklar ve nedenler…

Hayatimizi idame ettirmek ,mutlu kilmak adina tüm bu saydigimiz degerlere elbette ki hepimizin ihtiyaci var.Önemli olan hiç kaybetmeyecekmisiz gibi sahiplenmek degil sadece hayatimizi anlamli kilmak adina var olduklari bilincine ulasmaktir.Kendinize hiç su soruyu sordunuz mu?Gerçekten önemli olan nedir?Son günlerde içinde bulundugum çikmaz sokakta iste bu soruyu sordum kendime…Önemli olan neydi?Hayatin adil olmadigini bilmeme ragmen neden hala inat ediyordum.Adalet ariyordum ki.Dedim ya… bazen insan aciz kalabiliyor.Hayatimda her zaman önemli olan dürüstlük ve sevgiydi. Insanlarin sizi anlamasini beklemek kadar büyük bir yanilgi yoktu .Önemli olan yasadigimiz olay ne olursa olsun bize düsen sadece samimiyetimizi kaybetmeden dürüstçe hareket edebilmekti.Tüm bunlara ragmen hala bir seyler yolunda gitmiyorsa birakin her seyi kendi akisina.yeter ki siz manevi huzuru bulun.

Kisaca hayati oldugu gibi kabul ettigimiz zaman hayatin daha güzel oldugunu bir kez daha fark etmis olmanin mutlulugu var içimde


Kimden: Ankara 0650

28.04.2010 13:27:44



Kime: Ankara 0650

Gitme Seni Özledim Azaltma baharları İşletme bana aşk adına günahları Fırtınalı bir gece gibi esme Bu son kez, mi bakışın gözlerime Bu son sözlerin, mi Sen yüreğimden yol alırken Silemem izlerini yıllarca. Gitme seni özlerim.... İliklerime işliyerek esiyorsun. Keskinliğin çaresizliğim oluyor. Gitme sabahlarım güneşsiz olur. Güneşine uzanamaz ince dallarım. Acılar bedenimi ezer yoğurur. Dayanmaz yüreğim korkular büyütür. Uğruna ölecek kadar sevdiğimsin. Gitme seni özlerim............ Ayrılık girdi, girecek kanıma. Nasıl anlatırım yüreğimdeki yangınlara. Ne derim düşen takvim yapraklarına. Gitme seni şimdiden özledim. Bittimi vadem doldumu. Gülermisin şimdi gözümdeki yaşlara. Gitme uğrunda verdiğim can hatrına. Gitme seni özlerim.......


Kimden: Ankara 0650

28.04.2010 13:26:03



Kime: Ankara 0650

Oysa bakıp bakıp sabahlara kadar ağlayabileceğim ne resmin ne de gülüşün var baş ucumda.Lakin hiçbir zaman pes etmedim.Yokluğun katransı gecelerinde karanlık odamın içinde aradığın zamanlardan kalma çağrılarının geçmiş tarihlerinin yetinmeyi bildim.Yolladığın mesajları tekrar tekrar okumak ve senin ellerinden yüreğime yollanmış kelimelerin arasında seni solumak.Adını yazan her kelimeyi gözyaşlarımla yıkayıp bir kez bile gerçek hayatta göremediğim gözlerini hayal etmek.İşte bir yudum sevgin.İşte ben Seni yıkık bir yüregin en sağlam parçalarıyla sevdim.Geçmişin kanlı izlerini senin yüreğinle silmek için değil ben senin gülen yüzünü sıcak gülüşünü sevdim. Duygularım hep yarımdı lakin senin yüreğinle tamamladim içimdeki yarımlığımı.Senin gönül güzelliğiyle örttüm çirkin suretimi.Hiçbir zaman kavuşmayacak olsak da seni sevdim ben.Ellerini bir kez olsun tutmayacak olsam da avuç içlerindeki ter olmayi yeğledim hep.Susuz dudaklarımı düşlerimde ezip bir yudum sevgini kana kana içtim.Dudaklarından süzülen sigara dumanın arasında ben gökyüzünün en güzel bulutları seyrettim.Gülüşlerinde hep sevgi Cennetinin gökyüzüne kanatlanan kelebeklerini gördüm gözyaşlarında ise kendimi ve ezikliğimi gördüm.Yetimliğimi senin yüreğinde unuttum.Lakin artık susuyorum. Kelimeleri yüreğimde ezip son kez susuyorum.Dilime senli anılarımı yüreğime gömüp varlığının huzuruna gidiyorum.Bu aşkın sevaplarını sana bırakıp günahlarını sırtıma giydirip seni sensiz yaşamaya gidiyorum.Zamanı durdurdum gözlerinde.Takvimleri ise senin geldiğin güne döndürüp kırıyorum kalemimi. Ayak uçlarına dağılan parçalarını toplama ne olur.Kırılan her parçada canımdan bir parça olacak.Ne olur dokunma kanamasın ellerin incinmesin yüreğin.Bir umuttu gözlerin şimdi kan olup akıyorum gözbebeklerinden toprağa.Gidiyorum seni sensiz sevmenin de olduğu kör uçurumlara.Karanlığın içinde bir gözlerin ışıyla yaşamaya gidiyorum.Senin duygularında doyduğumu başka tenlerin şehvet yüklü günahlarında başka aşkları solduğumu düşün.Oysa ben seni bir yudum sevginde yaşamaya devam edeceğim.Senden öte yüreğinde öte hiç bir yere gitmiyorum aslında.Lakin senli kelimeleri yazan yüreğimi kırıp suskunluğumda seni solumaya gidiyorum.Şimdi diLim lâl ve ömür boyu susuyorum....!!!!


Kimden: Ankara 0650

28.04.2010 13:23:13



Kime: Ankara 0650

En acı yalnızlık senin verdiğin yalnızlık oluyor.Sen yokken bir şey düğümleniyor boğazıma yutkunamıyorum.Nefes alamıyorum sıkışıyor kalbim.Bulunduğum
yerde yığılıp kalacakmışım ve bir daha hiç kalkamayacakmışım gibi geliyor bana.
Oysa senden önce de yalnız kaldı bu yürek.Gidenlerin bıraktığı tortuyu taşımayı bildi.Bir tek sen böyle çaresiz bırakıyorsun beni.Bir tek sen yokluğunla
beni ölüme taşıyorsun.

Renklerin güzelliğini yeniden keşfediyorum.Her renge senin adını veriyorum
Başka hiçbir duygu sana yakın olmanın seninle olmanın verdiği hazzı vermiyor bana.Sana ulaşacaksam eğer hiç şikayet etmeden kat ediyorum kilometreleri.
Yolları içimdeki tarif edilmez o deli heyecanla aşıyorum.
Gördüğümde seni titriyorum bir yaprak gibi sallanmaya başlıyorum.Saklayamıyorum gülüşlerimi.Sevinç duygusu yüzümden bütün hücrelerimi yayılıyor.
“Ne güzel” diyorum.”Yaşamak ne güzel…”
Gerçekten de öyle….Her zorluğa
Katlanabilecek gücü sen veriyorsun bana.Bir de anlatabilsem sevdanı…Yetersiz
Kalıyorum bu aşkı tarif edecek kelime bulamıyorum.Yaptığım her şeyde gittiğim
her yerde sen de oluyorsun.
Yine de seni sana şikayet etmekten başka çarem yok.…Böylesine severken seni yokluğun acısına dayanmak kolay olmuyor.Hani sen varken tıkır tıkır işleyen zaman yokluğunda duruyor.Ne
gece geçiyor ne gündüz.Ne içtiğim suyun tadı var ne yediğim yemeğin.Günlerce
aç kalsam hissetmem biliyorum.
Sitemimdir doğru.Yokluğunun bu kadar dayanılmaz olduğunu söylemeyip de
saklasam kime faydası olacak¿Her zaman duyguların açıkça ifade etmeden yana
olan ben bunu saklayabilir miyim ki¿ sensizliğin o korkunç girdabında tek başıma bırakma beni.Seni
Yaşamak istiyorum seni seviyorummm...!


Kimden: Ankara 0650

28.04.2010 13:16:50



Kime: Ankara 0650

Bir zamanlar gökyüzünde birbirlerini
gerçekten çok seven bir bulutla yıldız vardı...
Bulut gökyüzünün en şeker, en pembe bulutu
yıldızsa en parlak, umudu en çok yansıtan yıldızıydı...

Gökyüzündeki her varlık onların sevgisini kıskanırdı...
Tatlı bir kıskançlıktı onlarınkisi... Ama biri vardı ki
bulut ve yıldızın ayrılmalarını yürekten istiyordu...
Hem de yıldızın en yakın arkadaşı olmasına rağmen...

Bulut biraz saftı, kimseyi kıramazdı...
Yıldızsa bulutu için elinden gelen her şeyi yapabilir,
herkese meydan okuyabilirdi... Zaten onun için
bir bulutu bir de çok sevdiği dostu peri vardı...
Bir derdi olduğunda gider periye anlatırdı...
Nereden bilebilirdi ki, perinin bir gün bunların hepsini
yıldızla bulutun ayrılmalari için kullanacağını?

Bir gün nazar değdi bulutla yıldıza...
Hiç yoktan bir sebepten tartıştılar.
Bulut, çekti gitti, hatalı olmasına rağmen.
Yıldızsa "Nasılsa bulutum beni seviyor,
dönecektir." diye düşündü... Fakat hiç bir şey
beklendiği gibi gitmedi... Bulut dönmedi.
Kim bilir, belki de cesaret edemedi dönmeye.
Tek bir gerçek vardı ki:
O da ikisinin de çok üzgün olduklarıydı...

Gökyüzündeki iyilik melekleri bile ağladılar
onların durumlarına ama ne fayda...

Ertesi gün yıldız olanları en yakın dostu periye anlattı...
Periyse göstermelik bir hüzne büründü...
Eline büyük bir fırsat geçmişti. Artık hayatı boyunca
kıskandığı kişiye karşı kozları vardı elinde.
O kişi, en yakın dostu yıldız olmasına rağmen
kullanacaktı kozlarını... Hem de büyük bir zevkle...

Bulutun yanına gitti ve yıldızın artık onu sevmediğini
söyledi. Bulutsa üzüldü, boynunu büktü ama elinden
hiç bir şey gelmeyeceğini düşündü...
Çünkü yıldız inatçıydı..
Bir kere olmaz dediyse, bir daha olur demezdi.
Peri de bulutun bu üzgün durumundan yararlanıp
ona olan sevgisini itiraf etti...
Bulut da kimseyi kıramadığı için perinin,
yıldızının yerine geçmesine izin verdi...

Yıldız, günlerce bulutunun dönmesini,
ondan af dilemesini bekledi... Ama bulut gelmedi.
Bir gün yıldız, bulutun yanına gidip,
konuşmaya karar verdi. Gece yola çıktı.

Bulut, dostu sandığı periyle birlikte ayda eleleydi...
Melekler dayanamayıp, tüm olan biteni anlattılar yıldıza...
Çok üzüldü ve çaresiz, döndü arkasını gitti...
Yavaş yavaş sönmeye başladı...

O günden sonra yıldız söndü, ışık veremez oldu..
Bulutsa artık ne o kadar pembe, ne de o kadar kadifeydi.

Yıldız, ilk zamanlar her şeyden vazgeçti, hayata küstü...
Ama kolay pes etmezdi.
Kısa bir süre sonra hayatıyla ilgili o önemli kararı verdi.

O güne kadar hiç görmediği güneşin yanına gidecekti
ve biraz daha ışık isteyecekti ondan. Çok geçmeden
daha önce hiç görmediği güneşin yanına gitti...
Ondan yansıtması için biraz daha ışık istedi...
Güneş ışık yerine sevgisini verdi yıldıza...

O gün bu gündür yıldız,
dünyaya güneşin sevgisini yansıtır....
Bulutsa hep gözyaşlarını akıtır dünyaya...
Bir de yüreğinde kopan fırtınaları...


Yazan
Bir zamanlar gökyüzünde birbirlerini
gerçekten çok seven bir bulutla yıldız vardı...
Bulut gökyüzünün en şeker, en pembe bulutu
yıldızsa en parlak, umudu en çok yansıtan yıldızıydı...

Gökyüzündeki her varlık onların sevgisini kıskanırdı...
Tatlı bir kıskançlıktı onlarınkisi... Ama biri vardı ki
bulut ve yıldızın ayrılmalarını yürekten istiyordu...
Hem de yıldızın en yakın arkadaşı olmasına rağmen...

Bulut biraz saftı, kimseyi kıramazdı...
Yıldızsa bulutu için elinden gelen her şeyi yapabilir,
herkese meydan okuyabilirdi... Zaten onun için
bir bulutu bir de çok sevdiği dostu peri vardı...
Bir derdi olduğunda gider periye anlatırdı...
Nereden bilebilirdi ki, perinin bir gün bunların hepsini
yıldızla bulutun ayrılmalari için kullanacağını?

Bir gün nazar değdi bulutla yıldıza...
Hiç yoktan bir sebepten tartıştılar.
Bulut, çekti gitti, hatalı olmasına rağmen.
Yıldızsa "Nasılsa bulutum beni seviyor,
dönecektir." diye düşündü... Fakat hiç bir şey
beklendiği gibi gitmedi... Bulut dönmedi.
Kim bilir, belki de cesaret edemedi dönmeye.
Tek bir gerçek vardı ki:
O da ikisinin de çok üzgün olduklarıydı...

Gökyüzündeki iyilik melekleri bile ağladılar
onların durumlarına ama ne fayda...

Ertesi gün yıldız olanları en yakın dostu periye anlattı...
Periyse göstermelik bir hüzne büründü...
Eline büyük bir fırsat geçmişti. Artık hayatı boyunca
kıskandığı kişiye karşı kozları vardı elinde.
O kişi, en yakın dostu yıldız olmasına rağmen
kullanacaktı kozlarını... Hem de büyük bir zevkle...

Bulutun yanına gitti ve yıldızın artık onu sevmediğini
söyledi. Bulutsa üzüldü, boynunu büktü ama elinden
hiç bir şey gelmeyeceğini düşündü...
Çünkü yıldız inatçıydı..
Bir kere olmaz dediyse, bir daha olur demezdi.
Peri de bulutun bu üzgün durumundan yararlanıp
ona olan sevgisini itiraf etti...
Bulut da kimseyi kıramadığı için perinin,
yıldızının yerine geçmesine izin verdi...

Yıldız, günlerce bulutunun dönmesini,
ondan af dilemesini bekledi... Ama bulut gelmedi.
Bir gün yıldız, bulutun yanına gidip,
konuşmaya karar verdi. Gece yola çıktı.

Bulut, dostu sandığı periyle birlikte ayda eleleydi...
Melekler dayanamayıp, tüm olan biteni anlattılar yıldıza...
Çok üzüldü ve çaresiz, döndü arkasını gitti...
Yavaş yavaş sönmeye başladı...

O günden sonra yıldız söndü, ışık veremez oldu..
Bulutsa artık ne o kadar pembe, ne de o kadar kadifeydi.

Yıldız, ilk zamanlar her şeyden vazgeçti, hayata küstü...
Ama kolay pes etmezdi.
Kısa bir süre sonra hayatıyla ilgili o önemli kararı verdi.

O güne kadar hiç görmediği güneşin yanına gidecekti
ve biraz daha ışık isteyecekti ondan. Çok geçmeden
daha önce hiç görmediği güneşin yanına gitti...
Ondan yansıtması için biraz daha ışık istedi...
Güneş ışık yerine sevgisini verdi yıldıza...

O gün bu gündür yıldız,
dünyaya güneşin sevgisini yansıtır....
Bulutsa hep gözyaşlarını akıtır dünyaya...
Bir de yüreğinde kopan fırtınaları...


Bir zamanlar gökyüzünde birbirlerini
gerçekten çok seven bir bulutla yıldız vardı...
Bulut gökyüzünün en şeker, en pembe bulutu
yıldızsa en parlak, umudu en çok yansıtan yıldızıydı...

Gökyüzündeki her varlık onların sevgisini kıskanırdı...
Tatlı bir kıskançlıktı onlarınkisi... Ama biri vardı ki
bulut ve yıldızın ayrılmalarını yürekten istiyordu...
Hem de yıldızın en yakın arkadaşı olmasına rağmen...

Bulut biraz saftı, kimseyi kıramazdı...
Yıldızsa bulutu için elinden gelen her şeyi yapabilir,
herkese meydan okuyabilirdi... Zaten onun için
bir bulutu bir de çok sevdiği dostu peri vardı...
Bir derdi olduğunda gider periye anlatırdı...
Nereden bilebilirdi ki, perinin bir gün bunların hepsini
yıldızla bulutun ayrılmalari için kullanacağını?

Bir gün nazar değdi bulutla yıldıza...
Hiç yoktan bir sebepten tartıştılar.
Bulut, çekti gitti, hatalı olmasına rağmen.
Yıldızsa "Nasılsa bulutum beni seviyor,
dönecektir." diye düşündü... Fakat hiç bir şey
beklendiği gibi gitmedi... Bulut dönmedi.
Kim bilir, belki de cesaret edemedi dönmeye.
Tek bir gerçek vardı ki:
O da ikisinin de çok üzgün olduklarıydı...

Gökyüzündeki iyilik melekleri bile ağladılar
onların durumlarına ama ne fayda...

Ertesi gün yıldız olanları en yakın dostu periye anlattı...
Periyse göstermelik bir hüzne büründü...
Eline büyük bir fırsat geçmişti. Artık hayatı boyunca
kıskandığı kişiye karşı kozları vardı elinde.
O kişi, en yakın dostu yıldız olmasına rağmen
kullanacaktı kozlarını... Hem de büyük bir zevkle...

Bulutun yanına gitti ve yıldızın artık onu sevmediğini
söyledi. Bulutsa üzüldü, boynunu büktü ama elinden
hiç bir şey gelmeyeceğini düşündü...
Çünkü yıldız inatçıydı..
Bir kere olmaz dediyse, bir daha olur demezdi.
Peri de bulutun bu üzgün durumundan yararlanıp
ona olan sevgisini itiraf etti...
Bulut da kimseyi kıramadığı için perinin,
yıldızının yerine geçmesine izin verdi...

Yıldız, günlerce bulutunun dönmesini,
ondan af dilemesini bekledi... Ama bulut gelmedi.
Bir gün yıldız, bulutun yanına gidip,
konuşmaya karar verdi. Gece yola çıktı.

Bulut, dostu sandığı periyle birlikte ayda eleleydi...
Melekler dayanamayıp, tüm olan biteni anlattılar yıldıza...
Çok üzüldü ve çaresiz, döndü arkasını gitti...
Yavaş yavaş sönmeye başladı...

O günden sonra yıldız söndü, ışık veremez oldu..
Bulutsa artık ne o kadar pembe, ne de o kadar kadifeydi.

Yıldız, ilk zamanlar her şeyden vazgeçti, hayata küstü...
Ama kolay pes etmezdi.
Kısa bir süre sonra hayatıyla ilgili o önemli kararı verdi.

O güne kadar hiç görmediği güneşin yanına gidecekti
ve biraz daha ışık isteyecekti ondan. Çok geçmeden
daha önce hiç görmediği güneşin yanına gitti...
Ondan yansıtması için biraz daha ışık istedi...
Güneş ışık yerine sevgisini verdi yıldıza...

O gün bu gündür yıldız,
dünyaya güneşin sevgisini yansıtır....
Bulutsa hep gözyaşlarını akıtır dünyaya...
Bir de yüreğinde kopan fırtınaları...


Bir zamanlar gökyüzünde birbirlerini
gerçekten çok seven bir bulutla yıldız vardı...
Bulut gökyüzünün en şeker, en pembe bulutu
yıldızsa en parlak, umudu en çok yansıtan yıldızıydı...

Gökyüzündeki her varlık onların sevgisini kıskanırdı...
Tatlı bir kıskançlıktı onlarınkisi... Ama biri vardı ki
bulut ve yıldızın ayrılmalarını yürekten istiyordu...
Hem de yıldızın en yakın arkadaşı olmasına rağmen...

Bulut biraz saftı, kimseyi kıramazdı...
Yıldızsa bulutu için elinden gelen her şeyi yapabilir,
herkese meydan okuyabilirdi... Zaten onun için
bir bulutu bir de çok sevdiği dostu peri vardı...
Bir derdi olduğunda gider periye anlatırdı...
Nereden bilebilirdi ki, perinin bir gün bunların hepsini
yıldızla bulutun ayrılmalari için kullanacağını?

Bir gün nazar değdi bulutla yıldıza...
Hiç yoktan bir sebepten tartıştılar.
Bulut, çekti gitti, hatalı olmasına rağmen.
Yıldızsa "Nasılsa bulutum beni seviyor,
dönecektir." diye düşündü... Fakat hiç bir şey
beklendiği gibi gitmedi... Bulut dönmedi.
Kim bilir, belki de cesaret edemedi dönmeye.
Tek bir gerçek vardı ki:
O da ikisinin de çok üzgün olduklarıydı...

Gökyüzündeki iyilik melekleri bile ağladılar
onların durumlarına ama ne fayda...

Ertesi gün yıldız olanları en yakın dostu periye anlattı...
Periyse göstermelik bir hüzne büründü...
Eline büyük bir fırsat geçmişti. Artık hayatı boyunca
kıskandığı kişiye karşı kozları vardı elinde.
O kişi, en yakın dostu yıldız olmasına rağmen
kullanacaktı kozlarını... Hem de büyük bir zevkle...

Bulutun yanına gitti ve yıldızın artık onu sevmediğini
söyledi. Bulutsa üzüldü, boynunu büktü ama elinden
hiç bir şey gelmeyeceğini düşündü...
Çünkü yıldız inatçıydı..
Bir kere olmaz dediyse, bir daha olur demezdi.
Peri de bulutun bu üzgün durumundan yararlanıp
ona olan sevgisini itiraf etti...
Bulut da kimseyi kıramadığı için perinin,
yıldızının yerine geçmesine izin verdi...

Yıldız, günlerce bulutunun dönmesini,
ondan af dilemesini bekledi... Ama bulut gelmedi.
Bir gün yıldız, bulutun yanına gidip,
konuşmaya karar verdi. Gece yola çıktı.

Bulut, dostu sandığı periyle birlikte ayda eleleydi...
Melekler dayanamayıp, tüm olan biteni anlattılar yıldıza...
Çok üzüldü ve çaresiz, döndü arkasını gitti...
Yavaş yavaş sönmeye başladı...

O günden sonra yıldız söndü, ışık veremez oldu..
Bulutsa artık ne o kadar pembe, ne de o kadar kadifeydi.

Yıldız, ilk zamanlar her şeyden vazgeçti, hayata küstü...
Ama kolay pes etmezdi.
Kısa bir süre sonra hayatıyla ilgili o önemli kararı verdi.

O güne kadar hiç görmediği güneşin yanına gidecekti
ve biraz daha ışık isteyecekti ondan. Çok geçmeden
daha önce hiç görmediği güneşin yanına gitti...
Ondan yansıtması için biraz daha ışık istedi...
Güneş ışık yerine sevgisini verdi yıldıza...

O gün bu gündür yıldız,
dünyaya güneşin sevgisini yansıtır....
Bulutsa hep gözyaşlarını akıtır dünyaya...
Bir de yüreğinde kopan fırtınaları...


Kimden: Ankara 0650

28.04.2010 13:15:18



Kime: Ankara 0650

Sensİzlİkten Çok Korkuyorum

İÇİmİ Acitiyor YokluĞun
Sensİz GeÇen Her GÜne Lanet Edİyorum
Sessİzce AĞliyorum
Korkuyorum AŞkim Sensİzlİkten Çok Korkuyorum.

Ürpertİyor İÇİmİ YokluĞun
Sensİzlİk Bana VerİlmİŞ En BÜyÜk Ceza
YokluĞun İÇİmde Kanayan Bİr Yara Gİbİ
Her Daİm Acitiyor Canimi

Ölesİye Haykirmak İstİyorum Senİ SevdİĞİmİ
Sensİz OlamadiĞimisenden KopamadiĞimi
Korkuyorum AŞkim Sensİzlİkten Çok Korkuyorum


Kimden: Ankara 0650

28.04.2010 13:12:20



Kime: Ankara 0650

BELKİ BİRGÜN

UMUDUM VAR
BELKİ BİRGÜN BİRGÜN
UMMADIĞIM UMUTLARIMIN
BİTTİĞİ BİR YERDE
KARŞIMA ÇIKARSIN
BELKİ BİR GÜN
SANA OLAN SEVGİMİN
BİTTİĞİNİ DÜŞÜNÜRSÜN
BELKİ BİR GÜN
SENİNLEYKEN BİLE SENİ
NASIL ÖZLEDİĞİMİ ANLARSIN
BELKİ BİR GÜN
BANA OLAN AŞKINI UNUTUR
BİR BAŞKASINI BULURSUN
BELKİ BİR GÜN
GERÇEK AŞKI BULURSUN
VE BENİM NASIL
ACI ÇEKTİĞİMİ ANLARSIN
BELKİ BİR GÜN
SANA OLAN AŞKIM İÇİN
GURURUMU NASIL YOK SAYDIĞIMI
BU GÖZLERİMİN SENDEN
BAŞKASINI GÖRMEDİĞİNİ ANLARSIN
BELKİ BİR GÜN
AKLINA GELİRİM
EĞER AKLINA GELİRSEM
UNUTMAKİ BU KALP
HALA SENİN İÇİN ATIYOR
KALBİMDEKİ YARALAR KANIYOR
SENİ ASLA UNUTMUYOR
SENİ YALNIZ SENİ
BELKİ BİR GÜN
DÖNERSİN DİYE BEKLİYOR
PEKİ GELİCEKMİSİN
YİNE BENİM OLUCAKMISIN
BEN YALNIZ SENİN OLDUM
GELMESENDE FARK ETMEZ
BEN SENİ HEP BEKLERİM
BENİM UMUDUM VAR
SEN BİR GÜN
BELKİ BİR GÜN GELİCEKSİN
SEN GELDİĞİNDE BEN
SENİ BEKLİYOR OLUCAM
BELKİ BİR GÜN
BU HASRET BU AYRILIK BİTECEK
BİZ KAVUŞACAĞIZ
BELKİ BİR GÜN...


Kimden: Ankara 0650

28.04.2010 13:10:51



Kime: Ankara 0650

Mevsim, sonbahara akarken ben de sana geliyorum. Elimde yokluğun yüreğimde suskunluğunla sana geliyorum sevgili. Ilık bir Eylül gecesi kentin yorgun kaldırımlarında tanıdık kelimeler arıyorum sevdana dair. Sana dair tek bir kelime yeterdi bana. Tek bir nefes bile gülümsemem için yeterdi bana..Sensizlikte kanarken sol yanım, ben hep seni düşledim zembereği kırılmış zamanın avuçlarında. Seni aradım güneşin sıcak alnında, senin ellerini aradım yağmurun ıslak dualarında.


Sana gelirken toprak yağmur kokuyordu sokaklar ise yalnızlık... Sana çıkan tüm yollar arsız dikenlerle süslenmişti sanki. Ayaklarım kan revan..Bir yanım uçurum bir yanım sensizlik ama her şeye inat sana geliyorum. Hava puslu, etraf ise sensizlik .. Dikenlere aldırmadan yalınayak yürüdüm gecenin dar sokaklarında. Yüreğimle ezdim tüm engelleri, ayaklarımla öptüm yollarındaki ikiyüzlü dikenleri. Her şeye inat sana geliyorum bir elimde mevsimlerin koynundan çaldığım ılık bahar bir elimde bulutların saçlarından arakladığım rüzgar ile .. Bir ömür uzaktan sana geliyorum bir elimde bir avuç gülüş karakışlarda güneş bil diye bir elimde bir yudum umut zifiri karanlıklarda aydınlığa sımsıkı tutun diye. Sana geliyorum sevgili.... SENİ SEVİYORUM..


Kimden: Ankara 0650

28.04.2010 13:05:33



Kime: Ankara 0650

__$$$______$$$____$$$_____$$$____$$$______$$$_____- _
___$$$_____$$$__$$$$$$$$$$$$$$$__$$$______$$$_____- _
____$$$___$$$__$$$____$$$____$$$_$$$______$$$_____- _
_____$$$_$$$___$$$___________$$$_$$$______$$$_____- _
______$$$$$_____$$$_________$$$__$$$______$$$_____- _
_______$$$_______$$$_______$$$___$$$______$$$_____- _
_______$$$________$$$_____$$$____$$$______$$$_____- _
_______$$$__________$$$_$$$_______$$$$$$$$$$______- _
_______$$$____________$$$__________$$$$$$$$_______- _
_____________$$$$$$$$$$$ $$$$$$$______________
_________$$$$$$$$$$$$$ $$$$$$$$$$$___________
_______$$$$$$$$$$$$$$$ $$$$$$$$$$$$$_________
______$$$$$$$$$$______ ___$$$$$$$$$$$$_______
______$$$$$$$$$_______ _______$$$$$$$$$______
_____$$$$$$$$$________ ________$$$$$$$$______
____$$$$$$$$$$$_______ ________$$$$$$$$$_____
___$$$$$$$$$$$$_______ ________$$$$$$$$______
___$$$$$$$$$$$________ _______$$$$$$$$$______
____$$$$$$$_$_________ ______$$$$$$$$$_______
___$$$$$$$$$__________ _____$$$$$$$$$________
___$$$$$$$$___________ ____$$$$$$$$$_________
___$$$$$$$____________ ___$$$$$$$$$__________
____$$$$______________ _$$$$$$$$$$___________
_____$_______________$ $$$$$$$$$_____________
____$______________$$$ $$$$$$$_______________
____$____________$$$$$ $$$$$_________________
___$___________$$$$$$$ $$$___________________
__$_$________$$$$$$$$$ $_____________________
___________$$$$$$$$$$_ ______________________
_________$$$$$$$$$$___ ______________________
________$$$$$$$$$_____ ______________________
______$$$$$$$$________ ______________________
______$$$$$$$$________ ______________________
______$$$$$$$$________ ______________________
______$$$$$$$$$_______ ______________________
_______$$$$$$$$$______ ______________________
________$$$$$$$$$_____ ______________________
_________$$$$$$$$$$___ ______________________
___________$$$$$$$$$$_ ______________________
_____________$$$$$$$$$ $_____________________
_______________$$$$$$$ $$$___________________
_________________$$$$$ $$$$$_________________
___________________$$$ $$$$$$$_______________
_____________________$ $$$$$$$$$_____________
______________________ _$$$$$$$$$$___________
______________________ ___$$$$$$$$$$_________
______________________ _____$$$$$$$$$________
______________________ ______$$$$$$$$$_______
______________________ _______$$$$$$$$$______
______________________ ________$$$$$$$$______
______________________ ________$$$$$$$$______
______________________ ________$$$$$$$$______
______________________ _______$$$$$$$$_______
______________________ ______$$$$$$$$________
______________________ _____$$$$$$$$_________
______________________ ___$$$$$$$$___________
______________________ _$$$$$$$$_____________
_____________________$ $$$$$_________________
___________________$$$ $$____________________
_________________$$$$$______________________
________________$$$$__ ______________________
_______________$$$____ ______________________
______________$$__
çııÖÖçş____##########*________________________
__*##############______________________
__################_____________________
_##################_________**##*______
__##################_____*##########___
__##################___*#############__
___#################*_###############*_
____#################################*
______###############################__
_______#############################=__
________=##########################____
__________########################_____
___________*####################=______
____________*##################________
_____________*###############__________
_______________#############___________
________________##########_____________
________________=#######*______________
_________________######________________
__________________####_________________
__________________###__________________


Kimden: Ankara 0650

28.04.2010 13:01:54



Kime: Ankara 0650

NE SENDEN ONCESİ VARDİ,NE SENDEN SONRASI OLACAK Gözlerinin gözlerime değdiği ilk günün acısı var hala yüreğim de , tutamıyor’um sen yokken göz pınarlarımda biriken yaşları,hasretin o kadar zor geliyor ki bedenime ilk defa bu kadar acıyor DELİ YÜREĞİM. Ne senden öncesi vardı sana duyduğum sevgi gibi bakılan , nede senden sonrası olacak ne sevgisine ne’de acı verse bile o küçücük hasrete özlem duyulan. Ben seni senin ve hiç kimselerin bilmediği yüreğimin derinliklerinde saklı aşk bahçemde yeşerttim ve bunu bilsin dünya alem ve SEN seni asla kurutmayacak bu BEDEN. Güllerin kokusu var bahçemde, senin kokun var odamda nereye baksam sen varsın.Soruyorum sana sence bendeki sevda yalan mı?,sence hasretinden uykusuz kalmış gözler yalan mı?,sence seni kimselerle değişemeyen,seni seninle seven ve kimselerle paylaşamayan, seni yalnızca yüreğinin sesiyle bir sırdaş gibi karanlık gecelerde belki yıldızların beklide ay ışığının altında delice hıçkırıklarla seven kalbim yalan mı? Öyle çok seviyorum ki seni SEN anlayamadın ki başkaları bilsin. Bazen içimden ağlamak geldiği zaman tek neden sen oluyorsun gözlerime bu bile bana senin var oluşunun verdiği o güzelim ve anlatılmayacak mutlulukla bütünleşince gözlerimde senin bana verdiğin mutluluk ve hüznün yarattığı sevinç gözyaşları selleri aratmayacak kadar delice yere dökülüyorlar. Ve her yere düştüklerinde SENİ SEVİYORUM diye haykırıyorlar. Ardından sen yokken yok olan senin varlığında kocaman olan deli yüreğimin içinde rengarenk gökkuşağı açıyor her renginde SEN ve BEN. Sensiz kaldığım zaman ki duygulu anım, senle olduğum zaman ki mutluluğum, senin için mutluluk ve hasretinden dökülen göz yaşlarım, senin için hayallerini kurduğum ve sevgini içine sığdıramadığım dünyam kadar beklide binlerce dünya’ya sığmayacak kadar çok seviyorum. İYİKİ VARSIN,İYİKİ YANİMDASIN…!


1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  [12]  13  


counter